Ana Sayfa / Yazarlar / Kendini Gizle Dinini Değil..

Kendini Gizle Dinini Değil..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kendini Gizle Dinini Değil..

Masonlar,
Laikler,
Sol gruplar,
Modernistler,
Feministler,
Komünistler,
Misyonerler ve benzeri gruplar yaptıkları insani yardımları gizlemezler..
Tam tersi bütün aleme ilan ederler. Ve bunu öyle güzel yaparlar ki hayran olursunuz, gözleriniz yaşarır, ayakta alkışlarsınız..
Bunun onlarca, yüzlerce, binlerce örneğini bilirsiniz, medyadan, sosyal medyadan bulabilirsiniz..

Ama birileri müslümanların yaptığı yardımların bilinmesini, görülmesini, duyulmasını asla istemezler.
İslam’ın ve müslümanların hanesine artı puan yazılmasın, insanlar İslam’a ve müslümanlara ilgi duymasın, sıcak bakmasın diye müslümanlara dönüp sürekli yardımların gizli yapılması gerektiğinden dem vururlar..
Derenin taşıyla derenin kuşunu avlamak kabilinden İslam ahlakı ile müslümana tuzak kurup müslümanı kafese almak isterler, istiyorlar..

Oysa müslümanlar iyilik ve yardımlarını zaten gizli yaparlar.
Bu ülkede yardım faaliyetleri neredeyse tamamen müslümanlar eliyle yürür. Müslümanların gayretleriyle yürür.
Müslümanların verdikleriyle yürür..

Her yıl, içerde ve dışarda milyonlarca insana milyarlarca lira aynî ve nakdi yardımı müslümanlar yapar..
Dindar, müslüman insanların ülkemizdeki milli gelirden aldıkları toplam pay çok düşük olmasına rağmen ülkenin kaymağını yiyen, devlet kadar, Karun kadar zengin kişilerden, şirketlerden, gruplardan, yapılardan miktar olarak da oran olarak da çok daha fazla yardım yaparlar.
Ve yardımları süreklidir, düzenlidir.
Bir kere yaptım yeter deyip kenara çekilmezler..

Yazık ki bu yardımlardan istifade edenler bile bunu bilmez.
Yardımın kimden geldiğini bilmezler.
İnsanların neden yardım ettiklerini bilmezler.
İslam’ın merhamet ahlakı, paylaşma ahlakı, diğergamlık ahlakı, sosyal barış ve adalet sistemi gibi güzellikleri hakkında düşünme, araştırma gereği de duymazlar..
İslam’ın hayata ve kendilerine sağladığı yardım iklimini idrak edemezler çoğunlukla..

Hatta çoğu insan yardımı alır da teşekküre bile gerek görmez.
Onların vazifesi, borcu olduğunu düşünür. Vermezlerse kızar, alamazsa küser, isyan eder..
Alacağını alır, ihtiyacını görür arkasına bakmadan gider.
Allah’a şükretmek bile aklına gelmez..

Müslümanlar da yardım ederken muhtaç insanlar üzülmesinler diye kendilerini, dinlerini, bu yardımları neden yaptıklarını anlatmaktan bile çekinir, haya ederler..
Yaptığı üç kuruş yardım ile beni etkilemek, minnet altına almak, zaaflarımdan yaralanarak bana birşeyler empoze etmek istiyorlar diye düşünür belki incinirler diye yardımını sessizce verip kaybolup giderler.
Çoğu zaman bilinmememek için bizzat değil, başkalarını aracı yaparak yardım ederler..

Oysa laikler, masonlar, modernistler, misyonerler bazen sırf kendilerini ve ideolojilerini reklam etmek için yardım faaliyetleri organize ederler..
Bu organizasyonlarda önce kurumsal, ideolojik tanıtım ve propagandalarını, sonrasında yardımlarını yaparlar.

Evet, İslam ahlakında nafile ibadetleri gizli yapmak, sadakayı gizli vermek fazilettir.

