Ana Sayfa / Yazarlar / Konuşabilmeliyiz Artık..

Konuşabilmeliyiz Artık..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Konuşabilmeliyiz Artık..

Tarihçi bir dostumuz 1926 yılına ait resmi bir belge yayınladı.
Belgeye göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Fransa’da yapılmakta olan heykel için 25 bin Frank ödeme yapma kararı alıyor.

Belgeyi okuyanlardan bazıları;
Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarının ağır tahribatının izlerini silemediğimiz, yaralarını saramadığımız, ülkenin pek çok yerinde açlıktan ölümlerin rapor edildiği, parasızlık yüzünden şehit ve gazilerine maaş bağlayamadığımız, depremde yerle bir olmuş bazı yerlere insani yardım gönderemedigimiz bir dönemde Fransa’daki heykel için 25 bin Frank’ı nereden bulduğumuzu ve neden gönderdiğimizi sorgulayan yorumlar yapıyorlar..

Bir başka grup, adet olduğu üzere;
O “dönemin şartları”nı anlamadan, bilmeden eleştirmenin yanlış olduğunu ifade ederek eleştirenleri susturma, bastırma yolunu tercih ediyorlar..
Yakın tarihte yaşanan ve kamu vicdanını yaralayan, toplumda kabul görmeyen icraatları savunmak için “dönemin şartları” ifadesini kullanıp konuyu tartışmaya kapatmak gelenek halini almış..

Elbette her dönemin kendine özgü şartları, her uygulamanın kendi içinde makul, mantıklı gerekçeleri olabilir, olmalıdır..

12 Eylül cuntacıları tarafından sipariş usulü hazırlanmış Anayasada değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler gibi, kağıda kaleme alınmamış değiştirilemez gizli maddeler de var sanki..

Üniversite yıllarımızda arkadaşlar arasında dolaşımda olan meşhur bir espri vardı;
Krallık anayasalarında üç madde vardır;
1. Kral daima haklıdır..
2. Kralın haksız olduğu durumlarda birinci madde geçerlidir.
3. İlk iki madde değiştirilemez..

Modern, demokratik toplumlarda, özgür düşünceye, bilime, bilimsel düşünceye değer verildiği iddia edilen bu çağda halen bazı şeylerin konuşulamaz, tartışılamaz, eleştirilemez oluşu hakikaten ilginçtir..
Din dogmadır, diyenler bir de buraya bakmalılar..

“Dönemin şartları” diye konuşulması, eleştirilmesi, tartışılması engellenen o kadar çok konu ve olay var ki..
Misak-ı Millî’den taviz verilir;
Musul’dan, Kerkük’ten, On iki Ada’dan, Boğazlardaki haklarımızdan vazgeçilir, Yunanistan’dan savaş tazminatı almaktan vazgeçilir..
Neden? Dönemin şartları..

Hilafet kaldırılır, Saltanat kaldırılır. Hanedan ailesi sürgün edilir..
Neden? Dönemin şartları..

Diyanet ve Vakıflar beraber Evkaf ve Şer’iyye Vekâleti adıyla bakanlık iken birbirinden ayrılarak biri başkanlık diğeri genel müdürlük seviyesine düşürülür.
Vakıflar Diyanet’ten ayrılıp Kültür Bakanlığı’na bağlanır..
Neden? Dönemin şartları.

Ulusal ve uluslararası hukuk çiğnenerek 26.000 vakıf kapatılır, mallarına, mülklerine el konulur, binlerce cami, medrese, han, hamam, türbe, mezarlık, arazi şahıslara satılır..
Neden? Dönemin şartları..

Kılık kıyafet inkılabı, harf inkılabı yapılır..
Devlet zoruyla insanların kıyafetleri değiştirilir.
Neden? Dönemin sartları.
Bu kanunlara fikren bile muhalefet edenler en ağır şekilde cezalandırılır hatta bazıları asılır..
Gerekçe? Dönemin şartları.

Kur’an okumak, okutmak, ezan okumak yasaklanır, otuz yıl hac ibadeti yasaklanır..
Gerekçe? Dönemin şartları..

İstiklal Mahkemeleri kurulur..
Millî Mücadelemizin en mühim kahramanları bile o mahkemelerde yargılanır..
Pek çok yargısız infazlar yapılır, hukuksuz hukuki kararlar alınır..
Sebep? Dönemin şartları..

Bu dönemin şartları nasıl şartlardı ki sürekli müslüman Anadolu insanının aleyhine işledi?.
Anadolu’nun saf ve masum evlatlarının dinleri, imanları, dünyevi rahatları, huzurları, ekmekleri, aşları, ağrısız başları için oluşması gereken “dönem şartları” yok muydu, olmamalı mıydı?

Başta dediğim gibi elbette o dönemin şartları gerçekten farklı ve zor olabilir..
Kabul ediyoruz.
Ama bu şartlar neydi? Üzerinden yüz yıl geçmiş, artık bilmek, araştırmak, soruşturmak, öğrenmek gerekmez mi?
Ne zamana kadar “o dönemin sartları da öyleymiş, öyle gerektiriyormuş” deyip geçiştireceğiz?
Devletle milleti karşı karşıya getiren, zaman zaman çarpıştıran şartlar nedir?
Devletimizi, devlet adamlarımızı bu icraatları yapmaya zorlayan şartlar, gerekçeler nelerdir?
Bizi savaşla mi tehdit ettiler, isgalle mi tehdit ettiler, ekonomik saldırılarla mı tehdit ettiler? Kim, hangi ülke, hangi güç bu tür zorladı, mecbur bıraktı?
Diğer icraatlara ve Fransa’da heykel yapımına para göndermeye mecbur muyduk?
Mecbursak neden?

Osmanlı Padişahları, devlet adamları, Osmanlı’daki resmi ve gayri resmi kurumları, kararları, uygulamaları en ağır, en acımasız şekilde eleştiren insanlardan hiç biri nedense “dönemin şartları” ifadesini dillendirmiyorlar.
Harf inkılabına, şapka inkılabına itiraz ettikleri için idam edilen, hapislere atılan, yargılanan vs insanların hiç birisi için;
“dönemin şartları” gereği, aldıkları eğitim vs nedeniyle böyle düşünüyor, böyle davranıyorlar, bunları da anlamak, hosgörmek lazım diyen kimse çıkmadı, çıkmıyor..

Dönemin şartları ifadesi bazen bazı şeylerin görünmemesi, bilinmemesi maksadıyla kafa karıştırmak, göz boyamak için sihirli bir söz niyetine,
bazen savunma ve hatta bazen tehdit ifadesi olarak dolaşımda tutuluyor gibi görünüyor.
Dönemin şartları nedir?
Dönemin şartları ne demektir?
Biraz daha açık, bilimsel, gerçekçi, objektif, dürüst, sağduyulu bir şekilde bilgiler ve belgeler ışığında her dönemi ve o dönemin şartlarını açık açık konuşabilmeliyiz artık..

Oğuz CANDARLI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Tarih İçinde Kastamonu Medreseleri ve Kütüphaneleri (Liste)

Tarih İçinde Kastamonu Medreseleri (Liste) I. BÖLÜM OSMANLI ÖNCESİ KASTAMONU MEDRESELERİ  A. Çobanoğulları Dönemi Medreseleri …

Kapat