Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Seçme Yazılar / Mânâsız mı geçti zaman / Muhammed Zorlu

Mânâsız mı geçti zaman / Muhammed Zorlu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Mânâsız mı geçti zaman(!)?

Şu an saatinize bakmanızı istiyorum. Ve gerekirse bir yere not almanızı…

Giden zaman şu an yok. Bilinmez oldu, maziye gömüldü saatler. Günün doğmasından şu vakte kadar geçen zamanınız gibi. Her şey gibi ‘’eskidi’’ denilip, adına ‘’hiç‘’ konuldu vakitlerin.

dali saati Mânâsız mı geçti zaman(!)?Şu an bulunduğunuz bir kanepede, masa başında, ayakta veya herhangi bir mekândasınız ve bu satırları okuyorsunuz.. Bazen ne diyor diyeceksiniz, bazen ‘hmm’ diyerek suskunluğunuzu dile getireceksiniz.

Zamanın geçtiğinden habersiz, vakit ayıracaksınız… Belki de satırları yarıda bırakıp, okumayı kesip bir kenara atacaksınız…

– Geçen zaman –

Bu zaman diliminde elde ettiklerime sevinmeli miyim? Elden kaçırdıklarıma ise üzülmeli mi? Yoksa bütünüyle kaygım, derdim, kederim ölümden sonraki hayat için mi olmalı? Zamanın hızla geçtiğinin verdiği hüzün doğuyor yüreğimde. Sanki ayrılık acısının odağı gibi.. Güneşin gurub ettiği ufuğa dalıyor gözlerim, batıveriyor âniden! Diyorum kendi kendime: Geçen her dakika, güneşin kendi kabrine konulmasının habercisiydi. Çünkü her şey birbirinin habercisi konumundaydı; sonbahardan sonra kış gelebiliyorsa, ilkbahardan sonra yaz gelebiliyorsa, yaratılan her gündüzün bir akşamı olmalıydı ve nitekim de var edilmişti. Düşünüyorum, gecenin karanlığı dünyamıza çöktüğü ânı yaşıyorum. Geçen vakitlerimizin, gündüzümüzün ise gecenin karanlığına gömülüverdiğini hissediyorum.

-Ya mânâsız geçerse zaman? Ah-u revân.. Aman! –

Zamanın geçeceği, çocukken büyüyüp gençleşmemiz, sonra olgunlaşıp ihtiyarlığımız, sonra kabir veya bu aşamalardan geçmeden direkt kabre girmemizin de hak olması… Peki bu hakikat içinde mânâsız geçireceksek zamanımızı, bütünüyle israf edersek dakikalarımızı… Bize ömür bahşeden Yaratıcıya vazifelerimizi idrak edemezsek peki, biterse her şey…

Herkesin bildiği bir tabir vardır; “Zaman değerlidir”. Klişeleşmiş belki de. Evet, zaman değerlidir, bundan şüphemiz yok asla. Fakat nasıl değerlendirmeli bu zamanı?

Düşünün bir yolcuyu, trene ‘birkaç dakika’ geciken bir yolcu… Tren kalkmıştır onun için ve içinde kendisi yoktur, yetişememiştir. Onun için o ‘birkaç dakika’ denilen şey çok önemlidir.

– Vakit büyük bir nimettir –

Dünya dediğin kervansaraydır,

Burada yıllar, sanki bir aydır.

Menzile yürü, eğlenme sakın,

Vakit çok yakın, bir gün anlarsın!.. *

Anlama günümüz neden şu dakikadan itibaren olmasın ki? Peygamberimiz (asm) de bir hadisinde şöyle buyurur:

İki nimet vardır. İnsanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit…’’

Ey âdemlerin, ademe bürünecek veya bürünmüş, yok olmuş, gitmiş, helâk olmuş, bitmiş zamanlar(ımız)! Geçmiş olsun, geçen zamanlarımıza mı diyelim?

Ömür bitiyor, biten bir şey geri gelir mi sizce? Sayılı nefesler ise sayıca azalıyor, ya azalan bir şey bitmez mi hiç! Gelin nefsimizle beraber ‘vaktimizi’ de sorguya çekelim.

Haa unutmadan, saatinize bakmayı unutmayın, çok da düşünmeyin, an yaşadığınız zaman, onu değerlendirin.

 


Dipnot:* Ziya Uğur

 

muhammedzorlu.kimdir.com

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Önceki yazıyı okuyun:
Filipinler Müslümanlaşıyor

Filipinler Müslümanlaşıyor... Birleşmiş Milletler Filipinler Barış Elçisi, Filipinler Mindanao Özerk Bölgesi Yüksek Eğitim Öğretim Danışmanı, …

Kapat