Ana Sayfa / Yazarlar / Maarif Modeli Üzerine

Maarif Modeli Üzerine

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Maarif Modeli Üzerine

 

Milli Eğitim Bakanlığı, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlığıyla yürüttüğü çalışmaları kamuoyu ile paylaştı.
Paylaşmanın ötesine de geçerek halkımızın sürece katılımını sağlamak için görüş ve öneriler kabul etmeye başladı.

Bu çabalar;
– Milli eğitim sisteminde sorunlar olduğunun farkına varılması,
– Sistem ve müfredatın ıslahı için çabalar sarf edilmesi,
– Ve bu çabalar sürdürülürken halkın taleplerinin, görüş ve önerilerinin alınması adına önemlidir, değerlidir.
Çalışmaların hayırlı, başarılı olmasını diliyorum..

Beyin fırtınası oluşması, faydalı çağrışımlara vesile olması ümidiyle bazı fikirlerimi paylaşmak istedim..

1. Milli Eğitim, sadece eğitimcilere, eğitim uzmanlarına, akademisyenlere bırakılmayacak kadar önemlidir.
Madem ki okullar ve eğitim sistemi toplumun bütün katmanlarına, hayatın bütün alanlarına kalifiye elemanlar yetiştirmekle görevlidir, yetkilidir, sorumludur..
Öyleyse hem beslendiği hem de beslemek zorunda olduğu toplumun bütün kesimleriyle sürekli etkileşim, iletişim halinde olmalıdır..

2. “Milli Eğitim” sözde değil tamamen, her adımında, her aşamasında, her dersinde, her ünitesinde, her paragrafında, her etkinliğinde gerçek anlamda yerli ve milli olmak, yerli ve milli düşünmek zorundadır..

3. “Tevhidi Tedrisat” sistemi mutlaka masaya yatırılmalıdır.
Devletin, milletin ihtiyaçları doğrultusunda sistem yeniden ve gerekirse tümden
güncellenmelidir..

4. Karma Eğitim dayatmasından da vazgeçilmelidir..
Sistem milli değerler, bilimsel veriler, dünyadaki uygulamalar, yaşanan olumlu-olumsuz tecrübeler, insani, sosyolojik, psikolojik veriler ışığında masaya yatırılıp revize edilmeli, esnetilmelidir..

5. Milli eğitim “Allah demeyen nesil yetiştirme.” saplantısından kurtarılmalıdır..

Müslüman Türk Milletinin evlatları devlet ve kanun zoruyla laik, seküler, materyalist, ateist, deist yapılmaya çalışmaktan vazgeçilmelidir..

Binlerce yıldır olduğu gibi Allah’a iman eden, Allah diyen, Allahı seven, Allah ile, din ile, dini ve milli değerlerle kavga etmeyen, kutsala saygılı nesiller yetiştirmek gaye edinilmelidir..

6. Milli eğitim, “diyalog”culuğu terketmelidir.. Ülkemizde diyalogculuk, FETÖ örgütü ile anılıyor olsa da diyalogculuk FETÖ’nün icad ettiği, FETÖ ile başlayan ve FETÖ ile biten faaliyetler bütünü değildir.
Yüz yılı aşkın bir süredir Türk Milleti’nin dini, devleti, hukuk sistemi, sosyal, kültürel sistemleri Pozitivizm, Materyalizm, Sekülarizm, Romantizm, Hümanizm, Sosyalizm, Liberalizm, Kapitalizm, Makyavelizm, Laisizm, Feminizm gibi modern çağın dinleşmiş ideolojileriyle diyaloğa sokularak müslüman Türk Milleti’nin medeniyet genetigiyle oynanmaya çalışılmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Sistemi, okullar, dersler, kitaplar, müfredatlar, etkinlikler tamamen buna göre dizayn edilmiş, öğretmenlere bu görev verilmiştir..

Yeni Türk Maarif Modeli ilk önce bu yanlış ve ters gidişin önüne geçmeyi amaclamalıdır..

