Ana Sayfa / Yazarlar / Korona Virüsünün Hatırlattığı İnsanın Büyük Yolculuğu

Korona Virüsünün Hatırlattığı İnsanın Büyük Yolculuğu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Korona virüsüne neredeyse herkesten farklı bakıyorum. Dünyanın altını üstüne getiren ve insanların panik içinde dehşetle baktığı bu virüs; sonuçta Allah’ın emri ile hareket etmektedir. “Hastalığın hikmetleri” konusunda yazdığım gibi hastalıklar, bazen ölümle sonuçlanabilmektedir.

Fakat ölüm, müminler için bir yok oluş veya idam değildir. Pek sıkı eleklerden geçirildiğimiz dünya hayatından sonsuzluk ülkesine geçmek için bir kapıdır. Bütün insanların önünde, ölümden başka daha çok merhale vardır. Asıl merak edilmesi gereken ise bu yolculukta karşılaşacağımız pek mühim maceralardır.

Korona virüs kadar yaşayacağımız bu merhaleleri düşünsek daha iyidir. Sonuçta bir şekilde öleceğiz. Ecel birdir değişmez. Vakti saati gelince hastalık olmasa dahi ölüm mukadderdir. Ölümden ziyade ölümden sonrasına bakmak akıllıcadır. Zira kimse dünyada kazık çakıp kalmıyor.

Peki, ölümden sonra neler olacak? İşte buna bakar ve Kuran’dan bize verilen mesajlar ile ilgilenir isek çok kolay bir şekilde insanlığın yaşamış olduğu bu “korona paniğinden” kurtulabiliriz.

İşte ölümden sonra ilk olarak; bizden önce diğer insanların gittiği berzah âlemine bir yolculuğumuz olacak. Kabirde geçen bu âlemde kıyamete kadar kalacağız. Eğer iman ile ölmüş isek ne mutlu! Zira berzah âleminde namazlarımızın ışığı bize yoldaşlık edecek sevdiklerimizle ve melek dostlarımızla pek güzel sohbetlerimiz olacak.

Yok, eğer imansız ölmüş isek işte o zaman yandı gülüm keten helva! Cehennem zebanilerinden bazı yoldaşlar bizi karşılayacak ve kıyamete kadar bunlarla vakit geçirmek zorunda kalacağız. İşte kabrin bu tarafında böylesine acıklı bir azap bekliyor.

İnsanın bütün bu yolculuğunu Allah’ın kelamı olan ve hem dünyamızı hem de yolculuğumuzun bütün merhalelerini aydınlatan Kuran’dan takip edebiliriz. Kuran’dan başka daha güzel anlatacak başka bir merci de yoktur.

İlk büyük merhale kıyamettir. Şöyle ki:

Kıyametin kopuş anı ve sonrası “(O gün) sûra üflenecek, ardından Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde bulunanların hepsi düşüp ölecek; sonra sûra yeniden üflenecek ve onlar birden ayağa kalkmış, etrafa bakıyor olacaklar” (Zümer Suresi 68) Ayeti ile ifade edilmektedir.

Bundan sonra yaşayacaklarımız Yasin Suresinin 51. ile 54. Ayetlerinde mealen şöyle geçmektedir:

“Sûra üflenmiştir. Artık onlar kabirlerinden kalkıp rablerine doğru koşmaktadırlar. Derler ki: Vay başımıza gelenler! Bizi yattığımız yerden kim diriltip kaldırdı? Rahmânın vaad ettiği işte bu! Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! Olup biten yalnızca bir ses! Ama ardından onların tamamı, birden toplanmış olarak işte huzurumuzdalar. Bugün hiç kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz. Sadece yapıp ettiklerinizin karşılığını görürsünüz”.

Bu uzun ama çok uzun yolculukta Kuran; Kıyametin ardından mahşer meydanında toplanacağımızı ve sonrasında büyük bir mahkemeye gideceğimizi söylemektedir.

Kıyamet ve Mahşer; Zilzal Suresinin 1. ile 8. Ayetlerinde mealen şu şekilde ifade edilmektedir: “Yer o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığında. Ve yer ağırlıklarını dışarı attığında. Ve insan ne oluyor buna, dediğinde. O gün yer, bütün haberlerini rabbinin ona vahyettiği şekilde anlatır. İşte o gün insanlar yaptıkları kendilerine gösterilsin diye (bulundukları yerden) farklı gruplar halinde çıkarlar. Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür”.

