Ana Sayfa / Yazarlar / Kurtuluş Reçetesi: Takvâ

Kurtuluş Reçetesi: Takvâ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

KURTULUŞ REÇETESİ : TAKVA

 Kur’an-ı Hakîm’in nazarında imandan sonra en ziyade esas tutulan takva ve amel-i sâlih esaslarıdır. (1) Bu sebeple Allah dostları, iman edip takvaya sarılmış olanlardır. (2) Takvâyı Bediüzzaman Hazretleri şöyle izah eder: Takva; Menhiyattan (dinen yasak olan şeylerden) ve günahlardan içtinab etmek (çekinmek) ve amel-i salih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır.(3) Allah katında insan için şeref ve kıymet kaynağı takvâdır. “Allah’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda en ileri olandır.” (4) ayeti bu hakikate işaret eder. Dini yaşamada bu şekilde hassas davranan müslümana da “müttaki” denir (5). Evet, manâ ve muhtevâ itibariyle takvâda öyle bir sır var ki, ona sığınmadan Kur’ân’ın hidayetinden istifade etmek mümkün değildir. Nitekim Kur’ân, kapısını müttakîlere aralar “huden lil muttekin” (Bakara, 3) der; takva ekseninde yaşamaya işaret eder.

Şu zamanda en mühim vazife, imana hizmettir. İman saadet-i ebediyenin anahtarıdır.(6) Fakat ona iman etmek: Kur’an-ı Azîmüşşan’ın ders verdiği gibi, o Hâlık’ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir.(7) Böylelikle Bediüzzaman Risale-i Nur’un takvadarane meşrebini (8) ders verir ve şöyle der :  “Ey ehl-i iman! Bu müthiş düşmanlarınıza karşı zırhınız: Kur’an tezgâhında yapılan takvadır. Ve siperiniz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Sünnet-i Seniyesidir. Ve silâhınız, istiaze ve istiğfar ve hıfz-ı İlahiyeye ilticadır.” (9)

Takva üzerine tesis edilmiş bir mescid hükmünde olan yeryüzünde (10) yeryüzünün halifesi olarak yaşayan biz müslümanların onun hoşnutluğunu kazanması takva ve salih amele bağlıdır.Kur’an’ın hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nur  bu manayı talebelerine şu şekilde ders verir: “Risale-i Nur gerçi umuma teşmil suretiyle değil; fakat her halde hakikat-ı İslâmiyenin içinde cereyan edip gelen esas-ı velayet ve esas-ı takva ve esas-ı azimet ve esasat-ı Sünnet-i Seniye gibi ince fakat ehemmiyetli esasları muhafaza etmek, bir vazife-i asliyesidir. Sevk-i zaruretle, hâdisatın fetvalarıyla onlar terk edilmez.”(11)

 

                      ZAFER KARLI

Kaynakça :

1- Kastamonu Lahikası – 148

2- Yunus 10/63 :

3- Kastamonu Lahikası – 148

4- Hucurât/13

5- Rağıb el-İsfahânî, el-Müfredât fi Caribi’l-Kur’an, Mısır, 1961, s. 530

6- Barla Lahikası – 328

7- Emirdağ – 1 – 203

8- Şualar – 503

9- Lem’alar – 72

10-İşarat-ül İ’caz – 203  

11- Kastamonu Lahikası – 77-78

Yazar : Zafer KARLI

Zafer Karlı Özgeçmiş

1965 Trabzon OF doğumludur. İlk ve ortaokulu OF’ta okumuş olup imam hatip mezunudur. Risale-i Nurlar ile iştigal ediyor ve şerh mahiyetinde yazılar yazmaktadır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kalbinize İyi Bakın

Kalbinize İyi Bakın Kur’an'da söz edilen akıl ruhta yaşanan üstün bir özelliktir. Birçok Kur’an ayetinde …

Kapat