Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Makaleler / Kıraat İmamımızı Tanıyor muyuz?

Kıraat İmamımızı Tanıyor muyuz?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kıraat imamımızı tanıyor muyuz?

Samet TINAS

Kırâat “okumak, tilâvet etmek, telaffuz etmek” mânâsına gelmekle birlikte ıstılahî olarak kullanımı Kur’an-ı Kerim’in okunuş keyfiyeti, kıraat âlimlerine nispet edilen okuyuşlar, bunlarla ilgili ilim dalı olarak tanımlanabilir.

Kıraat ilmi, İslâmî ilimler içinde gerek ortaya çıkış zamanı gerekse önemi bakımından önceliğe sahiptir. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.v.) inen ayetleri büyük bir ihtimamla okuyor ve hemen ashabına aktarıyor, ondan öğrenenler bu okuyuşları başkalarına naklediyordu. Nâzil olan Kur’an ayetlerini Hz. Peygamber’in (s.a.v.) her yıl Ramazan ayında Cebrail’in huzurunda okuduğu, bazı sahabilerin de dinlediği, bu okuyuşların ahirete irtihal ettiği yılın Ramazan ayında iki defa gerçekleştiğine dair rivayet (Buharî, “Fezâ’ilü’l-Kur’ân”, 7) konunun ehemmiyetini ortaya koyacak niteliktedir.

Aslında Kur’an’ın hem Rasülullah (s.a.v.) hem de ümmeti tarafından doğru ve güzel okunması onun bir emridir. “Ağır ağır ve dikkatlice okumak” mânâsına gelen “tertîl” kelimesinin yer aldığı ayetler (el-Furkan 25/32; el-Müzzemmil 73/4) kıraat ilminin Kur’anî temelini oluşturmaktadır (Abdulhamit Birışık, “Kıraat”, DİA, s. 427).

Hz Ebu Bekir (r.a.) zamanında mushaf haline getirilen Kur’an-ı Kerim, Hz. Osman (r.a.) zamanında çoğaltılarak bütün İslam coğrafyasına yayıldı ve öncelikle bu mushafların gönderildiği şehirlerde kıraat ilmi merkezleri doğdu. Kıraat alanında yazılan eserlerin Miladî 689-699 yıllarına kadar gitmesi ve büyük kıraat âlimlerinin çoğunun tâbiînden olması bu ilmin kısa zaman dilimi içinde aldığı mesafeyi gösterir.

Kıraatte ufak farklılıklar neticesinde yedi (daha sonra on) civarında kıraat imamı hüccet kabul edilmiştir. Bu zevatın içerisinde Hanefi fıkhının hâkim olduğu memleketimizde ise Asım kıraati revaç bulmuştur. Asım b. Behdele Miladî 745’te vefat etmiş Kûfe kurrâsındandır. Ebû Abdurrahman es-Sülemî – Ali b. Ebû Tâlib ve Zir b. Hubeyş – Abdullah b. Mesûd isnadlarıyla Resûlullah’a (sav) ulaşmış olup talebeleri Ebû Bekir Şube b. Ayyâş ve Hafs b. Süleyman’ın rivayetleriyle meşhur olmuştur.

Kur’an okumamızdaki üslubu belirleyen imamımız Asım b. Behdele hazretleri gençliğinde buğday ticaretiyle uğraşmış ve bir müddet sonra gözlerini kaybedip âmâ yaşamıştır. Tâbiîne mensup olan Asım b. Behdele çok güzel sesi ve tilâvetiyle temayüz etmiş, bazı surelerin başlarında yer alan hurûf-ı mukattaayı müstakil birer ayet olarak kabul etmemiş, bu anlayışı ise Kur’an’daki ayet sayısının tespitinde Kûfeliler’in değişik sonuca ulaşmalarının sebepleri arasında zikredilmiştir.

Bu okunuş farklılıkları kimi zaman Fâtiha Suresi’nde “mâlikiyevmi’d-din” mi “melikiyevmi’d-din” mi şeklinde tezahür etmiş kimi zamansa “ve mâ künte” mi “ve mâ küntü” mü görüş farklılığına sebebiyet vermiştir. İhtisas sahibi olmayan her Müslümanın bu farklılıkları bilmesi genel itibariyle fikir vermesi bakımından mühimdir. En azından bu farklılıklarının ihtilâf değil çeşitlilik olduğunu bilmesi, Kur’an’ın ezberlenmesini kolaylaştırdığını idrak etmesi gerekir. Diğer taraftan her bizim gibi okumayan toplumları cehaletle veya yanlış okumayla itham etmenin de önünü kapatır. Zira bizden başka Mısır bölgesinde Nafi kıraatinin Verş rivayetinin okunduğunun bilinmesi kıraatte farklılıkların olabileceği bilgisini kişide oluşturur. Nasıl ki namazda amelî mezhep farkları vardır; kıraatte de vardır dedirtmelidir bir Müslümana.

Kaynak:gercekhayat.com.tr

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Leyle-i Berat Hakkında (Âyet, Hadis, Risale-i Nur)

BERAT: Nişan, rütbe ve imtiyaz için verilen resmî belge, kurtuluş. Sitemizde Berat Gecesi ile İlgili yazılar …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Âkıbetinden Korkmak

Akıbetinden Korkmak Mehmet KIRKINCI (rha) İmanı muhafaza için yasak edilen şeylerden ve günahlardan kaçınıp emir …

Kapat