Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Medine Müdafii Peygamber Âşığı Kastamonulu Bir Paşa/ Mehmet Türkan

Medine Müdafii Peygamber Âşığı Kastamonulu Bir Paşa/ Mehmet Türkan

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bizim için en uzun yüz yıl olan 19. Yüzyılın ne kadar hüzün ve acılarla dolu olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bu yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başları  hüznün ve acıların doruğa çıktığı yıllardır. 1699’da başlayan toprak kayıplarımız hızla dem etmiş ve sonunda Anadolu’ya sıkışıp kalmışız.

Birinci Dünya Savaşı bizim için birçok yenilgileriyle anılsa da tarihte eşine az rastlanır mücadeleleri ve o mücadelelerin komutanlarını ve kahramanlarını  da beraberinde getirmiştir. Ben bu yazımda kahramanlardan olan Kastamonulu bir paşayı kısaca tanıtmaya çalışacağım.

Bu kahraman tarihe Medine Savunması Kahramanı olarak gecen, Büyükelçi ve Fotoğraf Sanatçısı Ömer Fahrettin TÜRKKAN Paşa’dır. Onu kısaca tanımaya çalışalım:

Aslında Taşköprülü  bir ailenin çocuğu olan Fahrettin Paşa babasının görev yeri dolayısıyla 4 Şubat 1868 tarihinde Rusçuk`ta doğdu. Babası Tuna Vilayeti Posta ve Telgraf Müdürü Mehmet Nahit Bey, Taşköprülü  Hacıkadızadeler ailesindendir. Annesi ise Mohaç Savaşı kahramanlarından Bali Bey ailesinden Fatma Adile Hanım`dır. Ailesinin tek oğludur.

İlkokula Rusçuk`ta başladı. 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı`nda Rusçuk`un boşaltılması üzerine ailesiyle İstanbul`a göç etti. Babası önce Halep, sonra Şam, daha sonra da İstanbul Posta Telgraf Müdürlüğüne atandığından ilkokulu Şam`da bitirdi. 1885 yılında İstanbul’da Harbiye’ye girdi. Babasının yanında görevli Fransızlardan Fransızcayı ve fotoğrafçılığı öğrenmişti. Harbiye’de okurken İstanbul ve çevresinde bol bol fotoğraf çekti. Beyoğlu`ndaki Febüs Fotoğrafhanesi sahibi Bogos Tarkulyan`dan özel ders aldı.

1891 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harbiye’yi bitirdi. Erzincan`daki 4. Ordu bünyesinde subaylık görevine başladı. II. Meşrutiyet ilan edilince İstanbul Selimiye I. Nizamiye Tümeni Kurmay Başkanlığına getirildi. 1912 yılında Balkan Savaşı`nın ikinci evresinde Gelibolu`daki 31. Tümen Komutanlığına getirildi. 31. Tümen, 22 Temmuz 1913 Edirne`ye ilk giren birlik oldu.

1. Dünya Savaşı’ndan önce Musul’daki 12. Kolordu Komutanlığı ile Halep’te 4. Ordu Komutan Vekilliği görevlerinde bulundu. Hicaz`daki İngiliz kışkırtması sonucu ortaya çıkan tehlikeli gelişmeler üzerine bazı subay arkadaşlarıyla 23 Mayıs 1916 tarihinde Medine`ye hareket etti. Medine’de idareyi ele aldı. 17 Temmuz 1916 tarihinde Hicaz Kuvve-i Seferiyesi Komutanlığına getirildi. İngiliz ve isyancı Arap kuvvetleri tarafından kuşatılan Medine`yi I. Dünya Savaşı sonuna kadar kahramanca savundu. Medine`deki durumun gittikçe kötüleşmesi üzerine Peygamberimiz (SAV) türbesinde saklanan kutsal eşyaları bir trenle İstanbul`a gönderdi. Bu eşyalar hâlen Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümünde sergilenmektedir.

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi imzalanınca Fahrettin Paşa`ya birliğiyle birlikte teslim olması emredildiyse de emre uymadı. Aylarca aç susuz, bitap Peygamberimizin (SAV) şehri Medine’yi ve savundu. Silahlarını düşmana teslim etmeyi onursuz bir hareket sayan yüce bir mizaca sahip olduğu için açlıktan çekirgeler yedi fakat asla İngilizlere teslim olmayacağını söyledi. Peygamberimizin(SAV) türbesinde göz yaşları içinde namaz kılıp dua ve niyazda bulunurken emrindeki birkaç subay tarafından etkisiz hale getirilerek 13 Ocak 1919 tarihinde İngilizlere teslim edildi ve tutuklandı. Önce Kahire`ye, daha sonra da Malta`ya götürüldü. Bu sırada, İstanbul`da savaş suçlusu olarak yargılanarak hakkında ölüm cezası verildi.

