Ana Sayfa / Yazarlar / Kurban Kesecek Kimsenin Zilhicce’nin İlk 10 Günü Tıraş Olmaması / Tırnak Kesmemesi mi Gerekir?

Kurban Kesecek Kimsenin Zilhicce’nin İlk 10 Günü Tıraş Olmaması / Tırnak Kesmemesi mi Gerekir?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

KURBAN BAYRAMINDA TIRAŞ OLMAK

Kurban ve Kurban Bayramı hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayınız

Kurban Bayramında tıraş olunmaz diye bir söylenti var. Bu sadece hacca gidecekler için midir, yoksa gitmeyenler de tıraş olmamalı mıdırlar?

Bu konu ile ilgili olarak Müslim’de şu hadis-i şerifler vardır: “Zilhiccenin ilk on günü girer de biriniz kurban kesme niyetinde olursa artık saçından ve cildinden hiçbir şeye dokunmasın (yani tıraş olmasın, tırnak kesmesin), “Bu on gün girdiğinde kesmek istediği kurbanı olan kimse artık asla bir kıl almasın, sakın bir tırnak kesmesin,” “Zilhicce’nin hilâlini gördüğünüzde, kurban kesme niyetinde olanınız artık saçına ve tırnaklarına dokunmasın” (Müslim, edâhî 29-42; Ayrıca bk. Abu Davud, dahâya 3; Hindî, V/88-89).

Görüldüğü gibi bu hadis-i şerifler hacca gitmeyecek olanlardan kurban kesmek isteyenlerin, Zilhiccenin başından kurban kesecekleri ana kadar (ki, on gün eder) saçlarını ve tırnaklarını kesmemelerini ister. Bunun hikmeti şöyle izah edilir: Kurban kesecek kişi, sanki kendisini azaba layık ve günahkâr gördüğü, günahlarına karşılık kendisini de öldüremeyeceği için, kendisinin fidyesi olarak kurban kesmektedir. Vücudundan kıl ve tırnak kesmemekle, en küçük parçalarının dahi, kurbanın parçaları, tüyleri ve tırnakları karşılığında ateşten azâd olmasını sağlayacaktır (Nevevî, Serhu Müslim, (1407) XNI/148; Münavî 1/363; Davudoğlu, IX/243). Bu elbette bir izah biçimidir. Böyle olmayabilir de. Hatta bu talebin şimdilik anlamadığımız başka hikmetleri de bulunabilir. Rasûlüllah`ın böyle söylediği sabit olduktan sonra müslümana düşen, hareketini ona göre ayarlamaktır.

Bu hadisler Müslim’de rivayet edilmektedir ve sahih hadislerdir. Ancak fıkıhçılar bu konuda değişik bakış açıları ile değişik görüşlere varmışlardır. Meselâ:
a. Said b. Müseyyeb, Rabîa, Imam Ahmed, Ishak, Davud ez-Zahirî ile bir kısım Şafiîler kuşluk vakti hayvanı kurban edinceye kadar, kurban kesecek olanın kıl ve tırnaklarından bir şey alması haramdır, derler.
b. İmam Şafiî’ye göre haram değil, tenzihen mekruhtur.
c. İmam Azam mekruh olmadığı görüşündedir.
d. İmam Mâlik’ten bir rivayet mekruh olduğu görüşünde olduğunu, diğer bir rivayet ise mekruh olmadığı görüşünde olduğunu bildirir. (Davudoğlu, agk)

Hanefî olanlarımız elbette İmam Azam’ı taklid eder ve adı geçen günlerde tıraş olmanın, tırnak kesmenin mahzurlu olmadığını söyleyebiliriz. Ancak İmam Azam’ın gerçekten bu görüşte olduğunu “zâhir rivayet” (ona ait olduğu kesin kaynaklar) kitaplarında henüz bulmuş değiliz. Eğer ona ait böyle “zâhir rivayet” yoksa bu sahih hadislere muhalefet etmemizi gerekli kılacak bir delil bulunmadığından bu günlerde tıraş olmanın en azından mekruh olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Hidâye hadislerini tahriç eden Zeylai`de konunun ilk hadisi olarak yukarıya aldığımız hadisi veriyor ve sihhatinde bir kusur zikretmiyor: (bk. Zeylaî, Nasbui-Râye, IV/206) Her ne olursa olsun, Hanefiler olarak bizler de, eğer kurban keseceksek, zilhiccenin ilk on gününde tıraşı ve tırnak kesmeyi bırakırsak, Hanefi mezhebine muhalefet etmeden diğerlerine de uymuş oluruz. Çünkü Hanefiler de kesilmemesinin mahzurlu olduğunu söylemiyorlar. Yeter ki kasık ve tırnak temizliği bu on günle kırk günü aşacak olmasın. Ne var ki, Hz. Aişe validemizden gelen bir hadiste: “Ben Rasûlüllah’ın Mekke`ye göndereceği kurbanın gerdanlık bağını ellerimle ördüm. Sonra o gerdanlığı ona taktı ve Mekke’ye gönderdi. Kurban kesilinceye kadar Allah’ın ona helâl kıldığı hiç bir şeyi de kendisine haram görmedi” denmektedir. (bk. Azımâbâdî, Avnüp’l-Ma’bûd, VN/492) Ancak haddimizi aşmış olmasaydık derdik ki, bu hadisin tıraş vb. nin o günlerde mahzurlu olmadığına delaleti dolaylıdır. (Çünkü hadis tıraş vs.nin hükmünü zikretmemiş ve o konuda susmustur). Halbuki diğer hadislerin mahzura delaletleri sarihtir ve o konuda nastırlar. Ayrıca Hz. Aişe hadisinin daha önce söylenmiş olması da mümkündür.

Fakat kurban kesecek olanların elbise giyip, koku sürünebilecekleri konusunda icma vardır.(agk) Bu da o günlerde tıraş olmamanın hacdaki ihramlılara benzeme ile ilgili bulunmadığını, hikmetinin bu olmadığını gösterir. (Nevevî agk) Dolayısı ile; dikişli giyme ve koku sürünme mahzurlu olmadığında ittifak vardır. Halbuki bunlar ihramlıya yasaktırlar. Öyleyse ihramlıya yasak olan tıraş ve tırnak kesme de, ihramlı olmayana mahzurlu olmaz, şeklindeki bir kıyaslama isabetli olmamalıdır. Halbuki İbn Kudâme İmam Azam’ın konu ile ilgili delili olarak bu kıyaslamayı zikreder. (İbn Kudâme, E1-Mugnî, VNI/619)

Sorularla İslamiyet

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman’ın Âleminde Ayasofya Câmii

Ayasofya Camii ve onun açılması için sarf edilen çabalar, gayretler, çalışmalar içinde maalesef bir dâvâ …

Kapat