Dünya, “Kavimler Göçü”nden sonraki, belki göç eden nüfus bakımından çok daha büyük bir göç hareketini yaşıyor.
Etkileri ne olacak henüz bilemiyoruz.
Bu dalganın nedeni ne?
Batılı büyük, sömürgeci devletler Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında birbirlerinden seksen milyondan fazla insanı öldürüp şehirlerini, ülkelerini harap ettikten sonra savaşlardan vazgeçmek yerine taktik değiştirdiler.
Büyük büyük devletler kendi aralarında savaşa devam ediyorlar fakat savaşlarını kendilerinin kurup piyasaya sürdükleri terör örgütleri aracılığı ile müslüman coğrafyalarında yapmaya karar verdiler.
Bu sayede;
Hem kendi insanları ölmeyecek,
Hem kendi ülke ve şehirleri harap olmayacak,
Hem İslam ülkeleri halâs ve huzur bulamayacak,
ekonomik, siyasi, askeri, ticari, teknolojik vb hiç bir alanda gelişemeyecek,
Hem İslam ve müslümanlar ilkel, barbar, savaşçı, geri kalmış olacak, öyle görünecek, gösterilebilecek,
Hem bu kargaşa ortamında o ülkeleri böl, parçala yut/yönet işini kolaylıkla başaracaklar,
Hem bu toz duman arasında kendilerini gizleyip bölgenin yeraltı, yerüstü tüm servetlerini çalıp götürebilecekler,
İslam ülkeleri her gün fakirleşirken, kendileri her geçen gün biraz daha zenginleşecekler, her alanda üstte ve üstün olacaklar vs, vs…
Bu hain vekalet ve sömürü savaşlarının neticesi olarak meydana gelen ve son bir kaç yıldır da son derece yoğunlaşan bu göç hareketi, en çok ülkemizi etkiler hale geldi.
Savaştan, zulümden, kargaşadan kaçan yada bu kargaşa ortamını bahane edip daha lüks, konforlu bir hayat hayaline kapılarak fırsatlar ülkeleri gibi gördükleri batı ülkelerine geçmeye çalışan milyonlarca sivil insan ülkemize göçmeye, kalıcı ya da geçici süreliğine yurt edinmeye başladılar.
Bu göç hareketinden Kastamonumuz da nasibini aldı, alıyor bir kaç yıldır.
TÜİK verilerine göre şehrimizde altı bine yakın mülteci yaşamakta.
Bu durumun, başka kültürlerle yaşamaya alışkın olmayan, ticareti, sanayisi çok da gelişmiş olmayan Kastamonu halkı için birden bire kabul edebilecekleri, sindirebilecekleri bir durum olduğunu varsaymak mümkün değil.
Bilinmeyenler, insan için çoğu zaman ürkütücü olur, itici olur.
Yani sorun olur.
Mülteci sorunu iki başlıkla, iki bakışla değerlendirilmesi gereken bir sorundur aslında.
Öncelikle mülteci barındıran şehirler ve o şehri idare eden, o şehirde yaşayan insanlar açısından değerlendirilmesi,
Sonra, o şehre yerleşen, yerleştirilen insanlar açısından ciddiyetle, objektif bir bakışla, İslamî ve insani bir bakışla değerlendirilmesi gereken bir sorundur.
Sadece sorun olarak algılamak ve izah etmek te yanlış olur.
Her yeni durum sorunlar getirdiği gibi fırsatlar da getirir.
Kastamonu, altı bin mülteciye ev sahipliği yapan,
Aynı zamanda da 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilen bir şehir…
Konu mühim,
Tahminimizden çok daha büyük etkileri olabilecek bir konu.
Varsa sorunları en aza indirmek, fırsatları maksimize etmek adına fikirler, çözümler üretmemiz gereken bir konu..
Bu şehirde yaşayan yerli/yabancı herkesin refah, huzur, sükun, güven içersinde yaşaması için her birimize sorumluluklar düşüyor.
El birliği, akıl, fikir ve gönül birliği ederek yüzümüzü ağartacak işler yapmak, örnek, ibretlik projeler üretmek;
varsa adımızı lekeleyecek olumsuzlukları ortadan kaldıracak çözümler üretmek zorundayız.
Konu hakkında yeni yazılarımızda buluşmak üzere.
- Hep Bir Hallı Turhallıyız.. - 11 Eylül 2024
- Peki Ya Hain Türkler… - 1 Ağustos 2024
- Riya bizi, Nisa Bizi, Nisyan Bizi, İsyan Bizi… - 30 Haziran 2024
- Çapınız Yetmez - 26 Mart 2024
- Kastamonu Beşten Büyüktür… - 6 Mart 2024
- Müjde; İkinci Eş Yasallaştı!.. - 8 Şubat 2024
- Türkiye’ye Dikkat Edin.. - 10 Ocak 2024
- Türk Gibi Başlamak, Yunan Gibi Bitirmek - 18 Aralık 2023
- Kör müydük? - 17 Kasım 2023
- Dertliyiz Biraz Dertleşelim.. - 3 Kasım 2023