Kurban Kesmek mi, Kurban Olmak mı?

Kurban bize İbrahim ve İsmail aleyhimüsselamdan miras kalan ulvî bir ibadet..
İbadet olmasının yanısıra dünya ve ahiret hayatımıza yön veren, yol gösteren
şaşmaz ve şaşırtmaz bir hayat düsturu, kulluk şuuru ve ders idi..

Kurban bize şu dersi veriyordu;
İnsan için hayatta en büyük ideal, Allah’ın rızasını kazanmak, Allaha adanmak olmalıdır.

Rabbimiz İbrahim, İsmail, Yakub, Yusuf, Musa, Harun, Eyyûb, Yunus, Yahya, İsa aleyhimüsselam hayatlarından örneklikler sunarak diyordu ki;
Rabbinizin rızasını kazanmak için dünyalık her şeyden, candan ve canandan vazgeçme şuuruna ermeniz gerekir ki rızaya eresiniz.
Bu sayede de dünyada ve ahirette selamete eresiniz..

Allah’ın rızasını kazanmak için feda ettiğiniz, feda etmeyi göze aldığınız her şey sizi dünyada da ahirette de yüceltir.
Allah katında da kazandırır kullar arasında da kazandırır.

Siz İbrahim as gibi atese atılmaya razı olabilirseniz ateş sizi yakmaz..
İsmail as gibi Allah için can feda etmeye, kurban olmaya razı olabilirseniz
sizi ne bıçak, ne de bilek keser.
İsmail a.s’ı bıçağın kesmemesi, İbrahim a.s’ı ateşin yakmaması, Musa a.s’ı denizin yutup boğmaması, Yunus a.s’ı denizin ve balığın öldürememesi bize bu mesajı vermekteydi aslında..

Allah’a kurban olmaya, sevdiklerinden birşeyleri Allah’a kurban vermeye razı olmayan dünyanın tehlikelerine, fitnelerine, zulümlerine ve zalimlerine kurban olmak durumunda kalabilir..

Peygamberler tarihi, Peygamber Efendimizin ve ashabının hayatları, İslam ve insanlık tarihi ve günümüz hadisatı buna apaçık delildir..

Müslümanlar canlarını, cananlarını, mallarını hasılı dünyalık herşeylerini Allah yolunda harcamaya, kurban etmeye, feda etmeye razı oldukları zamanlarda zulüm ve zalim müslümana ilişmeye cesaret edemedi. Cesaret etse de muvaffak olamadı.

Müslümanlar ne zaman ki can derdine canan derdine, mal, mülk, dünyalık derdine düşmüşse iste tam o zaman zalimlerden, hainlerden, kafirlerden birileri geldi, kendi keyifleri için müslümanları teker teker ve hatta topluca kurban ettiler, ediyorlar..

Yüzyıllar boyu haçlı ideallerine kurban edildik..
Son bir-bir buçuk asırdır Kapitalizm, Komunizm, Emperyalizm, Faşizm gibi zalim izmler uğruna kurban edildik.
75 yıldır siyonizm uğruna kurban ediliyoruz..

Bırakın insan haklarından dem vuranları, hayvan haklarını savunanlar bile savunmuyorlar bizi..
Gavurun kafasında hayvan kadar değerimiz yok.. Hayvanlardan beter yöntemlerle kurban ediyorlar kardeşlerimizi..

Yüz yıl önce, Cihan Harbi’nde Çanakkale’de, Yemen’de, Arap çöllerinde, Tuna’da, Balkanlar’da, Kaskaslar’da, Kırım’da..
Kurtuluş Savaşı yıllarında; İzmir’de, Urfa’da, Antep’te, Maraş’ta..
Daha yakın tarihlerde;
Kıbrıs, Bulgaristan, Bosna, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Karabağ, Afganistan, Arakan, Afrika, Irak, Suriye ve bu gün Gazze’de kardeşlerimiz acımasızca kurban edildiler, ediliyorlar..
Ne uğruna?
Allah yoluna kurban etmeye kıyamadığımız canlarımız, oğullarımız, kızlarımız, mallarımız, yurtlarımız, yuvalarımız, izzet ve şereflerimiz kimlerin tanrılarına, putlarına kurban ediliyor?
Bilmiyoruz.
Umursamıyoruz.
Dert edinmiyoruz..