İşte Korona virüsü yerine biraz da bu mahşer meydanını merak etsek, düşünsek iyi olacaktır. Zira ister mümin ister dinsiz, kim olursa olsun bu meydandan ve dehşetli bir yoldan geçecektir. Bu yol hadislerde “Sırat Köprüsü” olarak ifade edilmiştir. Saffat Suresi 23. Ayette ise bu Sırat köprüsü mealen “Onları cehennemin yoluna sürün” şeklinde ifade edilmiştir.

Ayetlerde “sırat-ı mustakim” yani “doğru yol” ifadesinin de Sırat köprüsüne işaret edildiği bazı âlimler tarafından dile getirilmiş olsa da bunun en güzel izahı hadislerde geçmektedir. Hadislerin bir kısmı şu şekilde ifade edilmiştir:

Ya Rasulallah, köprü nedir?’ diye sorulduğunda; “Kaypak ve kaygan bir yoldur. Orada; kancalar, çengeller ve Necidde bilinen sadan denilen sert dikencikler gibi dikenler vardır. Müminler amellerine göre kimi göz açıp kapayıncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi rüzgar gibi, kimi kuş gibi, kimi iyi cins yarış atları gibi, kimi deve gibi süratle geçerler. Müminlerden kimi sapasağlam kurtulur. Kimi de tırmalanmış olarak salıverilir. Kimileri de cehennem ateşi içerisine dökülür” (Buhari, Müslim, Tirmizi’den naklen Mansur Ali Nasıf, Tâc, V, 394-395). 

Başka bir hadiste “Cehennemin ortasına sırat (köprüsü) kurulur. Oradan peygamberlerden ümmetleri ile beraber geçenlerin ilki ben olacağım. Peygamberlerden başka o gün kimse konuşamaz, peygamberlerin sözleri de; Ey Allah’ım, kurtar kurtar, olur.” (Buhari ve Müslim’den naklen, Tâc, V, 377-378).

Bundan sonraki yolculuğumuz inşallah iman ile ölür isek; Cenab-ı Allah’ın lütuf ve fazlından vereceği Cennet ile sonlanacak. Cennetin, Sırat Köprüsünün nasıl bir yer olduğunu aklımızla idrak etmemiz biraz zordur. Zira ne aklımıza ne de kalbimizin hatırasına giremeyecek derecede geniş ve muazzamdır. Neticede bu yerler ebedi ve sonsuzluk ülkesindedir. Sonsuzluk kavramını bu akıl terazisi ile anlamamız ise pek mümkün değildir.

Fakat Kuran ayetleri bu konuda bize bir parça fikir verebilir. Tahrim Suresi 8. Ayette mealen “Ey iman edenler, günahlarınıza samimi bir tövbe ile Allah’a dönün! Umulur ki Rabbiniz, sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları önlerinden ve yanlarından koşar da, Ey Rabbimiz, nurumuzu tamamla, bizi bağışla; muhakkak sen her şeye kadirsin, derler”.

Maalesef insanların pek çoğu iman etmeyip bu meseleleri konuşup düşünmediğinden bu emsalsiz yolculukta hüsrana uğrayacaktır. Hadid Suresi 13. Ayette mealen bu durum şöyle ifade edilmektedir: “O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar, müminlere, bizi bekleyin, nurunuzdan bir parça ışık alalım, derler. Onlara, dönün arkanıza da bir nur arayın, denilir. Nihayet, onların arasına, bir kapısı olan ve içinde rahmet ve dışında azap bulunan bir sur çekilir.”

İşte insanın bu eşsiz yolculuğunda Meryem Suresi 71. ve 72. Ayetlerde büyük bir ikaz göze çarpmaktadır. Mealen “Sizlerden hiçbir kimse yoktur ki oraya uğramamış olsun. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, iman edip kötülüklerden sakınanları kurtarırız. Zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız” denilerek aklımızı başımıza almamız için uyarılmış oluyoruz.

Yani kimse kalkıp “ben imansız olmanın böyle kötü bir sonuç doğuracağını düşünmemiştim” diyemeyecektir. Şu Korona virüsünü merak ettiğimiz kadar bu muhteşem dünya yolculuğumuzu düşünsek elbette panik olmaz başımızı bir seccadeye koyarak ruhumuza huzur verebiliriz, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman / Mehmet Nuri YARDIM

Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Evimizin, şehrimizin, ülkemizin, İslam âleminin, hatta bütün dünyanın tek gündem maddesi …

Kapat