Müslüman Türk çocuklarının küresel yapılar, küresel sermaye, din dışı ideoljiler, sömürgeci devletler tarafından “devşirilmesinin” ve milletimiz-devletimiz aleyhine kullanılmasının önüne geçilmelidir..

7. Milli eğitim sistemi nesillerimizi işçi-memur olarak yetiştirmekten vazgeçmelidir.

Devlette en üst kademeler, en itibarlı meslekler olsalar bile memurluğun, işçiliğin bir nevi esaret, modern kölelik ve hizmetlarlık olduğu fikri aşılanmalıdır..

Okumazsan köyde, sanayide sürünürsün diye korkutularak okutulan milyonlarca eğitimli gencin devlet kapılarında iş aramasının devlet ve millet için bir nevi intihar olduğu idrak edilerek gençler mesleğe, sanata, üretime, ticarete yönlendirilmeli, gençlere hür düşünce, hür teşebbüs, üretim ruhu aşılanmalıdır..

8. Milli Eğitim, “Türk Dili”ni korumayı ilke edinmeli, uydurukça ile mücadele etmelidir..
Ders kitaplarından başlayarak eğitimin hiç bir anında, hiç bir alanında, hiç bir aşamasında uydurukçanın ve batı dillerinin Türk Dili’ni ve dolayısıyle Türk kültürünü işgal etmesine fırsat vermemelidir.

9. Okul öncesinden başlayıp üniversite bitene kadar milli kültürü, milli sanatları, milli edebiyatı, milli sporları, milli kimliği öne çıkartacak dersler ve etkinlikler düzenlenmelidir..

10. İlk maddede eğitimin sadece eğitimcilere bırakılmayacak kadar önemli olduğunu ifade ettik..
Bununla birlikte kendisinden yardım talep edilmeden hiç bir şahsın ve kurumun eğitim süreçlerine, okullara, öğretmenlere müdahalelerine asla izin ve imkan verilmemelidir..

11. Eğitim süreçlerini olumsuz etkileyen, okuluna, sınıfına, arkadaşına, öğretmenine, okul eşyalarına zarar veren öğrenciyle birlikte velisine de yaptırım uygulanmasına imkan tanıyacak düzenlemeler yapılmalıdır.

12. İlkokuldan üniversiteye kadar Adabı muaşeret dersleri konmalıdır.
Adabı muaşeret ilkeleri müstakil ders olmanın ötesinde eğitim müfredat ve ilkelerinin temelini teşkil etmeli, fen, felsefe, teknik, teknolojik, sayısal dersler dahil bütün müfredata serpiştirilmelidir.

Hatta milli ruhumuza layık hal ve karaktere sahip olamayan, edep, adap, saygı, görgü kurallarını özümseyemeyen öğrenciler okullardan mezun edilmemeli, eline diploma verilmemelidir.

13. Anadolu şehir, kasaba ve köylerindeki sosyal, kültürel hayat, örfler, adetler, kıyafetler, konuşulan dil; ağızlar, lehçeler, şiveler cahillik, kabalık, ilkellik, görgüsüzlük, geri kalmışlık olarak görülmekten vazgeçilip yerli ve milli kültürümüzün en saf, en sağlıklı kök hücreleri olarak görülmeli, gösterilmeli ve gençlerin milli kültürden kopmasının önüne geçilmelidir..

14. Günümüzde her fabrika, her firma piyasaya sürdüğü ürüne garanti veriyor, arızalı çıkan ürününü tamir ediyor, yenisini veriyor, neden olduğu zararı tazmin ediyor.

Milli eğitim sistemi, okullar, öğretmenler de ailelerle birlikte üretip hayata sundukları bireyler için garanti verebilmeli, arızaların sorumluluğunu üstlenmeli, bedelini ödemeyi göze almalıdır.
Eğitim sistemi bu şekilde dizayn edilmeli..