Ama farz olan namaz oruç, hac ve zekat gibi ibadetlerin aleni yapılmasında hiç bir mahzur yoktur.
Bunlar İslam’ın şiarı yani bayrağıdır.
Bayrak gizlenmez, her yere asılır, herkesin ve özellikle de düşmanın göreceği yere asılır.
İslam’ın merhamet bayrağının dalgalanmasından rahatsız olanlar var diye o bayrak gizlenmez.(***)

Zekat gibi fitre ve fidye vermek de emirdir..
Fidye farz, fitre vaciptir.
Dolayısıyle açıktan verilmesinde mahzur yoktur..
Sadaka ise farz yahut vacip değil, nafile bir ibadet olmasına rağmen açıktan da verilebilir.
Niyete ve içinde bulunduğumuz ahval ve şeraite göre bazı durumlarda açıktan vermek daha faziletli olabilir..
Zira ameller niyetlere göredir..

Yaşadığımız çağda din, kültür, medeniyet savaşlarının ayyuka çıktığı bir ortamda zekat, fitre, fidye, sadaka gibi mali ibadet ve yardımlarımızı “İslam’ın güzelliklerini duyurmak” niyetiyle açıktan yapmakta sakınca olmaz kanaatindeyim..

– Bu iyilik benden değil..
– Bu malın, mülküm, imkanın asıl sahibi Allah.
– Bu yardım İslam’ın bana öğrettiği, Allah’ın bana emrettiği bir güzelliktir..
– Ben Allah adına, dinim adına sana olan borcumu ödüyorum..
– Ben müslümanım. Ve dinimin emrini yerine getiriyorum diye İslam’ın reklamını, tebliğini yaparak verebiliriz ve vermeliyiz diye düşünüyorum..

Birilerinin sürekli;
Müslümanlar cimri.
Müslümanlar yardım yapmıyor.
Müslümanlar kimsenin derdiyle dertlenmiyor.
Müslümanlar kimsenin yarasına merhem, derdine derman olmuyor dedikleri bir ortamda İslam’ın ve müslümanların güzelliklerinin gösterilmesi gereklidir diye düşünüyorum.

Dünyanın kanını emen, acımadan sömüren batılı ülkelerin, ideolojilerin, küresel yapıların, küresel şirketlerin, faiz, silah, ilaç, gıda lobilerinin Türkiye ajanslığını, Türkiye distribütörlüğünü yapan kişi ve grupların kendilerini iyilik meleği, müslümanları şer odağı, şeytan gibi görüp göstermeye çalıştıkları bir dünyada onların algı savaşlarına karşı eylem ve söylemlerle karşı koyma zorunluluğumuz vardır diye dünüyorum.

Kurban bayramı yaklaştığında hayvan sevgisi üzerinden,
Hac mevsimi yaklaştığında Arap düşmanlığı üzerinden İslam’a ve müslümanlara saldıranlar Ramazan gelince sus pus oluyorlar..

İslamın fakirlere, gariplere, darda, zorda olanlara adeta can suyu, hayat öpücüğü olan merhamet iklimi, yardım emir ve faaliyetleri onları çıldırtıyor..
Müslümanlar zekat, fitre, fidye, sadaka dağıtırken ayakta alkışlamaları gerekirken
sadece “yardımlarınızı gizli verin” diyebiliyorlar..
Gizli verin ki görmeyelim..
Gizli verin ki insanlar İslam ve müslümanlardaki guzellikleri görmesinler..

Bu algı oyunlarına, propaganda savaşlarına karşı uyanık olmak, karşı bir duruş, davranış, eylem ve söylem geliştirmek zorundayız.

“Allah adına vermeli,
Allah adına almalı,
Allah adına başlamalı,
Allah adına işlemeli..”
Kendimizi gizlesek bile Allah’ı, Rasûlüllahı s.a.v. dinimiz İslamı gizlemeden vermeliyiz vesselam..

***
Mesela rakı laiklerin bayrağıdır.
Laikler bayraklarını hiç gizliyorlar mı?
Gizli iç deyince hemen agresifleşiyor, sen benim özeline karışamazsın diye saldırıya bile geçiyorlar.)

.

Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

2 Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun kıymetli kardeşim,
    Eline, kalemine, emeğine, yüreğine sağlık,
    Rabbim İslam Âlemine birlik & beraberlik nasibetsin İnşallah.

  2. avatar

    Çok teşekkür ediyorum üstadım..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Risale-i Nur Kur’ânî ve Hikemîdir – 3

RİSALE-İ NUR, KUR'ÂNÎ VE HİKEMÎDİR - 3   Risale-i Nur eserlerinde geçen cümlelerin âyet-i kerîmelerin …

Kapat