Kısa kısa insandaki çirkin haller

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bazı manevî hastalıklar, zararlı his, fikir ve hâller

Not: Yorum kısmına unuttuklarımızı ekleyebilirsiniz. 

Ye’s/yeis: Ümitsizlik.

Bedbinlik: Her şeyi kötü tarafından ele alma, kötümserlik, karamsarlık, ümitsizlik.

Yalan: Kizb
.
Adâvet: Düşmanlık
.
Ucb: Kendini beğenme ameline yaptıkları işe güvenme, kibir, gurur.
.
Gurûr: Tekebbür (Kibirlenme kendini büyük sayma.
.
Kibir: Kendisini büyük gösteriş. Büyüklük. Kendisini, başkalarından üstün olmadığı hâlde üstün görme ve tutma hastalığı. Şeref ve şan.
.
Meyl-i tefevvuk: Başkalarından üstün olma eğilimi.
.
Sû-i zan: Bir kimse hakkında kötü düşünceye sahip olma.
.
İstibdat: Tahakküm (Zorbalık etme; zorla hükmetme mânevî baskı. Diktatörlük.)
.
Bencillik: Hodbin, Hodgâm olma.
.
Haset: Başkasının iyi hâlini istememe; çekememezlik kıskançlık.
.
Kıskançlık: 
.
Riyâ: Gösteriş. (Tasannukârâne, riyâ ve gösteriş için. Yapmacık suni hareketlerde bulunarak.)
.
Tasannu: Yapmacık hareket zorlamayla bir şeyi daha iyi göstermeye çalışma.
.
Nifâk: Dıştan Müslüman göründüğü halde inanmamak ikiyüzlülük dinde riyâ.
.
Gıybet: Arkadan çekiştirmek hâzır olmayan birisinin aleyhinde konuşmak./ Garaz/Kovuculuk
.
Tarafgîrlik: Taraf tutmak. Hak namına olmazsa… 
.
Taassub: Şiddetli ve aşırı, ölçüsüz bağlılık. Bilhassa körü körüne olursa
.
İnat: Aşırı ısrar, muannidlik, ayak direme, dediğinden vazgeçmeme.

.

Şikàk: Nifak, ikilik ittifaksızlık.

Temellük: Sahiplenme kendine mâl etme.

Zihniyet-i inhisar: Bir dava, fikir, ürün veya maddenin imtiyâzının bir kuruluş veya şahsa âit olmasına çalışmak, tekelcilik.

Temelluk: Dalkavukluk yaltaklanma.

Bid’â: Dinin aslına uymayan âdet ve uygulamalar.
.
Tamah: Bir şeye göz dikip bakma. Aç gözlü cimri.
.
Hırs: Açgözlülük kanaatsizlik.
.
Vehim: Belirsiz ve mânâsız korku belirsiz düşünce.
.
Vesvese: Şüphe tereddüt, kuruntu, vehim, aslı olmayan ihtimaller.

.

Kör hissiyat: Âkıbeti görmeyen duygular nefis.

Atâlet: Boş durma tenbelliktir işsizlik yılgınlık.

Acûliyet: Çok acelecilik, sabırsızlık.

Fikr-i infirâdî: Ferdiyetçilik fikri. Tek başına olmak fikri, istişâresiz iş yapmak. Bir şeyi sâde kendine mal etmek fikri, hodgâmlık.

Tekâsül: Üşenme, tenbellik.

Meyl-ür-rahat: Keyfine düşkün olmak.

Ülfet: Alışma alışkanlık; birisiyle münâsebette bulunmak, ünsiyet, ahbaplık, dostluk, huy etme, görüşme, konuşma. (Nimetleri sıradan görmeyi, artık fark edemez derecede alışıp şükürsüzlüğü netice verdiğinde çirkin olur.) 

Gaflet: Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık; nefsine uyarak Allah’ı ve emirlerini unutmak.

Lâfızperestlik: Laf ve aldatıcı söze ehemmiyet veren.

Zâhirperestlik: Dış görünüşe ehemmiyet veren.

Sûretperestlik: Görünüşe, sûrete çok kıymet veren; esâsa kıymet vermeyen; resimlere vb aşırı düşkün olan.

Lezzetperestlik: Lezzetli şeylere kıymet veren ve boğazına düşkün olmak. 

Hayalperestlik: Asıl olmayan ve akıldan geçen fikirlere düşkün olmak. 

Cerbeze: Demagoji. Aldatıcı sözlerle kurnazlık ederek hakkı gizlemek. 

Ukûk-u vâlideyn(Anaya babaya itaatsizlik, saygısızlık, onları tanımazlık.)

Yalancı şehâdetlik/şahitlik 

Humud: Helâle ve harama karşı iştahsızlık.

Fısk/Fâsıklık: Hak yoldan çıkıp her türlü günâhı işlemeyi huy hâline getirme, sefâhata dalma, fenâlık, ahlâk sizlik. 

Fücur: Yemek, içmek, uyumak gibi isteklerde aşırıya kaçmak. Kuvve-i şeheviyenin ifrat/aşırı mertebesi.

