Kelimelerin İşaret “Değer”i

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yazar:  

Kelimelerin elbette mana cihetiyle icra ettikleri vazifeleri var. Taşıdıkları kıymet de kelimelerin bu özelliğiyle ilgilidir. Kelam hazinesinin işletilmesi ve kelimelere vukufiyetin artmasıyla da taşıdıkları bu değer idrak edilecek, ehemmiyetleri hakkında farkındalık oluşacaktır.

Her kelime öncelikle bir mana taşır. Bu manayı tek başınayken taşır… Bir araya gelir cümleten taşır… Cümleler cem olur paragraf tabiriyle ayriyeten ve mezc halinde taşır. Paragraflardan müteşekkil metin kalesinde ise tuğla olur, artık mesajın içerisinde zapt u rabt altına alınmış olarak bir başka manaya hizmet eder.

Kısacası her halükârda kelimenin ucu manaya dokunur.

Bir fikrin, bir hissin tercümanı, şifahi ve kitabi ifadelerin mana güvercinleri olan kelimelerin göz ardı edilmemesi gereken mühim bir vazifesi daha vardır. Birer “işaret” birer “köşe taşı” olarak kayıt gayesine hizmet etmeleri…

***

Hayat mücadeledir:

Nefisle mücadele…

Şeytanla mücadele…

Yeri geldiğinde bunların dürttükleriyle mücadele ve mücahede…

Elimizde olan yegâne kuvvet ise Allah (cc) ve Resulüne (asm) sımsıkı yapışmak…

Özellikle hayatın monoton akışı kırıldığında manevi sahada mücadele ve mücahede cereyanı hissedilmeye başladığında Hakkın ipine sarılmakla ve Efendimizin (asm) ayak izlerini takip etmekle- sünnet-i seniyeyi gözetme ile- gönül hanemizi Kur’ân güneşinin nurları kuşatır.

Zaten o zulmetler içerisinde o hengamede asıl ihtiyacımız olan Kur’ân hakikatlerinin küçük bir parıltısı, sünnet-i seniyyeden elde edeceğimiz ve istinad noktası olacak bir nur değil midir?

İşte…

Kelimelerin taşıdıkları apayrı bir değeri, onların birer işaret olarak birer nişan, iz, belirti maksadıyla istimalini tam da bu demlerde yaşarız.

İmdada yetişen hakikat nurlarını kaydetmek, tutmaklık hesabıyla kelimeler bilindik manalarının dışına çıkar, lügatlere sığmaz. Nefsin ve şeytanın hücumu karşısında birer mücahede meyvesi olan inayetin ve yetişen nurların nişanı olurlar. Onların ifadesi olmaz fakat nişanı olarak kullanım sahasında vücut bulur.

İşte kelimelerin manadan da öte bu kullanım sahasında istimaline misal bir küçük lügatçe:

Şükür: 24 ayar mümin olabilmenin kıymetini idrak ederek, minnet hisleriyle Hakk’a yönelmek.

Sebat: Hakkın hatırı için öfke ve muhabbet hislerini dengede tutup, temkin haliyle şeriat-i fıtriyenin hükmünü gözlemek.

Uhuvvet: Menzile yürürken maddi ve manevi sağanaklara karşı, kollarını ve yüreklerini kenetleyenlerin sahip olduğu kırılmaz halka, çözülmez bağ.

Sabır: Nefis ve şeytan sarmalından sıyrılırken kılıcı yürekte, sevdayı gönülde bekletebilmek; emirsiz adım atamamak.

Metanet: Nefisleri Hak ve hakikate râm eyleme mesleğinde aceleye fırsat vermemek

İhlâs: Yaradanın rızasını gözeten niyetin ruhu, kuvvet kaynağı.

Cihad, Mücahede: (1) “Halife-i zemin” makamına layık insanın, nefis ve şeytanı başta olmak üzere yedi düvele karşı takındığı vaziyet. (2) “İmanım yanıyor” nidası ile irkilip “iman asrı” şuuruna erişenlerin “nefis murakabesinde” “kendi nefsini dahi unutma” ifadesindeki “serden geçme” hâli.

Her bir kelime farklı lügatlerde çok farklı manalar taşıyabilir. Öğrenilebilir. Ezberlenebilir. Ama unutulmamalıdır ki her bir kelime özellikle nefis ile münakaşa, kapışma anlarındaki siperlerden açılan pencerelerden yansıyan Kur’an ve sünnet nurlarının ayrı bir işareti ve köşe taşıdır.

***

Aslında her şeyin kıymeti nazarda gizli değil midir?

Kelimelerin de öyle.

Eğer kelime birkaç harften müteşekkil görülürse,

Eğer kelime sadece birkaç mananın içerisine teorik tarzda hapsedilirse,

O zaman…

Nefsani nazarla, eşyanın gerçek değerinden sükût etmesi gibi; kelimelerden müteşekkil söz ve ifadeler de iskat edecektir.

Bu cihetten kelimelerin işaret değerinin göz ardı edilmemesi, söz ve ifadenin temel taşı olan kelimelere doğru nazar edebilmek, onların hayattaki kullanımı ve sahadaki yerini tespit cihetiyle önemlidir.

Yâ İlâhenâ!

Efendimiz Muhammed’e (asm), onun Ehl-i Beyt’ine ve ashabına, ilk nüzulden zamanın sonuna kadar, her okuyucu tarafından Kur’ân’ın her bir kelimesi okunduğu anda, hava dalgalarının aynalarında Rahman’ın izniyle görünen bütün kelimelerde, teşekkül eden bütün harfler adedince salat ü selam eyle!

Ve bütün bu kelimeler ve harfler adedince bizlere, anne-babamıza, erkek ve kadın bütün mü’minlere merhamet eyle!

İrfan Mektebi 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hadislerle Şâhitlik

عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) قَالَ: “أَلَكَ بَنُونَ …

Kapat