Resul-i Ekrem Efendimiz (sav) bir defasında, her zamankinden farklı bir vakitte evinden çıkmıştı. Herhangi bir kimseyle buluşma kastı yoktu. Henüz hanesinden dışarı adım atmıştı ki Hz. Ebu Bekir çıkageldi. Allah Resulü onu görünce şaşırarak, “Buraya niçin geldin Ebu Bekir?” diye sordu.
Hz. Ebu Bekir, “Resulullah ile karşılaşır, yüzünü görür ve ona selam veririm ümidiyle evden çıkmıştım.” diye cevapladı. Bir müddet sonra Hz. Ömer de yanlarına geldi. Resulullah ona da niçin geldiğini sorunca Hz. Ömer, “Açlıktan, ey Allah’ın Resulü!” diye cevap verdi. Resulullah, “Ben de biraz açım.” buyurdu.
Sonra üçü birlikte ensardan koyunlarının ve hurmalarının çokluğuyla tanınan Ebu’l Heysem’in evine doğru yürüdüler. Ebu’l Heysem, çok varlıklı olmakla birlikte hizmetçisi bulunmayan bir kişiydi. Eve vardıklarında onu bulamadılar ve hanımına, “Kocan nerede?” diye sordular. O, “Bize tatlı içme suyu getirmeye gitti” diye cevap verdi.
Tam o esnada Ebu’l Heysem, ağzına kadar dolu bir su tulumuyla geldi. Tulumu yere koyduktan sonra Hz. Peygamber’e sarılıp, “Anam babam sana feda olsun Ey Allah Resulü!” diyerek onların gelişinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Sonra misafirlerini bahçesine götürdü ve oturmaları için bir sergi serdi. Hurma ağacından, olgunlaşmış ve henüz tam olgunlaşmamış hurmaların bir arada olduğu bir hurma salkımı koparıp getirdi ve “Buyurun, bunlardan yiyin” dedi. Bunun üzerine Resulullah, “Bize hurmanın olgunlarından seçip getirseydin, ne iyi olurdu!” buyurdu.
Ebu’l-Heysem, “Ey Allah’ın Resulü! Olgun olanlarını ve olmayanlarını sizin seçmenizi ve hangisinden arzu ederseniz onu yemenizi istedim” dedi. Daha sonra Peygamber Efendimiz için bir koyun kesmek niyetiyle eline bıçağı aldı. Efendimiz, “Sakın sağmal olanlarına dokunma” buyurdu.
Ebu’l-Heysem koyunu kesip Resul-i Ekrem Efendimize ikram etti. Her üçü de ikram edilen hurmayı ve koyunu yiyip tatlı sudan içtikten sonra Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bu canı bu tende tutan Allah’a yemin olsun ki bu nimetlerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceksiniz; serin gölge, leziz hurma ve soğuk su…”
Allah Resulü’nün en yakın iki arkadaşı olan Hz. Ebu Bekir ve Ömer, kendilerine verilen nimetlerin hesabını en kolay verebilecek insanlar arasındalardı şüphesiz. Ancak Peygamber Efendimiz, onların şahsında bütün ümmetini, nimetlerin hesabı konusunda bir kez daha uyarma gereği duymuştu.
Kaynak: Tirmizî, Zühd, 39 M5313 Müslim, Eşribe, 140 .
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024