بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Lozan’ın Gizli Maddeleri Mi?

Lozan Andlaşması 24 Temmuz 1923de İsviçre’nin Lozan kasabasında İsmet İnönü tarafından imzalandı. 

         ***

Emirdağ Lahikası 2, s 359

“Bera-yı malûmat [bilgi kabilinden] size gönderildi.

Büyük Doğu’nun yirmi dokuzuncu sayısında [5.cilt- 6 Ekim 1950] “Lozan’ın İçyüzü” diye yazılan makaleden:

İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en manidar sözünü söyledi.

Dedi ki:

“Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâm’ı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve Hıristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz.”

……….

“Konferansın BİRİNCİ DEFASINDA Türk başmurahhası, bizzat karar vermek vaziyetinde olmadığı ve büyüğüne, yani Mustafa Kemal’e bildirmek zorunda olduğu için memlekete dönüyor; kendisini Haydarpaşa’dan Ankara’ya götüren tren ve devlet reisini (Mustafa Kemal) İzmir’den Ankara’ya götüren trenle Eskişehir’de buluşuyor. Bir arada ve baş başa seyahat… Sonra Ankara gizli meclis toplantıları… Fakat esas meselelerde daima baş başa. Mustafa Kemal ile İsmet beraber içtimaları ve karar: “Din öldürülecektir.”

Lozan Konferansı’nın ikinci sahifesi: [İKİNCİ SAFHASI] olmalı! * haşiye

“….. Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dini terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükûmeti) bundan böyle, bu millette, İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salib kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de, hudut içi ve millî irade yaftası altında çalışacağı şüpheden vârestedir.”

Emirdağ Lahikası, s. 359

  
     **

Emirdağ Lahikası 2’de yer alan bu metinin aslı; Abdulhakim Arvasi’nin damadı İbrahim Arvas’ın Tarihi Hakikatlar isimli  hatıralarında yer alan şahsi anlatımlardır.

           *

“İbrahim Arvas; TBMM I. Dönem: 1920- 1923 Hakkâri milletvekili iken; (Ankara’ya gelmeden istifa etmiştir).

II. Dönem Van, III. ve IV. Dönem Hakkâri, V., VI., VII. ve VIII. Dönem (28 Haziran 1923 – 1950 arası CHP Van milletvekilliği) yapmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır.”

Vikipedi

Kaynak: (http://www.tbmm.gov.tr/TBMM_Album/Cilt1/index.html)

  * Yukardaki sözleri yazan İbrahim Arvas; (ölümü 1965)  ilgili görüşmeleri kimden / lerden duymuş dinlemiştir?

Öyleyse niye; bizzat gizli görüşmelerin içindeymiş gibi anlatmıştır?

Bu hatıra; B.Doğu Dergisi’nin  29.sayısında yer aldığına göre; N.Fazıl’ın kendi özanlatımı olmalı ki; onun üslubuyla çok uyumlu bir anlatım.

Yani N.Fazıl 3. elden bir anlatıcı olmasına rağmen vakanın şahidi gibi anlatmıştır!

     *

“Lozan Antlaşması, Ağustos 1923’te Meclis’te üç gün tartışılarak kabul edilirken İbrahim Arvas, CHP Van (Hakkari) Mebusuydu.

Zabıtlarda kabul ve red oyu veren mebusların adları var, İbrahim Bey’in adı yok!.. Oylamaya gelmemiş demek ki.

Red oyu vermekten korkmuş olabilir mi?!

Hayır…

Lozan’ı Meclis’te 213 milletvekili kabul etti, bunların içinde muhalefete geçecek Kazım Karabekir de vardır… 14 Mebus red oyu verdi, bunların içinde sıkı Kemalist Şükrü Kaya da vardır. Meclis’te sert eleştiriler de yapılmıştı.”

(Taha Akyol/ Lozan Zırvaları- Karar 25 Temmuz 2023)

          *

Ayrıca Volkan Tunç’un Akademik Tarih Düşünce Dergisi  2019′ da yer alan;  İbrahim Avras’ın TBMM deki Faaliyetleri araştırmasında da; CHP Van milletvekili Arvas’ın Lozan’a dair tek sözü yoktur.

1923-14 Mayıs 1950 arasında tam 27 yıl kesintisiz milletvekilliğinde susan İbrahim Arvas; CHP’den ayrıldıktan 5 ay sonra (6 Ekim 1950) Lozan’ın gizli maddelerini N.Fazıl’a anlatıyor.

Yani DP iktidara geldikten sonra; oysa B.Doğu 1943’ten beri çıkıyordu!

         **

   * Esas Meselemiz Nedir?

Üstad Bediüzzaman Said Nursi; “Lozan’ ın İçyüzü” hatıralarından kısa bir bölümü: berayı malumat/ bilginiz olsun (informasyon) diye Emirdağ Lahikası’na ekletmiştir.

Bu bölüm; ispatsız ve delilsiz bir duyumdur; inanıp/ inanmamanın ötesinde kritik edilip delillendirilmeye muhtaçtır.

