Kastamonur.com’dan Konulu Risale-i Nur Müzakere daveti!

Sitenizden, Risale-i Nur Müzakeresine davet!

 

Evvela Bütün Mü’minlerle beraber, ziyaretçilerimizin Ramazan Bayramı’nı can u gönülden tebrik ederiz.

Muhterem Risale-i Nur ile meşgul olan/olmak arzu eden ziyaretçilerimiz,

Site olarak, bazı ağabey ve kardeşlerimizin mütalaa ve müzakere etmek üzere seçtikleri Risale-i Nur’dan konuları sizlerle de paylaşmak arzu ettik. Böylece, istifadeleşme imkânı olacağını tahmin ediyoruz.

 

Aşağıda verilen mevzularla ilgili mütalaa ve tefekkürlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyoruz. Biz de sizin mütalaalarınızı, mülahazalarınızı burada, bu başlık altında neşrederek diğer kardeşlerimizin nazarlarına arz etmiş olacağız. İnşallah çok hakikatin inkişafına vesile olacağı kanaatindeyiz.

 

Mevzularla ilgili değerlendirmelerinizi paylaşmak istediğinizde, 2 yolu tercih edebilirsiniz.

1. Yol; kastamonur@gmail.com adresine yazmanız, diğer yol ise; bu yazının altındaki yorum bölümünü kullanmanız. Takdir sizindir.

 

Bu tedkik, tahkik, tefekkür ilh ve müzakere davetimize icabet etmeniz dua ve ricasıyla..

Kastamonur.com

 

Mevzu-1– Lemalar; Birinci Lema’da; ‘Sırr-ı Ehadiyet; Nur-u Tevhid içinde inkişaf ettiğinden…’ denilmektedir..

Sırr-ı Ehadiyetin, Nur-u Tevhid içinde inkişaf etmesi, ne demektir?

Bu ulvi hakikatin izahı olarak, Risale-i Nurlardan nereler okunabilir? 

 

Mevzu-2– 2. Lema’da;  Birinci Nükte’de; Namazını ihmal edenin, vazife-i ubudiyetini yerine getirmeyenin, ısrarla namazını terk etmeye devam etmesi halinde, ‘Keşki o vazife-i ubudiyeti bulunmasa idi’ dedikten sonra; ‘..bu arzudan bir manevi adavet-i ilahiyeyi işmam eden bir inkar arzusu uyanır’ deniliyor.

Risale-i Nur Külliyatı’nda; namazını ısrarla ihmal etmeye devam edenlerde; ‘adavet-i İlahiyeyi işmam eden bir inkar arzusunun uyanacağı’ hususunda, başka nerelerde/ hangi izahlar vardır? Yani ‘kalbde yaşanan bu değişim’ nasıl gerçekleşiyor?

Namaz kılmamakta ısrar eden ‘ne oluyor da’ Allah düşmanlık kokan sözler söylemeye/tavırlar sergilemeye başlıyor?

 

Mevzu-3– Emirdağ Lahikası-1 ‘Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani almazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkanını ruhuna alabilir’ deniliyor..( RNK yayınları, sahife: 43)

– Çocuklara, küçüklüğünde kuvvetli iman dersinin nasıl verilmesi gerektiği hususunda, Risale-i Nur külliyatında nerelerde/hangi izahlar  vardır?

– İslam cemiyetinde, çocuklara küçüklüklerinde kuvvetli iman sersi verilmezse, daha sonra o çocuğa iman hakikatlerinin anlatılmasının, bir gayr-i Müslime iman hakikatlerinin anlatılmasından ‘daha zor’ olacağı hususunda, mezkur yerde bir ikaz var. Bu hususta, Risale-i Nur külliyatında başka nerelerde/ hangi izahlar vardır?

-Çocuklarına, küçüklüklerinde ‘kuvvetli iman dersi’ vermeyi ihmal eden, ancak daha sonra yani çocukları akıl/baliğ olduktan sonra hatasını anlayan ana/babalar nasıl davranmalıdırlar?

 

Mevzu-4– Tarihçe-i Hayat isimli eserden öğreniyoruz ki; Bediüzzaman Said Nursi’ye ‘ Senin bütün risalelerin, imanı pek kuvvetli ders veriyor. Dünyadan soğutuyor. Nazarı ahirete çeviriyor. Biz ise; bütün kuvvet ve dikkat ve zihnimizle dünya hayatına müteveccih olmamızla bu zamanda yaşayabiliriz. Çünkü şimdi yaşamak ve düşmanlardan sakınmak çok müşkülleşmiştir?’ şeklinde ithamlarda bulunulmuştur..

Said Nursi, söz konusu yerde, ‘nazarı, ahirete çevirmenin,insanı dünyadan soğutmayacağını, nazarını, ahirete çevirenlerin ‘dünya hayatına daha ziyade çalışacakları’ ifade ediyor.

