KİBİR – TEVAZU
.
“Alçak gönüllü ol. Mütevazı insan, meyve ağacına benzer. Dalın yere eğilmesi meyvelerin çokluğundandır.”
Prof. Ali Fuat Başgil
“Büyük gemiler sığ kıyılara yanaşmaz.”
Arif Nihad Asya
“Dünya bir leştir, ondan bir şey koparmak isteyen köpeklerle dalaşmaya mecbur olur.”
Vehb b. Münebbih
“Küçük şeylere gereğinden fazla önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.”
Eflatun
“Dolu küpün sesi çıkmaz.”
Atasözü
TERS CEVAP
Bir sohbet toplantısı düzenlenmişti. Kendini beğenmiş gevezenin biri:
– Bugün Mevlâna ne söylerse, dedi. Karşı gelip ters cevap vereceğim.
O sırada Hz. Mevlâna kapıdan içeri giriverdi. Dilinde de şu kelime vardı:
– Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah… (Allah’tan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed O’nun peygamberidir.)
Bu hâli gören o kibirli bilgin, çok utandı. Üstadın elini öpüp onun talebelerinden oldu.
DİK KUYRUĞUN SONU
Fareden çok çeken hayvanlar, ondan kurtulma görevini kediye verirler. Farenin peşine düşen kedi, fareyi, bir ağacın altında görür. Sessizce yaklaşır. Kedinin gölgesini fark eden fare şimşek hızıyla fırlar. Amansız bir takip başlar. Nihayet düz bir tarlaya gelirler. Sağına soluna bakan fare kaçacak yer olmadığını anlar.
Düzlükte tek başına otlayan bir inek dikkatini çeker. Nefes nefese ineğin yanına gelir ve başlar yalvarmaya. İnek de fareden çok çekmiştir. Yine de dayanamaz yakarışlara. Onu saklamayı düşünür.
– Tamam, geç arkama der.
İnek, farenin üzerine pisliğini bırakıverir. Fare pisliğin içinde kaybolur, ancak dik kuyruğu dışarıda kalmıştır. Kuyruğu gören kedi hemen ineğin yanına gelir. Kuyruğundan tuttuğu gibi fareyi pislikten çıkarır ve oracıkta yer.
Boğazına kadar pisliğe gömülenlerin, hâlâ kuyruğu dik tutmalarına akıl erdirebiliyor musunuz?
Mesnevi’den özetle
YARIŞ
Tavşan, hızlı koşmasıyla gene övünmeye başlamıştı. Kiminle yarışa girse sürekli kazandığını söylüyordu.
– Eğer bunda şüphesi olan varsa, diyordu. İstediği yarışa hazırım.
Bu sözler üzerine herkes birbirine bakarken kaplumbağa iddiasız bir sesle:
– Ben yarışmayı kabul ediyorum, dedi.
Tavşan, bunu duyunca kahkahalarla güldü.
– Bu güzel bir şaka, dedi. Bütün yol boyunca senin çevrende raks ederim.
Kaplumbağa, onun sözünü kesti:
– Şimdi övünmeyi bırak. Yarışın sonunda görüşürüz…
Yarış uzaklığı belirlendi. Başlama işareti verildi.
Tavşan, kazanacağından emindi. Önce biraz ot yedi. Sonra alaylı alaylı “Biraz yatıp uyuyayım” dedi.
Kaplumbağa ise gayretli ve düzenli adımlarla yarışa girdi.
Tavşan, böyle alay ederken gerçekten uyuyup kaldı. Kaplumbağa yarışın bitiş yerine yaklaşmıştı. Tavşan ise uyku sersemliğiyle önce ne yapacağını şaşırdı, sonra koşmaya başladı.
Fakat söylendiği gibi “Atı alan Üsküdar’ı geçmişti.” Kaplumbağa, yarışı bitirmek için son adımlarını atıyordu.
Tavşan, son bir hamleyle ileri atıldı. Ancak kaplumbağa yarışı tamamlamıştı.
Tavşan, koşmaktan nefes nefeseydi. Utancından kimseye bakacak yüzü yoktu.
Mahir DUMAN
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024