15. Her yeni gün başka bir ülkeden eğitim modeli almaktan, ortaya atılan her sistemi, her modeli faydalı zannedip uygulamaktan, eğitim sistemini yaz-boz tahtasına çevirmekten evlatlarımızın sosyal denek, kobay olarak kullanmaktan vazgeçilmelidir.

Sürekli batıdan sistem ithal etmek yerine kendi geleneksel yöntemlerimize de bakılmalı, üzerinde çalışmalar yapılarak oradan da beslenilmelidir.

16. Okullar tahammülü zor gürültü kirliliğinin önüne geçecek, anlatmayı, dinlemeyi, anlamayı elverişli olacak şekilde planlanıp inşa edilmelidir.
Okul inşaatlarında betondan başka malzemeler, başka mimari tarzlar, şekiller de aranmalıdır.

Yüzlerce öğrencinin sokakta, tuvalette giydikleri ayakkabılarıyla okul koridorlarına, sınıflara taşıdıkları bakteri ve virüsleri solumalarının önüne geçilmeli, eğitim mekanlarının daha hijyenik ortamlar olması saglanmalıdır..

17. Öğretmen eğitimine son derece önem verilmeli, öğretmen olabilecek öğrenciler seçilmeli, son derece yoğun ve kaliteli bir eğitim verilmi, atama ve istihdamlarında farklı mevzuat, farklı sistemler uygulanmalıdır..

Milletin evlatlarını eğitecek insanların bu milletin kültür-medeniyet değerlerine son derece bağlı, örnek şahsiyetler olmaları için her türlü tedbir alınmalıdır..

Çocukları fikren, ahlaken olumsuz etkileyebilecek, kötü örnek olabilecek adaylar öğretmen olarak atanmamalı, atananlar da ayıklanabilmeli, sistemden ihraç edilebilmelidir..

18. 12 yıllık zorunlu eğitim dayatmasıdan vazgeçilmelidir.
Ailelerin, gençlerin ve çocukların da kendi hayatları, kendi gelecekleri hakkında söz söyleme, karar alma hakları olmalıdır..

19. Zorunlu eğitim sisteminin erken yaşlarda başlaması gereken sanat, meslek egitim süreçlerini baltalamasının önüne geçilmelidir.

Sanata, sopara, mesleğe yönelmek isteyen gençlerin en verimli yıllarının okullarda israf edilmesinin sebep olduğu zararlar farkedilmeli, sanat, zanaat, meslek eğitimi daha erken yaşlara, ortaokul hatta ilkokullara indirilebilmelidir..

20. Sanat, zanaat, meslek eğitimlerinde ilgili sektörlerin, sanayi kuruluşlarının, meslek odalarının da fikri alınmalı, ihtiyaçları dikkate alınmalı hatta son sözü söyleme yetkisi onlarda olmalıdır..
Sanayi kuruluşlarının, üniversitelerin, meslek odalarının okul açmalarının yolları açılmalıdır..

***
Bakanlık yaptığı çalışmaları, yapmayı planladıklarını kamuoyu ile paylaşmış..
Her ders için söylenecek hususlar var.
Söz söylemesi gereken insanlar, kurumlar var.

Ben teferruata gitmeden temel ilkeler, yol haritası üzerine bazı değerlendirmelerde bulunmak istedim.

Herkes, her kesim bu çalışmaya katkı sunmalı diye düşünüyorum.

Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Kumandan askere sormuş, neden geri çekildiniz ateş etmediniz?
    Asker; barutumuz ıslanmış komutanım deyince; tamam anlaşıldı yeter demiş.

    * Maarif müfredatında ; Atatürkçü eğitim yazıyor mu yazmıyor mu?

    * 12 yıllık eğitim öğretim MECBUREN devam ediyor mu etmiyor mu?

    Öyleyse tamam saymaya gerek yok!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hakikat mi Hayaller mi?

Hakikat mi Hayaller mi?   Kur'an'daki bir kıssada Musa (as)'ın Firavun'un sarayına gidişi anlatılır. Firavun, …

Kapat