Ahirete ciddi yönelmenin; insanı dünyadan soğutmayacağı, dünyayı daha ziyade sevdireceği hususunda, Risale-i Nur külliyatında, nerelerde/ hangi izahlar vardır?

 

Mevzu-5– Sözler-21. Söz/Birinci Makam-Birinci İkaz’da, ‘Beş vakit namazı, şevk ile eda edememenin en önemli sebebi olarak; ‘tevehhüm-ü ebediyet’ zikrediliyor.

‘Tevehhüm-ü ebediyet’ nedir?

‘Tevehhüm-ü ebediyet’ tehlikesinden kurtulmak ve korunmak için nasıl bir tefekkür ve bakış gerekir?

Bu hususta; Risale-i Nur külliyatında, nerelerde/hangi izahlar vardır?

 

Mevzu-6- Tarihçe-i Hayat isimli eserde, ‘Cemiyet misiniz?’ şeklindeki sorulara ve ithamlara; Said Nursi;

‘Evet, Nurcular cemiyet memiyet, hususan siyasi ve dünyevi ve menfi ve şahsi ve cemaati menfaat için teşekkül eden cemiyet ve komite değiller ve olamazlar’ diye cevap veriyor..

-Cemaati menfaat nedir? Cemaati menfaat için teşekkül  eden cemiyet ve komite olmak manen niçin tehlikelidir?

– Cemaati menfaati masum görüp gözetmek, dünyevilik/ dünyevileşmek tehlikesine nasıl kapı açar?

-Cemaati menfaati masum görüp gözetmek, ihlası nasıl tehdit eder?

-Cemaati menfaati masum görüp gözetmek, müminler arasındaki uhuvveti/muhabbeti nasıl tahrip eder?

-Cemaati menfaati masum görüp gözetmek, ‘cemaatin menfaatini gözetiyorum perdesi altında’  nefsin menfaatini gözetmeye/aramaya nasıl kapı açar?

Yukarıda sıralanan soruların cevabı olarak, Risale-i Nur külliyatından nereler okunabilir?

 

Mevzu-7- Kur’an-ı Kerim’e göre zulüm nedir?

Bilhassa müminlerin de ‘hangi zulüm çeşitlerine bulaşmış olabileceklerini’ dikkate alarak düşündüğümüzde, Risale-i Nur Külliyatında nereler okunabilir? Bulaşmış olabileceğimiz ancak farkında olmadığınız zulüm çeşitlerini bu dünyada ‘fark edip’ temizlenebilmek bakımından, ‘Kur’an-ı Kerim’e göre zulüm nedir?’ sorusunun cevabını doğru öğrenmeye çalışmak elzemdir..

Ayrıca,

Mevzu-8

Lem’’alar-21. Lem’a’da;

‘Mesleğimiz, ‘Haliliye’ olduğu için, meşrebimiz ‘Hıllettir’ deniliyor..

Ve devamında;

‘Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak iktiza eder. Bu hılletin üss-ül esası, samimî ihlastır. Samimî ihlası kıran adam, bu hılletin gayet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var. Ortada tutunacak yer bulamaz’

deniliyor..

Ve tekrar devamında da;

‘Evet yol iki görünüyor. Cadde-i Kübra-yı Kur’aniye olan şu mesleğimizden şimdi ayrılanlar, bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek ihtimali var. İnşâallah Risale-i Nur yoluyla Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın daire-i kudsiyesine girenler; daima nura, ihlasa, imana kuvvet verecekler ve öyle çukurlara sukut etmeyeceklerdir’

deniliyor..

……………………………………………..

Sorular:

Yukarıdaki hakikatlerde; ‘meslek’ ile kastedilen ‘Haliliye’ mesleği, yani, bu asırda (önceki asırlardan farklı olarak) İslamiyet’i anlamaya ve neşretmeye çalışmak için bir araya toplanan yani  İslam kardeşliğini bozmadan ‘cemaatler’ haline gelen müminler arasındaki münasebet, ‘kardeşlik’ münasebeti olmalıdır. Bunun da ‘üss-ül esası, samimi ihlastır’ dolayısıyla ‘samimi ihlasın esas’ olduğu ve ‘kardeşlik esaslarının’ hakim olduğu meslekten ayrılanlar; ‘manen büyük tehlikeye düşerler’, diye mi anlayacağız?

 

‘mesleğimizden ayrılanlar’ ifadesiyle;

Çünkü bu ‘enaniyet asrında’ kardeşlik esasına dayanmayan ve samimi ihlâsı esas almayan meslekler manevi risk altındadır, mı deniliyor?

