Malcolm X’ten Veciz Sözler

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

21 Şubat 1965 yılında, henüz 40 yaşına girmeden vefat eden Amerikalı büyük dava adamı Malcolm X’in veciz sözlerinden bir kısmını siz kıymetli ziyaretçilerimizin nazarlarına arz ediyoruz.

Bugünün hızlı dünyasında tefekküre ya da derin düşünceye yer yok. Bir mahkûmun iyiye kullanabileceği bol vakti oluyor. Bir insanın düşünmeye ihtiyacı varsa, gidebileceği en iyi yer, bana sorulursa, üniversitesiden sonra hapishanedir. İnsan teşvik edilirse hapishanede hayatını değiştirebilir.

Benim hiç tahammül edemediğim kimseler, saat kullanmayan kimselerdir; çünkü bu tip insanlar zamanın farkında olmazlar. Her işimizde, zamana verdiğimiz değer ve duyduğumuz saygıdır başarıyı ya da başarısızlığı belirleyen.

Tarihi değiştirebilenler, ancak ve ancak insanın kendisi hakkındaki düşüncesini değiştirmeyi başarabilmiş olanlardır.

Bir insan bir kere hapse düştü mü, artık ne kendini aynı gözle görebiliyor, ne öteki insanları. İşleri tıkırında giden dışarıdaki o ‘namusu-bütünler’ içeri girip çıkmış birisine burun kıvırıp geçerler. Ama o ‘namusu-bütünler’ bir bataklığa saplansalar, içeri girip çıkmış birisi onlara daha onurlu davranır.

İnsanlar tek kitabın bile bir insanın hayatını değiştirmeye yetebileceğini bir türlü anlamıyor.

Eğer, dikkatli olmazsanız, gazeteler, mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar.

Evet, ben aşırı bir adamım. Bakın, şu Kuzey Amerika’daki siyah ırk aşırı derecede kötü bir durumda. Siz bana aşırı durumda olmayan bir tek siyah adam gösteriniz, ben de size onun psikiyatrik tedavi altına alınması gerektiğini kanıtlayayım!

Bütün Zenciler öfkelidir, ama ben hepsinden de öfkeliyim.

Dinlemesini bilmek de bir sanattır. Birisi konuşurken onun sesinin akışını can kulağıyla dinlerim. Samimiyetini anlıyorum böylece.

Amerika’nın tek umudu bu genç Beyazlar ve tabiî genç Siyahlardır. Onlardan başka hepimiz bir yalanın içinde yüzüp gidiyoruz işte.

Öyle sanıyorum ki, başkalarına çeki düzen vermeye çalışan bir kimse, herkesten önce kendisine bir çeki düzen vermesini öğrenmelidir.

Büyüklerin çocuklardan alacağı bir ders vardır; başarısızlığa uğramaktan utanmamak, toparlanıp bir daha denemek. Ama büyükler olarak bizim çoğumuz öylesine korkak, öylesine çekingen, öylesine ‘temkinli’ ve bu yüzden de öylesine içine kapanık ve öylesine yüreksiziz ki birçok insanın başarısızlığa uğramasının nedeni işte bundan başka birşey değildir. Orta yaşlıların pek çoğu başarısızlıktan kendilerini emekliye ayırmışlardır çoktan.

Demokrasi ikiyüzlülüktür. Eğer demokrasi özgürlükse neden bizim insanlarımız özgür değil. Eğer demokrasi adaletse neden biz adalete sahip değiliz. Eğer demokrasi eşitlikse neden biz eşitliğe sahip değiliz. Demokrasi ikiyüzlülüktür…

İster kurşun atıyor olunuz, ister oy atıyor olunuz, hedefinizi iyi seçmelisiniz; kuklayı vurmamalısınız, kuklacıyı vurmalısınız.

Benim yolumdan yürümek ve hareketime katılmak isteyenler, gerçek anlamda özgürlüğe kavuşmadan önce hapishaneye, hastahaneye, ve kabristana gitmeyi göze almak zorundadır.

Ben şiddet savunuculuğu yapmıyorum, ama adam durup dururken gelir benim ayağıma basarsa, ben de onun ayağına basarım.

Gerçekle yüzyüze gelemeyecek kadar vatanseverlikle kör olmamalısınız. Yanlış yanlıştır, kimin söylediği önemli değil.

Kötü bir devreydi o devre kardeşim. Neydi o günlerdeki hastalığım, çılgınlığım öyle… Allah’a şükür ki kurtuldum onların hepsinden de. Şimdi devir şehitlerin devridir. Bu şehitlerden birisi de ben olacaksam, kardeşlik yolunda gerçekleşecektir şehitliğim. Bu memleketi kurtaracak tek şey de zaten bu kardeşliktir. Bunu öğrenmek bana çok pahalıya maloldu; ama olsun, sonunda öğrendim ya… (Malcolm X, ölümünden iki gün önce, 7 Numaralı Camii’de geçen günlerinden söz ederken.)

Bunu söylerken biraz üzülüyorum, ama ne yapayım işte, en sevmediğim ders de matematikti. Bunun nedeni üzerinde çok düşünmüşümdür. Bunun nedeni, olsa olsa, matematiğin tartışmaya hiç mahal bırakmamasıydı, başka bir neden gelmiyor aklıma. Bir yerde yanlış yapmışsanız orada artık her şey bitiyordu.

Benim, bugün hâlâ kafa düzlettiren Siyah erkeklerle ve Beyazlara benzeyebilmek için renk renk peruklar takan Siyah kadınlarla ilgili, kendi tecrübelerime dayanarak söyleyeceğim bir şey var: Bu insanlar, saçlarına gösterdikleri itinanın yarısını kafalarının içindeki beyinlerine gösterselerdi, durumları şimdikinden bin defa daha iyi olurdu.

Hayatta bir şeyler elde etmek istiyorsa insan, zaten birçok şeye sahipmiş gibi davranmalıydı.

Allah çeşitli vesilelerle, her zaman ve her yerde yanınızda olduğunu sık sık gösterir size, yeter ki O’nu gönlünüzden hiçbir zaman çıkarmayasınız.

Amerika’nın İslâm’ı tanıması gerekir, çünkü Amerika’yı başındaki ırk belâsından temelli olarak kurtarabilecek tek şey İslâm dinidir.

Bir ülkenin ahlâkî durumu açısından güçlülük ya da zayıflık derecesini ölçebilmek için, sadece sokaklardaki kadınların giyim kuşamlarına, tutumlarına bir bakmanız yeterli olacaktır; özellikle genç kadınlara bakarak kesin bir yargıya varabilirsiniz.

Eğitimli değilim, herhangi bir alanda da uzmanlığım yok… Ama samimiyim ve benim samimiyetim benim kimliğimdir.

Amerika’nın bünyesine uğursuz bir kurt gibi giren ırkçılık kanserinin kökünü kurutabilecek bir gerçeğin mayasını tutturmuş olarak, fersiz de olsa bir ışık bırakarak ölürsem, ne mutlu bana! Bu takdirde, şan Allah’a mahsustur. Benim olan tek şey ise günahlarımdır.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

28 Şubat Mağduru Prof.Dr. Adem Tatlı: “Bu konunun temelinde evrim meselesi vardır.”

Prof. Dr. Adem Tatlı, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını Habervakti.com sitesine anlattı.   28 Şubat Postmodern …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Başörtüsü problemi matematik kitaplarından çıkarıldı! / Mehmet Sait KILIÇ

Eskiden TSK bünyesinde bırakın başörtüsü takıp sivil ya da asker olarak çalışmayı TSK'ya ait alanlara …

Kapat