Ana Sayfa / Yazarlar / Kosta Rika’ya Kaçan Kaplumbağa

Kosta Rika’ya Kaçan Kaplumbağa

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kosta Rika’ya Kaçan Kaplumbağa

Kaplumbağa gazete haberlerini okurken gözüne enteresan bir bilgi çarptı.

Kosta Rika hakkında okuduklarına inanamadı. Böyle bir yer bu yaşadığımız gezegende gerçekten var mı?

Yoksa abartılı bir haber mi?

Biraz araştırınca bunun abartı olmadığını anladı.

Ülkenin şu yönleri anlatılıyordu:

-Öğretmenleri devlet başkanı yapıyorlar.

-İdam cezası yok.

-Okuma yazma bilen yüzde 98.

-Ordusuz bir ülke.

-Dünyadaki 5 mavi bölgeden birine sahip.

-Dünyada ömür süresi en yüksek olan yerlerden biri.

-Dünyada en fazla hayvan türünü barındıran ülkelerden biri.

-Jaguarlar, pumalar ve deniz kaplumbağaları ülkenin en değerli türleri arasında.

-Kağıt paralarında, hayvan türlerinin resimleri yer alıyor.

-Yağmur ormanlarına, sis ormanlarına, sulak alanlara ve doğal güzelliklere sahip.

-On bin çeşit ağaç ve bitki yetişiyor.

-En çok muz ve kahve üretiliyor.

-Avcılık yasak.

-Ülkede hayvanat bahçeleri kapatıldı.

-Ormanların yok olması önlendi.

Bütün vücudunu büyük bir merak ve heyecan kapladı.

Kaplumbağalar Kosta Rika’ya kaçmaz.

Fakat bizim kaplumbağa kafasına koymuş, kesin kararını vermiş. Kimse onu kararından döndüremez.

Vakit kaybetmeden Kosta Rika’ya kaçacak.

Yol hazırlığını yaptı ve kimseye haber vermeden yola koyuldu.

Kaplumbağa kararlı ve ağır adımlarla ilerlerken karşısına kurbağa çıktı

Onun heyecanlı yürüyüşünü ve yolculuğunu hemen fark etti.

Kaplumbağa’ya sordu:

“Nereye gidiyorsun böyle kararlı ve kendince hızlı adımlar ile.”

Kaplumbağa cevap verdi:

“Kurbağa kardeş, ben mutluluk ülkesini buldum. Oraya gidiyorum.”

Neresi bu ülke?

Kosta Rika.

Neden mutluluk ülkesi?

Çünkü orada okuma yazma oranı en yüksek nüfus var.

İdam cezası kaldırılmış hatta ordusu bile yok. Düşünsene silahsız, askersiz bir ülke.

Peki güvenli mi?

Bilmem gidince göreceğiz.

Kosta Rika’nın çikolatalarını ve pastalarını hayal ediyorum. Bu bile beni heyecanlandırıyor.

Yol parolam, çok lezzet, çok mutluluk.

Kaplumbağa Kosta Rika’ya varınca bir otele yerleşti.

Yol yorgunluğunu atmak için birkaç gün yataktan çıkamadı.

Yatmaktan canı sıkıldı. Gezdi.

Gezmekten canı sıkıldı. Televizyona baktı.

Bakmaktan canı sıkıldı. Spor yaptı.

Spordan canı sıkıldı.

Otelin balkonundan sahili seyretti.

Bundan da canı sıkıldı.

Otelin restoranına gidip sevdiği lezzetli yemeklerden yedi.

Fakat mutlu olmadı.

Soğuk ve serinleten bir içecek aradı.

İkişer bardak limonata ve portakal suyu içti

Yemek ağırlık verdi. Yatağına döndü. Saatlerce yattı. Sıkıntısı geçmedi. Daraldı, bunaldı, yatak ona rahat vermedi.

Odasından çıkıp kafeteryada yaş pasta ve çeşitli çikolatalardan alıp bunları iştahla yedi. Ama mutlu olamadı.

Birşey fark etti. Mutluluk ve lezzet apayrı şeyler.

Sevdiğimiz yiyeceklerle değil sevdiğimiz kimselerle bir arada olunca mutlu oluruz.

Geçmişini hatırladı. Kendi kendine şöyle mırıldandı:

“Annemin yanında lezzet almıyordum ama çok mutluydum. Arkadaşlarımla mutluydum. Yaşadığım ormanda huzurluydum. Şimdi bunların eksikliğini hissediyorum.”

Sonra kafasını sırtındaki kabuktan çıkarıp bağırdı:

“Ben neden mutlu değilim.”

Otel görevlileri onu ikaz ettiler.

Sesi yükseltmenin yasak olduğunu söylediler.

Oysaki ormanda ağaçların, çiçeklerin, kelebeklerin arasında avazı çıktığı kadar bağırırdı ve kimse ona müdahale etmezdi.

Özlem duyarak ağlamaya başladı.

Hayal kırıklığı bu olsa gerek dedi kendi kendine. Halbuki ne umutlarla gelmişti bu cazip görünen ülkeye.

Altın kafesteki bülbülü görürsem onu da alıp yanımda götüreceğim özlediği vatanına.

Herkes kendi vatanında mutlu.

Ben bu insanlar gibi olamam. Çünkü burası onların vatanı.

Dönerken kaplumbağa şöyle dedi:

Ben mutluluğumu da kederimi de memleketimde yaşamak isterim.

Kimi özlüyorsanız onun yanına gidin.

Masalcı Amca Abdullah

 

Yolcuyum

Ev kuramam buralarda,

Mekan tutamam bu sahrada,

Bahçeyi başkası sulasın,

Mahsulü sahibi kaldırsın,

Ben yolcuyum.

 

Vaktim yok ki kalayım,

Sermayem kalmadı alayım,

Duramam gitmem lazım,

Malları siz toplayın,

Ben yolcuyum.

 

Çocuklar büyür yetişir,

Bahçede fidan meyve verir,

Beklersen dostlar uzaktan gelir,

Zaman kalmadı, bekleyemem,

Ben yolcuyum.

 

Ağacın gölgesinde fazla eğlendim,

Bu kadar yeter çok dinlendim,

Meyveleri, ağacı diken devşirsin,

Dünyayı, doymayanlar bitirsin,

Ben yolcuyum.

 

Tefekkür için dur orada,

Kalmak için durma sakın.

Bakmak için bekle burada,

Bıkmak için bakma sakın.

 

Duramazsın, gitmen yakın,

Yol çantanı boynuna takın,

İçine iyi bak var mı azığın,

Yarı yolda kalmayasın.

 

Abdullah Öztürk

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Fuhuş Kuşatması!

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ Fuhuş Kuşatması! “Fitne-i âhirzamanın müddeti uzundur; biz bir faslındayız.” “Bu ahirzaman çok çalkalanıyor. …

Kapat