Çünkü söz konusu Risalenin devamında da, aşağıdaki ifadeler var:

‘Pederane, mürşidane mesleklerdeki gıbtakârane hırs-ı sevab ve ulüvv-ü himmet cihetiyle çok zararlı ve hatarlı neticeler vücuda geldiğine delil…’

-Gıbtakarene ‘hırs-ı sevap’ nedir? Nereden kaynaklanıyor? Niçin tehlikelidir?

– ‘Ulüvv-ü himmet’ nedir? Nereden kaynaklanıyor? Niçin tehlikelidir?

‘Ulüvv-ü himmet’ tabirini, yukarıdaki çerçevede görmesek, ‘bu tabir, çok ulvi manalara geliyor ve çok ulvi manaların anlatıldığı yerlerde kullanılır?’ deriz, diye hatıra geliyor, fakat yukarıda çok tehlikeli bir manevi hâl ile ilgili kullanılmış, görünüyor.

Bir kardeşimiz şöyle şey demişti:

“ ‘İhlâs Risalesi’nde bahsedilen ‘meslek’ ihlal edildiğinde, hizmetlerde ‘rekabet’ oluyor, hizmetlerde ‘heyecan’ görünüyor fakat ‘muharrik/sâik’ Allah’ın emri ve maksat da Allah’ın rızası olmuyor da, ‘başka şeyler’ oluyor… Mesela, başkalarına ‘üstün gelmek’ davranışlarda ‘belirleyici faktör’ olmaya başlıyor. Böyle bir hal, bazı şahıslara ve hallere kızarak/ küserek ‘köşeye çekilmekten’ ‘daha derin bir manevi bir tehlike gibi görünüyor.. Çünkü burada ‘İslamiyet’e hizmet ediyorum’ zannıyla ‘heyecanla koşmak’ söz konusu fakat ‘ruhsuz’ bir koşmak ve İslamiyet düşmanları tarafından ‘kullanılmak tehlikesini bünyesinde barındıran’ bir koşmak söz konusu….’ ”

Malum olduğu üzere, söz konusu risalede, ‘menfaat-i maddiye’ cihetinden gelen rekabetin, ihlâsı nasıl kırdığı da anlatılıyor. Burada, ‘İslamiyet’e hizmet için bir araya gelen iki mümin, ikisi de piyasada ‘aynı malı sattıklarından, aralarında rekabet başladı, bu rekabet manevi hizmetlere yansıdı ve bu suretle ihlâs kırıldı’ gibi bir durum anlatılmıyor, diye düşünürsek; burada anlatılan, İslamiyet’e hizmet ederken, çevrenin zenginlerinin desteğini ‘kendi hizmetine çekmek’ arzusundan kaynaklanan bir rekabet mi? 

(Ne kadar sırlı bir imtihan? Çünkü Kur’an-ı Kerim’de ‘hayırda yarış’ teşvik ediliyor fakat ‘rekabete dönüşen’ bir yarışta ‘ihlâsın kırılması’ ne büyük bir tehlikedir?)

‘İmtihan, hiç kimse için bitmiyor; gittikçe İNCELİYOR’

Aynı şekilde ‘hubb-u cahın’ ihlâsı kırması da çok düşündürücü, değil mi? Çünkü burada da kastedilen, ‘maddi makam’ mücadelesi değil; ‘manevi makam mücadelesi’ görünüyor.

Risale-i Nurlarda ‘manevi makam’ ile ilgili mücadele veya ‘dini, dünya için kullanmak riskinin ‘daha ziyade’ olduğu konusunda ikazlar hatırlıyoruz..

Manevi makam ‘çekilmesi’ nasıl başlıyor? 

Acaba, Haliliye ‘mesleğinden ayrılınca mı?’

Yani ‘haliliye’ mesleğinin gereklerine riayet edilebildiği ve ihlâs esas alındığı nisbette, ‘manevi makam mücadelesi’ tehlikesinden, inayet-i İlahi ile muhafaza olunacağı ümidi taşınabilir, denilebilir mi?

 

Bu vesileyle, Tarihçe-i Hayat isimli eserde  ‘cemaatî menfaat’ tehlikesine dikkat çekilmiş…

‘Cemaatî menfaat’ denilen manevi tehlike ile neyin kastedildiğini anlamanın, mesela, Kader Risalesi’ni anlamaktan, ‘bir cihetten’ ‘daha zor’ olduğu hatırımıza geliyor…

Bu hususu da paylaşmak arzu ederiz. 

Acaba ‘cemaatî menfaat’ de ‘müminler arasındaki kardeşliği’ ve her bir müminin ‘ihlâsını’ tehdit eden bir manevi tehlikeye mi işaret ediyor? Düşünelim inşaallah..

………………,,,,………………..

‘Mürşidane bir vaziyet takınmak’ tehlikesini de hatırlayalım..

 

İhlâs Risalesindeki ‘meslek’ ifadesinin içinde neler var?’