MAL – MÜLK
“Zenginlik mal çokluğuyla değildir. Bilakis zenginlik göz tokluğuyladır.”
Hadis-i Şerif, Buharî, Rikâk: 15
“İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, paraların yaptığı sahte insanlar da vardır.”
Sydney J. Harris
eskort siteleri
“Para, kitap alır; kültür alamaz. Gül alır, aşk alamaz.”
Anthony Robbins
“Canı, can vererek satın almamışsın ki değerini bilesin.”
Nizamî
“Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.”
Ahmet Haşim
AÇGÖZLÜLÜĞÜN SONU
Köpek, kasap dükkânının önünde iri bir et parçası bulmuş. Eti sıkıca dişlerinin arasına alarak, o günkü yiyeceğine kavuşmanın neşesiyle kulübesine yollanmış. Fakat yuvasına varabilmek için bir dereden geçmesi gerekiyormuş.
Karşıya geçmek için derenin üstündeki kalasa çıkmış. Tam bu sırada suya vuran aksini görmez mi? Ağzında et olan başka bir köpeğin kendine baktığını sanmış.
Küplere binmiş. O köpekteki eti de kapmak istemiş. Havlayınca kendi ağzındaki et parçası da suları boylamış.
Hikâyenin dersi şu olmalı: “Elindekine kanaat etmeyenler, elindekilerden de olurlar.”
Sâdi Şirazî
HZ. MUSA’NIN YAKARIŞI
Hz. Musa, Rabbine şöyle yakarıyordu:
– Ya Rabbi, bütün amellerim, bana vermiş olduğun nimetlerin en küçüğünü karşılamaya yetmezken, sana hakkıyla nasıl şükredeyim?
Allah Teala, ona şöyle vahyetti:
– Ey Musa (böyle demekle) şu an bana şükretmiş oldun.
SAĞLIK VE SERVET
İki arkadaş ölen ahbapları hakkında konuşuyorlardı:
– Vah vah, demek ki mirasçılarına hiçbir şey bırakmamış?
Diğeri cevap verdi:
– Zavallı nasıl bıraksın ki ilk önce servet kazanmak için sağlığını kaybetti, daha sonra da sağlığını kazanmak için servetini…
TESLİM BAYRAĞI
Fetihleriyle ün salan Selahaddin Eyyubî, 1193’te Şam’da vefat etmişti. Son günlerinde kapısının önündeki devlet bayrağını kaldırtıp, yerine kefenini astırmış.
Görevlendirdiği biri, günlerce şu acı gerçeği haykırmış:
– Sultanın dünyadaki fetihlerinden ahirete götürebileceği tek şey, şu kefendir.
BİR ŞART
Fakir biri, dostuna mektup yazarak ondan borç para istedi. Dostu, parayla birlikte şu notu gönderdi:
– Bu para, sana ödünç verilmiştir. İhtiyacını gördükten sonra, senin durumuna düşmüş birini bul! Bu para kadarını ona ver. Sen de aynı şartı koş.
O da işini bitirdikten sonra, senin gibi birini bulsun…
DÖRT ELMA
Franklin, çocuğa bir elma vermiş. Ufaklık sevinmiş. Bir elma daha vermiş. Buna daha çok sevinmiş. Bir elma daha verdiğinde bizimki mutluluktan deliye dönmüş.
Nihayet Franklin, yumrucağa dördüncü elmayı da uzatmış. Ancak dört elmayı elinde tutamayan minik, sonuncusunu yere düşürmüş. Ağlamaya başlamış.
Çocuk, bir elmayı alınca seviniyor. İki elma onu memnun ediyor. Üç elma neşelendiriyor. Dört elma aklını başından alacak kadar mutlu ediyor. Gelin görün ki, elmanın tekinin yere düşmesi üzülmesine yetiyor.
Demek aşırı mal hırsı, en azından yoksulluk kadar insanı mutsuz edebiliyor.
GERÇEK ZENGİNLİK
Faniyim, fani olanı istemem.
Acizim, aciz olanı istemem.
Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem.
İsterim,
Fakat bir yar-i bâki isterim.
Zerreyim,
Fakat bir şems-i sermed isterim.
Bediüzzaman Hz. leri
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024