Ana Sayfa / Uncategorized / KIŞTAN BAHARA… KASTAMONU MEVLİDİ / Orhan SALCI

KIŞTAN BAHARA… KASTAMONU MEVLİDİ / Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

A R A L I K

Orhan SALCI

KIŞTAN BAHARA… (KASTAMONU MEVLİDİ)

HER ZEMİN ÇİÇEK AÇAR..

Çatırım kış ayazında donmak üzere olan biri; soğuktan uyuşmuş, ölmek üzere. Biri koşmuş imdadına, “kalk” diyor, “hareket et, uyuma, uyursan uyanamazsın”. O ise ölümün pençesinde, rahat bırakılmak, uyumak istiyor ölüme hasret… “Git” diyor, “beni rahat bırak, git ki uyuyayım.” Uyku ne tatlı bir son onun için..

Hz. Ömer ve ihtiyar kadın hikayesi.. Kıtlık, yokluk gecelerinde taş kaynatmakla avunmak ve yavrularını avutmak isteyen, acısını, ızdırabını, çaresizliğini uyku örtüsüyle örtüp unutmak isteyen ihtiyar kadın ve ona omzunda un çuvalı taşıdığı halde beddua işiten Hz. Ömer kıssası…

Anlamak zor.

“Ne yapayım acele ettim kışta geldim, sizler Cennetâsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen Nur tohumları zemininizde çiçek açacaktır.”

Üstadın bahsettiği kış hangi kıştır, nasıl bir kıştır? Bu soruların cevabını doğru bir şekilde alamadığı için kışta kalan pek çok can, heba olup gitmiştir. Maddi olarak; ümmetin hamisi, sığınağı, dayanağı bir devletin yıkılışı, topralarıyla birlikte ordularının dağılması. Ümmetin iliklerini bile donduran bir kış…

Manevi olarak hayallerin sükutu, ümitlerin sönmesi ve daha da mühimmi, milleti içten içe zehirleyen Avrupa felsefesi, ahlaksızlığı, imansızlığının verdiği ölüm zehirleri. Avrupa’ya benzemek için yarışan mekteplerdeki ahlak, iman zaafı; geçmişle bağlarını koparmamak isteyen medrese ve tekkelerin batıdan esen sert rüzgarlara karşı dayanacak gücünün mecalinin bulunmaması.

Bediüzzaman Hz.lerinin asıl mücadelesi, mücahedesi ve vazifesi bu kışı tarif, tahribini tamirden başka bir şey değildir.. Vazifesi diyorum zira afet zamanlarında afet bölgelerine uzmanlar gönderilir, görevlendirilir. Hem durum tesbiti, hem zararın telafisi, mağdurların yaralarının ve gönüllerinin sarılıp sarmalanması, ümitlerinin canlı tutulması… için.

“Helâket ve felâket asrının adamı….”

Üstadın gittiği her yer bir “afet koordinasyon merkezi” halini almıştır. İlkyardımlar buradan dağıtılmış, ilkyardım elemanları buralarda eğitilmiş ve ümmetin imdadına yetişmiştir. Nerde kış yoğun geçiyorsa, afet en çok nereyi vurmuşsa Üstad oradadır İlahi bir sevkiyatla. Hapishaneler, mektepler, haneler, gönüller.. Beldeler..

Beldeler diyorum zira birilerince kasten, zulmen, başka hesap veya gayelerle biryerlere sürgün ediliyor olsa da, kast-ı İlahi, sevk-i İlahi sanki başka hikmetlere binaen, Üstadı afetin, dolayısıyla tahribatın en yoğun olduğu yerlere sevketmiş, orada istihdam etmiş.. Ve Üstad, gittiği her yere Cemre gibi düşmüş, kışın bitişini baharın gelişini müjde etmiş. Kendisi sürgünlerde, zindanlardayken “Kardaşlarım, Risale-i Nur küfrün belini kırmıştır” diye müjde verirken talebelerine kuru bir ümit ve moral aşılaması yapıyor değildir. Cemre düşünce kışın hükmü bitmez ama beli kırılır elbet.

Kastamonu’nun Risale-i Nur hizmeti açısından mühim bir hizmet mekanı oluşuna bu açılardan da bakmak gerekiyor. Sert bir kışın hükümferma olduğu bir zamanda bu sert kışı tam manasıyla yaşamış, yaşatılmış merkez bir şehirdir Kastamonu. Cemre düşünce her yer aynı anda ısınmaz yeşillenmez elbet. Bu memlekete bahar rüzgarları (izafi de olsa) yeterince esmemiş, estirilememiş olsa da, zemininde bahar çiçekleri açmış, açtı, açıyor.

Bu memleket zeminine ekilen Nur tohumları artık meyveye durdu elhamdülillah. O şiddetli kışın soğuğunu iliklerine kadar hisseden Mehmed Feyzi Ağabey, Hilmi ve Sadık Beyler, Tevfik Yakamercan Hocaefendi, Çaycı, bakırcı ve itfaiyeci Eminler, Kâmiller, Ahmedler, Selahaddin, ..; Hacerler, Zehralar, Lütfiyeler, Saniyeler, Asiyeler.. onca hizmetlerine, sebebi kendileri olmamasına rağmen derin bir sükût! içinde yaşayıp hatıralarını da alıp Rabb-i Rahimlerine kavuşmuş olan pek çok gizli kahraman..

Sitemizde –bazıları- başka hiçbir yerde bulunmayan, bilinmeyen onlarca Nur Talebesinin, kahraman hizmetkârların isimleri, kısa da olsa bilgileri yer alıyor, daha da eklenecekler var inşaallah. Üstadımızın arkasında cemaat olarak namaz kılmış çocukların pek çoğu halen hayattalar. Hilmi Bey’in Oğlu Ahmet Erkal, Lütfiye Hanım’ın oğlu Muhsin Taşkapılı, Bakırcı Emin Efendi’nin Kalfası Mehmet Eşkil (ayrıca Emin Efendi’nin kızı da hayattalar), Kastamonu Lisesinde Bediüzzamanla görüştüler diye mahkemeye verilenlerden Fehmi amca….

Bütün bunların hatıralarına saygı, hizmetlerini alkış, ruhlarına rahmet duası temennisiyle 17 haziran 2012 Pazar günü Kastamonu Nasrullah Kadı Camii’nde Bediüzzaman Hz.leri, O’nun fedakar, kahraman, muhterem talebeleri ve tüm ehli imanın ruhlarına ithafen Mevlid programı düzenlenecek.

Bahar her zemine uğrar, her zemin çiçek açar. Kastamonu’muzda ilk defa tertip edilen bu mevlid programının bahar çiçeklerini görebilmeye, derebilmeye vesile olması duasıyla herkesi bekliyoruz. Semeredar olur, hayırlara vesile olur, insanımızın ve gelecek nesillerimizin Hakk’a, hayra yönelmelerine vesile olur inşallah.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Mavi Tren / Mehlika Yağmur

Mavi Tren Bahar mevsiminin bir ikindi vakti. Mavi trende yolcular arasındayım. Sevdiğim birkaç insan var …

Kapat