Bir ağıldaki sürünün içinden alınıp üç beş metre ötede kurban edilen hem cinsini seyreden ve biraz sonra sıranın kendisine geleceğini idrak edemeyen davarlar gibi seyretmekten öte bir tepkimiz yok.
Dahası hic bir sey olmuyormuş gibi önünüzdeki nimetlerden otlanmaya devam ediyoruz..

Üzerlerine toz kondurmaya, sinek kondurmaya kıyamadığımız evlatlarımızın mafyaların, kadın pazarlayanların, uyuşturucu baronlarınının, eğlence, moda, tüketim sektörlerinin kurbanları olmasını da seyrediyoruz.

Bazı belgesellerde yavrusunu ve diger hemcinsini canavarların elinden korumak için canını feda eden güya akılsız, kalpsiz zannettigimiz hayvanları izliyoruz.
Yavrusunu ve hemcinsini korumak için çırpınan hayvanlar kadar bile tepki veremeyen; ciğerparelerini vahşi hayvanlardan daha tehlikeli kişilere, gruplara, sektörlere karşı koruyamayan hatta kendi elleriyle evlatlarını onların pencelerine teslim eden anaları, babaları ne cins birer mahluk olarak tanımlamak gerekir siz karar verin..

Varlık sebebi milletini her türlü tehlikelerden, kötülerden ve kötülüklerden korumak olan devletin bile, masum insanları, tertemiz evlatlarımızı korumak bir yana canavarların doymak bilmez heveslerine kapı araladığını, kötüye fırsatlar tanıdığını, yollar açtığını üzülerek, kahrolarak seyrediyoruz..

Evet gavur bizi hayvan yerine bile koymuyor.
Hayvan kadar bile acımıyor.
Daha da acısı biz kendimizi kurbanlık hayvanlardan daha üstün bir yere taşıyamıyor, insan olmanın şerefine, izzetine, haysiyetine yaraşır tutumlar takınamıyoruz..

Hakiki, kamil, mükemmel insan olmak hakiki müslümanlıkla mümkün..
Allaha adanmakla, Allaha dayanmakla mümkün..

Bu gün kurban bayramı..
Gelin bu gün, kurban keserken okumayı adet edindigimiz En’am Sûresi 162. ayette bize öğretilen;
“Deki; benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan içindir..” ayetindeki dersle beraber Tevbe Sûresi 111. ayetindeki;
“Allah Cennet karşığında mü’minlerden canlarını ve mallarını satın almıştır..” hükmünü derinden derine düşünerek sadece Allahın bize ikam ettiği kurbanlık hayvanları değil;
Bizi Rabbimizden, bizi dinimizden, bizi din kardeşlerimizden, bizi hayırdan, bizi Cennetten uzaklaştıran, yolumuzu kesen kör nefislerimizin kör hissiyatlarını da Allah için, Allah yolunda kurban etmeyi niyet edelim..

Anlayalım ki Allah bizlerden kendisi icin kurban kesmemizden çok kendisi yolunda kurban olmamızı arzu ediyor, emrediyor..

Umulur ki anlarız..
Umulur ki yaşarız.
Umulur ki teslim oluruz.
Umulur ki kurban oluruz..
Umulur ki kurtuluruz.
Umulur ki kardeşlerimiz kurtulur.
Umulur ki dünya kurtulur.
Umulur ki yeni ve güzel bir dünya kurulur..

Merhum Alvarlı Efe hazretlerine kulak verip bitirelim:
“Kul bula sultanını
Bayram o bayram ola..”

Kul sultanını bilmeden, bulmadan yoluna revan, yoluna kurban olmadan bayramlarımız bayram olmayacak gibi görünüyor.
Rabbim ahir ve akıbetlerimizi hayreyleye..

Hayırlı bayramlar..

Orhan SALCI

• Yazar Hakkında
• Diğer Yazıları

Yazar : Orhan SALCI

• Var mıyız? - 1 Eylül 2024
• Yetim Yeter - 15 Ağustos 2024
• Meta’nın Esiri mi Oluyoruz.. - 2 Ağustos 2024
• Nerde Çokluk… - 24 Temmuz 2024
• Kurban Kesmek mi, Kurban Olmak mı? - 16 Haziran 2024
• Türk’ün En Büyük Düşmanı - 9 Haziran 2024
• Maarif Modeli Üzerine - 29 Nisan 2024
• Kendini Gizle Dinini Değil.. - 24 Mart 2024
• Köy Hocası Deyip Geçmeyin - 10 Aralık 2023
• Boykot Silahtır - 1 Kasım 2023

Tüm Yazıları Göster