Teferruata giremiyeceğim. Hem yaz yağmurları gibi – üzerinize afiyet- bir yaz gribiyle malulüm, hem de köklü çalışmalarla meşgulüm.
Malum Fetö örgütüne, yurtdışında açtığı okulların, “Yahudi” izin vermeden kurulamayacağını anladığımdan beri karşıyım.
1971 yılında, Risale-i Nur Talebesi olmadığı itirafını yaptığını bildiğimden beri de mesafeli, hatta şüpheliyim.
Son darbe girişimlerinin sadece onların işi olduğu şeklindeki anlayıştan da berîyim.
…Çünkü Muhterem Lâtif Erdoğan’ın dediği gibi, Fetö’nün çetebaşı F. Gülen o “cemaatı” veya “paralel örgütü” kuramayacak bir zekâya sahipti, yani ileri bir zekâsı yoktu!
Böyle “zekâ özürlü” bir insanın kurduğu yapı, belki “maşa” veya başkasının nefesiyle çalınan “düdük” olabilirdi ama, Üstad’ın tabiriyle “Muharrik-i Bizzat” olamazdı.
Bir grubu bile kuramayacak “zeka”dan mahrum bir insan, TEK BAŞINA nasıl bir darbe düzenleyecek de, “maşa”lık yapmış olmayacak?
Diyeceğim şu: Eğer bu darbe girişiminde bulunan Fetö mensupları hak ettikleri cezayı alıp da, aslında kendilerini korur gibi yaparak asıl savundukları ağababaları Yahudi -ve Yahudi’nin hakimiyetinde olan Batı, Amerika ve İngiltere’deki güçler- deşifre edilmezse, muhakeme eksik kalmış olur.
- Cemaat Değil Cemaattan Yana Olmak - 19 Eylül 2024
- Müzeden Ayasofya-yı Kebir’e… - 12 Eylül 2024
- Romancı Olmak – Olmamak – Olamamak - 25 Ağustos 2024
- Vâizler Neden “Etkisiz Eleman”? - 22 Ağustos 2024
- Nur Üstad ve Abdülhamid Meselesi - 11 Ağustos 2024
- Bahardan Sonra Yaz (Öykü) - 5 Ağustos 2024
- Sahabe Bir Sıfat; Hataları İse Ferdidir. - 4 Ağustos 2024
- İsmail Tohumu Fidana, Ardından Ağaca Duracaktır. - 31 Temmuz 2024
- Bazı Dikkatler-2 - 30 Temmuz 2024
- Adem-i Îtimat Meselesi - 29 Temmuz 2024