Ana Sayfa / Yazarlar / Kastamonu’da Neler Oluyor?

Kastamonu’da Neler Oluyor?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kastamonu’da Neler Oluyor?

Son iki hafta içersinde Kastamonu’da ilginç şeyler oluyor..
Ne olduğunu, neden olduğunu, kimlerin aklıyla, kimlerin eliyle olduğunu kimse sorgulamıyor, kimse konuşmuyor, kimse üstüne gitmiyor ama ilginç ve sinsi işler dönüyor..

9 Temmuz Pazar günü Nasrullah Camiinde Bediüzzaman Said Nursi ve Mehmed Feyzi Efendi’yi anma, mevlid programı tertip edildi.. Arkasından ulusal yayın yapan bir medya organı iğrenç, saldırgan, yalan yanlış bilgiler, algı oyunları içeren bir haber yaptı ya da yaptırıldı..

Ardından Milli Egitim Bakanımız, velilerden talep gelmesi halinde kız ve erkek ayrı eğitim verecek liselerin açılabileceğine dair bir açıklama yaptı.
Açıklamanın hemen ardından ilginç bir şekilde ve ilk önce Kastamonu’dan aykırı bir ses yükseldi.
Parlatılmak istenen genç bir siyasetçi ağzından yine sert, yine alakasız, saygısız, kavgacı bir üslupla, bilimsel hiç bir veriye dayanmayan, dünyadaki gelişmelerden habersiz, toplumun gerçekleriyle, istekleriyle örtüşmeyen, gürültüsü yüksek ama içeriği bomboş bir açıklama geldi..
Muhtemelen o açıklama metnini de birileri hazırladı, o kardeşimiz de müsamere kolundaki heyecanlı çocuklar gibi şevkle okudu, paylaştı..

Onun da hemen ardından Nakşibendi Tarikatı Adıyaman Menzil Kolu şeyhinin vefatı vesilesiyle Kastamonu bağlantılı bazı sosyal medya gruplarında bütün İslami cemaatleri, tarikatleri, alimleri, ârifleri, dindar insanları suçlayan, dışlayan, aşağılayan nefret söylemi içeren, ötekileştiren, ayrıştıran paylaşımlar yapılmaya, yayılmaya başlandı..

İslamla, müslümanlarla, devletimiz ve milletimizle kavgalı sanatçı, suyasetçi vb biri öldüğünde hakkında olumsuz bir şey yazılsa, söylense; ‘ölünün ardından konuşmaya utanmıyor musunuz’ diye ahlak dersi verenlerin, ölen bir âlim olunca tüm ahlaki değerleri ayakları altına alıp en iğrenç hakaretlerle saldırmaktan müthiş zevk aldıklarını bir kez daha gördüğümü bu vesileyle ifade etmeliyim.

Bu bahsettiğim üç olaydan hemen önce, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin apartmanlara kadar girip daire kapılarına Hristiyanlık propagandası içeren broşürler bıraktıklarına dair de bir haber düşmüştü yerel medyaya..
Bu misyonerlik haberine hiç ilgi göstermeyen, görmezden gelen, tepki vermeyen kişi ve grupların bu ülkenin ve bu şehrin asli unsurları ve asil insanları olan müslümanlar ve onların faaliyetleri hakkında bu kadar sert, çirkin saldırıları hakikaten çok ilginç ve anlamlı geldi bana..

Misyoner faaliyetlerinin deşifre edilmesinin intikamı mı alınıyor, diye sormadan edemedim..

Birbiri ardına gelişen bu olaylar birbiriyle bağlantılı mı?
Organize olaylar silsilesi mi?
Arkasında kimler var?
Niyetleri, planları, hedefleri ne?
Ülkenin olduğu gibi şehirlerin de derin yapıları mı var?
Karanlık odalarda, karanlık konseyler mi toplandı, karanlık zihniyetli insanlar karanlık kararlar mı aldılar?

Tek Parti döneminin gözde adamlarından biri olan Nevzat Tandoğan;
“Ulan öküz Anadolulu!
Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var?
Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz..

Sizin iki vazifeniz var:
birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek; ikincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek..” demişti merhum Osman Yüksel Serdengeçti’ye..

Tandoğan kadar net, açık oynama, açık konuşma cesaretleri olmadığı, sosyal-siyasal konjöktür ona müsade etmediği için kendilerini kamufle eden karanlık kişiler ve gruplar dolaylı ve sinsi yollardan;
Kastamonu bizim. Bu şehrin diyaneti, siyaseti, ticareti, bürokrasisi, kültürü, sanatı vs bizden sorulur, mu diyorlar?

Bu ülkede ve bu şehirde herşeye biz karar veririz. Ağa biziz, paşa biziz, bey biziz, kolluk bizde kıllık bizde demeye mi çalışıyorlar?

Bunun için mi medyada, siyasette, bürokraside, sosyal medyada, orada burada beslemelerini kullanıp yaygara çıkarttırıyorlar?

Son seçimlerden sonra oluşan siyasi tabloyu, yeni vekilleri baskı altına almaya, ayar vermeye mi çalışıyorlar?
Aynı şekilde bürokrasiyi denetimleri altında tutmaya, atanmış adamlarının yerlerini korumaya, yeni atamalara dolaylı yoldan müdahil olmaya mı çalışıyorlar?..

Oğuz CANDARLI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İsraf ve Şükür / “İktisat Risalesi” Yazıları – 2

İsraf ve Şükür “İktisat Risalesi” Yazıları - 2 Sami USLU İktisat Risalesi’ne ait Birinci Nükte’nin …

Kapat