KONUŞMA SANATI
“Belâgat, muktezâ-yı hale mutabakattan ibarettir.”
Bediüzzaman Hz.leri
“Önce düşün, sonra söyle; çünkü önce temel, sonra duvar gelir.”
Sadi Şirazî
“Çok defa söyledikleriniz yüzünden kazandığınız düşmanlar, yaptıklarınız yüzünden kazandığınız dostlardan daha fazladır.”
Elbert Hubbard
“Susmak, sırrını birisine söyleyip de ‘aman kimseye söyleme’ demekten daha iyidir.”
Türk Atasözü
“Can sıkıcı bir adam olmak isterseniz, aklınıza gelen her şeyi söyleyin.”
Voltaire
DÖRT ŞEY
Dört şey geri gelmez:
1. Ağızdan çıkan söz,
2. Geçirilmiş kaza,
3. Hedefe doğru atılan ok,
4. Ömürden geçen günler.
Lokman Hekim
EN KÖTÜ
Süfyan İbni Abdullah anlatıyor:
– Ey Allah’ın Resûlü, dedim. Benim için en korkacağım şey nedir?
Efendimiz (asm), parmağıyla dilini göstererek:
– İşte bu, buyurdular.
GELDİĞİM YERE
Kötü söze:
– Nereye gidiyorsun? diye sormuşlar.
Cevap düşündürücü:
– Geldiğim yere.
HERKES KENDİ MALINDAN
Hz. İsa, bir gün Yahudilerin arasına girmişti. Yahudiler, İsa’yı (as) kötü sözlerle üzdüler. O, bu sözlere hiç karşılık vermiyor, hep güzel şeyler söylüyordu. Kendisine sordular:
– Onlar, sana hakaret ediyorlar. Sen ise sabrediyor, kötü konuşmuyorsun?
İsa Peygamber:
– Herkes kendi metaını (sahip olduğu şeyi) satar, cevabını vermiş.
VAAZ
Hoca, vaaz veriyordu. Cemaatten kimisinin esnediğini, bazısının da uyuduğunu görünce, sohbetini şöyle sürdürdü:
– Bir sabah, Akşehir’den çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler gördüm. Su içiyorlardı.
“Dört ayaklı ördek” sözünü işiten insanlar, gözlerini açarak Nasreddin Hoca’yı dinlemeye başladılar. Hoca, tam bu sırada:
– Yahu, dedi. Nasıl adamlarsınız? Deminden beri nasihat ediyorum. Uyukladınız. Kuyruklu bir yalan duyunca gözleriniz dört açıldı…
İYİ KALPLİ KOMŞU
Mevlâna şöyle bir hikâye anlatır:
İyi kalpli sağır bir adam, komşusunun hasta olduğunu öğrenmiş.
Kendi kendine: “Komşumun halini sormam lâzım. Ben sağır, o hasta. Sesi çıkmaz. Zaten hastaya malum şeyler sorulur. Belli cevaplar verilir,” diye düşünmüş.
Ben “nasılsın?” derim. O “iyiyim” der. “Ne yiyorsun?” derim. O, elbette bir yemek adı söyler. Be de “afiyet olsun” derim. “Doktorlardan kim geliyor?” diye sorarım. O da bir doktor adı söyler. Be de “iyi hekimdir” derim. Olur biter.
Bu düşüncelerle gelir:
– Nasılsın? .
– Ölüyorum.
– Oh oh, çok memnun oldum.
– Ne yiyorsun?
Hasta hiddetle:
– Zehir!
Sağır, onun yemek ismi söylediğini sanır.
– Afiyet olsun, diye karşılık verir.
Hasta bütün bütün sinirlenir. Sağır komşu:
– Tedavi için hangi doktora gidiyorsun? diye sorar.
Hasta öfkeyle:
– Ne doktorundan bahsediyorsun? Azrail’i bekliyorum, Azrail’i…
Sağır, “iyi doktordur” deyince; hasta “defoool!” diye bağırır. İyi niyetli sağır komşu, vazifesini yapmanın huzuruyla oradan ayrılır.
SÖZ
Hikmet sahibi birinden işittim:
“Hiçbir kimse cahilliğini kabul etmez. Ancak biri söz söylerken daha sözünü tamamlamadan lafını keserek kendisi konuşmaya başlayan kimse cehlini göstermiş olur.”
Ey akıllı kişi, sözün başı ve sonu vardır. Birisinin sözü bitmeden sen söze girişme. Akıllı insan başkalarının sözü bitmeden konuşmaz.
Sadi, Gülistan
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024