Cebânet: Korkaklık, ürkeklik.

Tehevvür: Korkusuzca düşünmeden hareket etmek. Maddi ve manevi hiçbirşeyden korkmamak. Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi.

Gabâvet: Ahmaklık, anlayışsızlık, bönlük, kalın kafalılık. Akıl kuvvesinin tefrit mertebesi.

Sefâhet ve lehviyat: Kadınlı erkekli haram eğlenceler, oyunlar; nefsânî gayr-ı meşrû eğlenceler.

Heves/Hevesat: Nefisten gelen gelip geçici istekler, arzular.

Keder: Sürekli züntü, tasa, kaygı. gam. 

Elem: Ağrı, acı, keder, dert, gam, kaygı.)/Âlâm: Elemin çoğulcu

Muvafakat-i şehvet-i nefis: Nefse muvafık meyil ve arzular uymak. 

Hodgâmlık: Yalnızca kendini dert edinerek.

Hodbinlik: Enâniyetli, bencil, kibirli.

Zillet: Aşağılık, horluk, alçaklık hali. 

Meylü’l-mücâzefe: Sözle karşısındakinin hakkını örtmek, aldatma arzusu. 

Meylü’l-mübalâğa: Birşeyi olduğundan fazla veya az göstermek, abartma arzusu.

Muvâzenesizlik: Ölçüsüz olma, dengesiz olma. 

Tadlîl-i gayr: Başkalarını dalâlete nisbet etmek, onların sapıklığına hükmetmek.

Safsata: Yalan uydurma, hezeyan, hakîkatte yanlış ve yalan olan kıyas.

Fazîletfuruşluk: Kendini faziletli göstermeye çalışan.

Bîbehre: Nasipsiz, mahrum.

Hodfuruşluk: Kendini beğendirmeğe çalışan. Övünen.

Meyli tecellüd: Şecaatli ve cesur görünme arzusu.

Meyl-i nümâyiş: Gösteriş arzusu. 

Tekellüfkârâne: Gösteriş hevesiyle zorluk, sıkıntı altına girmek.

Tevehhüm-ü ebediyet: Ebedî zannetme, sonsuz yaşama zannı.

Tûl-i emel: Sonu gelmez arzu, tükenmez hırs, tamah. Ölmeyecek gibi dünyaya dalmak. 

Hubb-u câh: Makam ve mansıb sevgisi.

Dünya sevgisi: 

Hısset: Cimrilik, alçaklık, bahîllik, tamahkârlık.

İsraf/müsriflik

Şöhret-i kâzibe: Geçici, yalancı şöhret, aldatıcı nâm.

Teveccüh-ü nâs: İnsanların alâkası, yönelmesi. Hoşlanılırsa fenadır.

Tabasbus: Yaltaklanmak. Dalkavukluk. Kendini küçülterek ikiyüzlülükle kendini beğendirmeye çalışmak.

Irkçılık: Unsuriyetçilik-kavmiyetçilik, asabiyet. 

Cehâlet: Bilgisizlik, câhillik.

İntikam: Öc almak hissi. 

Taklid: Benzetmeye ve benzemeye çalışmak, benzerini yapmak, birine benzemeye çalışmak, sahte. Alay için, körü körüne veya bâtılı taklit olursa fena. 

Gevezelik: Gereksiz çok konuşmak.

Havf: Korku, korkma.

Mukallid: Taklid eden. Benzemeğe çalışan.

Casusluk: Hafiye, ajan, istihbârâtçı, gizli sırları öğrenip bildiren.

Tecessüs: Bir şeyin iç yüzünü anlamaya, merâkını gidermek için kendini belli etmeden öğrenmeye çalışma, aslını anlamak için gözetleme. Ayıp araştırmak günahtır.

Şekva: Menfî anlamda halinden şikâyet etmek, sızlanma, şükürsüzlük. 

Münakaşa: Çekişme, münâzaa.

Kîn: Gizli düşmanlık, buğz, garaz, adavet.

Temerrüd: İnat, direnme. Yapılması gereken bir şeyi yapmakta kasten geciktirme.

Muannidlik: Hakkı kabul etmemek üzere inat.

Fitne: Karışıklık, fesat, kargaşalık) 

Fesat/İfsat: Kargaşalık, karışıklık, fenâlık, kötülük, bozgunculuk, fitne) 

Tefrikacılık: Ayrışma, bozuşma, fırka fırka olma) 

Meyl-i teceddüd: Ehil olunmadan ve hak için olmayan yenilikçilik
Hazırlayan: Bâkî ÇİMİÇ
Not: Eklemeler ve ufak değişiklikler yapılmıştır. 
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı

Peygamber Efendimizin Bayramı Bayram bir sevinç ve neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Tehâlüfte kast ve ihtiyar vardır”

“Evet, tehâlüfte kast ve ihtiyar vardır. Her insanın bütün insanlara simâca muhalefeti buna delildir.” (Mesnevi-i …

Kapat