Kur’an Nedir Üzerine
Mucizat-ı Kur’aniye risalesinin başında Kur’an ‘ın bütün ayet ve surelerini tasnif edip onlardan tarifler ortaya koymuş Bediüzzaman. Her cümle kategorize edilmiş ayetlerin bir nevi tasnifini ifade etmiş. Bir insanın kırk odalı bir malikanesi olsa, hepsinde ne olduğunu bilir ve onlar hakkında konuşur. Mesela Miraç Allah’ın kainatını dolaşmaktır ve gelip insanlara onlar hakkında bilgi vermektir. Bediüzzaman 6666 ayetlik birbiri ile bağlantılı bir şehirler kompleksini anlatıyor. Batı medeniyetinde bir ifade unsuru olarak Roma kabul edilir. Bütün yollar Roma’ya çıkar denir, doğu medeniyetinde ise Bağdat olarak.
Yanlış hesap Bağdat’tan döner söylenmiş. Kur’an 114 ülke 6666 şehir ve şehirler birbiri ile bağlantılı. Bediüzzaman büyük bir ihata-i fikri ile o bütün ülkeleri göz önünde bulundurmuş, ayetleri şehirleri nazarı itibara almış ve aralarındaki ortak noktalara göre tarif yapmıştır. Bediüzzaman’ın muhayyilesi ne kadar geniş, bütün Kur’an’ı göz önünde bulunduramayan bir insan bu iki boyutlu Kur’an tarif cümlelerini kullanamaz.
Bir metnin ilk anlamı ile onun yanında ikincil anlamları veya üçüncül anlamları olur, böyle gider. Kur’an kainatın büyük kitabının ezeli tercümesi. Bu cümle onun özelliğinin birini ifade etmenin yanında bir de ikinci anlam olarak insanlara sorumluluk yükler. Madem bir büyük kitabın tercümesidir. O zaman o tercümeye kulak vermek gerekir. Bu kâinat şehri muhteşemi hakkında insanlara bilgi veriyorsa bakın konuşuyor gidip ne dediğini anlayalım demek gerekir. İlk altı cümlede mana yoğunluğu tercüme, tercüman, müfessir, keşşaf, miftah, lisan. Tercümeye, tercüme, müfessire, keşşafa, lisana kulak vermeli, bu ifade etmez. Bediüzzaman Türkçede kullanılmayan bir terkip kullanır kemal-i hahiş. Bütün büyük adamların bir ortak özelliği bir şeye olağan üstü ilgi duymak, sadece şöyle bir kulağını vermek değil.
Ben Kırkıncı Hoca’nın yanında büyüdüm, onda kemali hahiş vardı. Birgün Fransız romancısı Flaubert ile yine meşhur bir Fransız kadın romancısının sanat üzerine mektuplarını kalın bir kitap okumuştum. Ne kadar yazmak konusunda hassas olduklarını gördüm, kendisine bahsettim. Bana yanına gittiğimde ne okuduğumu sorardı. O kadar her şeye meraklı bir insandı, “himmet efendi hele getir bana bir oku” dedi. Ben de kitabı aradım buldum yanına götürdüm hatta ona aldım. Bazı yerlerini okudum ne kadar büyük bir kemal-i hahişle ilgi duydu. O bir şeyi beğendi mi “hele bir daha oku Himmet Efendi” derdi. Öyle bir ilgi ortamı doğardı ki hayret ederdim, seni de istila ederdi onun ilgisi.
Freud daha çocuk yaşta bütün Shakespeare külliyatını okumuş ne olsun ki daha sonra Şekspir’i o kadar ayrıntılı okuyan. Yıllar geçti metin anlama hususunda bir muhatap bulamadım, anladım ki muhatap olmak için farklı okumaları olan insanları bulmak lazım. Sadece şu iki tarif cümlelerinin mukabil ayetlerini dercetmek için Kur’an üzerinde araştırma yapmak yani her cümleye ait ayetleri bulmak tasnif etmek yıllarını alır insanın. Dolan bardak boşaltılır dolmayan bardak rafta yerini bekler. İnsanlar kullanılmayan bardaklar gibi kendilerini başkaları veya kendileri doldurmaları gerekir. Kendini doldurmak isteyen bardak ideal bardaktır, ama insanlar illa da bir başkasının doldurmasını bekler, içinden bir hâhiş doğmaz çok zaman. Allah boş bardakları sorgulayacak, sen buna birşey koymamışsın. Capcanlı bir bardak kainatın büyük kitab, o kitabı çok yönlü okumuş olan Kur’an, ve bu ikisi karşısında insan. İki kitabı da okumak ve yorumlamak, ideal insan ne kadar yüksek bir boyutta düşünülmüş. Hem kainat kitabını okumak hem de onun müfessiri, keşşafını dinlemek neler keşfetmiş ve neleri tefsir etmiş. Diye merak etmek. İnsan domates almak için dünyaya gelmemiş, kainat kitabının büyüklüğü ve o kitabı okuyan kitabın büyüklüğü ve her iki kitabı da okuyacak büyük niteliklerle donanmış insan. İnsan her iki kitabı da anlayacak ruhsal ve bedensel kemal sıfatlarla teçhiz edilmiş. Bediüzzaman ona anahtar külçesi diyor, yani kainat kitabının anlamlarını çözecek anahtarlara sahip olan insan. Kazanmak, zengin olmak, bakkala domates almaya gitmek, insanın ortaya çıkardığı tatmin unsurları nerede, o koca kitabı ki kaç sahifelik bir kitap ne bilelim, Gazali ye göre nasıl bir kitap Bediüzzaman’a göre nasıl bir kitap, Newton’a göre nasıl bir kitap. Bir de hayatında ne kainat kitabına bakmış ne de onun okuması olan Kur’an ‘a bakmış insanlar. Bu asgari düzeyi Akif anlatır:
Ya açar bakarız nazmı celilin yaprağına,
Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına
Anlaşılan çok az insan dersine çalışmış olarak öteye gidecektir.
- Çanakkale Şehitlerine - 18 Mart 2023
- 12 Mart Erzurum’un Düşman İşgalinden Kurtuluşu ve İstiklâl Marşı - 11 Mart 2023
- Mustafa Kavurmacı ile İlgili Bir Hatıra - 20 Kasım 2022
- Zafer Ayı Ağustos - 28 Ağustos 2022
- Kırkıncı Hoca, Hikmet Parıltıları - 22 Temmuz 2022
- Orhan Pamuk Maceram - 28 Ocak 2022
- Bir Yayıncıdan Rica - 3 Kasım 2021
- Resim ve Heykel Sanatı ve Denizli - 25 Ekim 2021
- Türkiye’nin Romanı Olarak Gün Doğmadan.. - 20 Ekim 2021
- Henri Troyat ve Lev Tolstoy Biyografisi - 9 Eylül 2021