Yıllarca malumat kabilinden bu haberi; Nur talebeleri; kesin bir doğru gibi anladılar ve anlıyorlar.

Ben de öyle algıladım.

Çünkü bu çok ihtiyaç duyduğumuz bir malumattı.

2023 Lozan Andlaşmasının 100. yılına doğru ise; N.Fazıl kaynaklı bu duyum bir  güdümleme tufanına dönüştü.

Nurcular da pekçok mecra ve medyada bu fırtınaya uyum sağladı!

Lozan’ın gizli maddeleri vardı Türkiye’ nin elini kolunu bağlıyordu!

2023’te bu kelepçeler çözülüp atılacak ve tam bağımsız olacak, yasaklanan petrol ve madenleri çıkartacaktık!

24 Temmuz 2023’te Lozan’ın yüzyılı bitti ve kendimizi bir kaos ortamında bulduk!

Değişen bir şey yok ve hayat devam ediyor.
Efsanelerden beslenen kolaycı fikirliler; bir efsaneyi daha tüketti taa yenileri gelene kadar…

       *

1- Üstad bilgi ve moral olsun diye önemli bir malumatı/ informasyonu Emirdağ Lâhikası’na koydurmuş.

2- Bu eklemede hiçbir yanlış ve sıkıntı yok. Risalelerde birçok eser ve yazar, gazete ve dergilerden alıntı var.

Değerli bir bilgi/ haber olduğu açık; ama zamanla bu bilgi notunun; kesin delilli bir doğru gibi algılanıp anlatılması tam bir zihin ve idrak faciasına dönüşmüş.

En azından 5 N 1 K sorularından hangilerine cevap var bu haberde?

Sadece birine; yani kim?

elcevap; N.Fazıl.

Diğerleri boşlukta.

3- Gördüğümüz gibi Lozan’ın gizli maddeleri yok ve ortaya çıkmadı.

Amma; 1923 Lozan Andlaşması’ndan sonraki korkunç devirimler Lozan Andlaşması’nda olmayınca akla hemen; gizli andlaşma mı var sorusunu getiriyordu.

İşte merhum Arvas gibi insanların; 27 yıl susup fiskos yaptığı duyumlara zihin konforunu bozmayan ve mücadeleye caseret edemeyenler; can simidi ve çare gibi yapıştılar.

Toplumda bu gizli cazibeyi sahiplendi.

Bu itikatta delil belge ispat yok; devirimlere cevap bulma; kolayca çözümleme; entrikayı sezme uyanıklığı bulunmakta…

4- Uluslarası bir andlaşmanın yürürlüğe girmesi için birinci usül basit usüldür ki; imza şart ve mecburi değildir. Heyetlerin mutabık kalması yeterlidir.

Bu ise bir andlaşma usülüdür ki; gizli bir tarafı yoktur.

(ULUSLARARASI ANDLAŞMALARIN YAPILIŞ USULÜ VE YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ SÜRECİ/ ÖZGÜNLAV)

5- Sonuç olarak diyebiliriz ki; tahkik tetkik ve kritik meleğine sahip insanlar ve nurcular artık,  delilsiz ispatsız bir duyum bir söylentiye artık inanmamalı, Nur mesleği bu menkıbelerden artık azade olmalı.

100 yıldır; Cumhuriyet ve Lozan’ ı yaşayıp, devirimlerle  mücadele eden Said Nursi talebelerinin bir efsane ve delilsiz anlatıma ihtiyaçları olamaz.

Çünkü onlar mücahedenin döğüş harmanında bulunup; açık –  gizli tahripleri tamir edip onaran yiğitlerdir.

Türkiye’mizi kayıp Endülüs olmaktan çıkartan asrın iman kahramanlarıdır!

Gerçeği yaşayarak dönüştürenlerin; mazeretçi ve korkak adamların duyumlarına itibarı ve hakikat gibi inanıp  belbağlaması; feleğin ters dönmesine işarettir.

Gerçeğin; menkıbe hatıra ve rivayetlere ihtiyacı olamaz ve itibar edilmez!…
 
             *

* haşiye:

“sahifesi değil safhası” olmalı.

Çünkü; Lozan bir çok safhalardan/ ara vermelerden  geçen bir müzakere sonucu imzalanıyor.

Başta; “konferansın birinci SAFHASI” olarak doğru yazılmış; 2.sahifesi ise; aleni bir yazım hatasıdır.

Ayrıca; Lozan Andlaşması’ nda 2. Sahife’de yazılanlar yoktur.

Bu yazım hatası; andlaşmanın 2. sahifesinde anlatılanlar; sanki  yazılıymış gibi bir algı yanlışlığı oluşturagelmiştir.

Gizli olarak var diyenler de; 100 yıldır bu iddiayı ispatlayamamıştır.

        *

Kasım 1922-24 Temmuz 1923 arası 9 ayda gerçekleşen Lozan Barış Konferansı’nda tam 18 adet senet imzalandı. Bizim burada bahsettiğimiz, bu senetlerin biri ve en önemlisi olan “Lozan Barış Antlaşması”dır.

Hüseyin Çeşitcioğlu