TBMM Hükümetinin başarıları üzerine 30 Nisan 1921 `de Malta`daki tutukluluğu sona erdi. 2 Ağustos 1921 `de Sarp sınır kapısında Kâzım Karabekir Paşa tarafından karşılanıp M. Kemal Paşa`nın yanında yer aldı. 27 Ekim 1921`de Kabil Elçiliğine atandı. Afganistan ve çevresinden İstiklal Savaşı`na maddi-manevi destek sağladı.

Kabil`de dört yıl elçilik yaptıktan sonra 6 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’a döndü. 1929 yılında yeniden orduda görev aldı. Askerî Yargıtay Üyeliği ve Başkanlığı yaptıktan sonra 05 Şubat 1936 tarihinde emekliye ayrıldı. 22 Kasım 1948 tarihinde trenle Ankara`ya gelirken Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirip öldü. Cenazesi Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı`nda toprağa verildi.

Çektiği 300 kadar fotoğraf, ailesi tarafından “Fahrettin Paşa Koleksiyonu” adıyla İstanbul`daki İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezine (IRCICA) bağışlanmıştır.

Ömer Fahrettin Paşa`nın Sıdıka Hanım`la evliliğinden doğan oğulları Selim Türkkan ve Mehmet Orhan Türkkan da askerlik mesleğini seçip Tümg. ve Tuğg. Rütbesine kadar yükseldiler. M. Orhan Türkkan Paşa 13. dönem (1965-1969) Kırklareli Milletvekilliği de yaptı.

Fahrettin Paşa’nın Medine müdafii sırasında gösterdiği inanç ve vefakârlık bu milletin peygamberine olan saygısının ve bağlılığının en güzel örneğidir. Peygamberimizin türbesini kendi elleri ile silip süpüren ve onu asla teslim etmeyeceğini söyleyen Fahrettin Paşa’nın anısına yazılan şu şiirle yazıma son veriyorum.

Medine muhasara altında iken görevli Mülazim İdris Sabih Bey’in, Resulllah Efendimiz’in kabrini korumak için verilen bu şanlı mücadelenin en sıkıntılı günlerinden birinde Fahreddin Paşa’ya ithafen yazıp Peygamberimiz’e (SAV) hitap ettiği bu güzel şiir onun ruh haline en güzel anlatan ifadelerdir.

Bir Ulü’l-emr idin emrine girdik

Ezelden bey’atli hakanımızsın

Az idik sayende murada erdik

Dünya ve ahiret sultanımızsın

***

Unuttuk İlhan’ı Kara Oğuz’u

İşledik seni göz bebeğimize

Bağışla ey şefi’ kusurumuzu

Bin küsür senelik emeğimize

***

Suçumuz çoksa da sun’umuz yoktur

Şımardık müjde-i sahabetinle

Gönlümüz ganidir, gözümüz toktur

Doyarız bir lokma şefaatinle

***

Nedense kimseler dinlemez eyvah

O kadar saf olan dileğimizi

Bir ümmi isen de ya Rasulallah

Ancak sen okursun yüreğimizi

***

Ne kanlar akıttık hep senin için

O Ulu Kitab’ın hakkıçün aziz

Gücümüz erişsin ve erişmesin

Uğrunda her zaman döğüşeceğiz

***

Yapamaz Ertuğrul Evladı sensiz

Can verir canânı veremez Türkler

Ebedi hadimü’l-Harameyniniz

Ölsek de ravzanı ruhumuz bekler

 

 Kaynaklar

Nail ve Özdemir TAN-Gurur Kaynağımız Kastamonulular

Cemal Paşa, Hatıralar. İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2001.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kastamonulu Şeyh Said Efendi

Şeyh Said Efendi (1834-1889) Şeyh Said Efendi uzun süren şeyhliği döneminde kendisini çevre halkına sevdirmiştir. …

Önceki yazıyı okuyun:
SEN SINANDIN BEN (Mİ) KAYBETTİM / Turhan KARADERE

Y o l d a Turhan Karadere SEN SINANDIN BEN (Mİ) KAYBETTİM (?) ....(Ey insanlar!) …

Kapat