Mehmed Feyzi Efendi’den Feyizli Sözler – I

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

MEHMED FEYZİ EFENDİ’DEN FEYİZLİ SÖZLER – I

KENDİSİ HAKKINDA

Bu fakir:

  • Ben ebu’l-yüsrüm (kolaylık babası), ebu’l-usr (zorluk babası) değilim.

  • Bu fakir bir zamanlar Hubbî idi, sonra Cübbî oldu, şimdi ise Sükutî… İleride de Turabî olacağız. Hubbîlik suûbetli, Cübbîlik suhûletli, Sükûtîlik selametli oldu.

  • Benim ziyaret edilmeye liyakatim yoktur. Ama siz kemâl-i tevazunuzdan buraya kadar zahmet edip geliyorsunuz. Siz hüsn-ü zan göstermenizden, tevazunuzdan ve bir hasta kardeşinizi ziyaret etmenizden dolayı sevaba nail olursunuz. Ama benim işim zor. Ben kendime hüs-ü zan edemem.

  • Bu fakir, askerde nefer, sivil hayatta hiç imiş. Mesleği ise gariplik ve miskinlik imiş.

  • Eve çekilmemdeki asıl niyetim, kitaplarımla başbaşa kalayım, cehlimi izale edeyimdi. Sonra hizmet için çıkmak icap etti. Halimiz ne inzivaya ne de ihtilâta benziyor. Berzahta kaldık.

  • Ben kuyu dibindeyim, minare şerefesinde olan efendilerin işlerine müdahale edemem.

  • Boş saman sepeti gibiyim. Almışlar, bir köşeye koymuşlar, edebinle burada otur demişler.

ARŞ

  • Bulunduğumuz küre-i turabiyeden itibaren, Kur’an-ı Hakîm’in, “Arş-ı Azim, Arş-ı Kerim” buyurduğu ve fen lisanında da felek-i atlas dedikleri mertebeye kadar cisim âlemidir. Bu âlemde, bu meratipte icad-ı eşya maddeden müddet zarfında, tekâmül-ü tedrici dusturu altında, evamir-i tekviniyenin ve icadiyenin hükmü altındadır.

  • Arş’ın üstü âlem-i emirdir. Orada icad-ı eşya “Kün” emriyledir.Maddedeten müddet zarfında değildir.

  • Âlem-i Emir, ruhların yaratıldığı akl-ı küllün yaratıldığı, melaikenin yaratıldığı âlemdir; bütün sema âlemlerini, arşı ihata etmiştir.
  • En üstte Arş-ı Azam, sonra Beytü’l- Mamur, sonra Beytü’l-İzzet, küre-i kameriyededir (aydadır). Beytü’l Mamur, semadadır. Arş-ı A’lâ, Beytü’l Mamur’un fevkındedir. Arş-ı Alâ’dan şakülî olarak Beytü’l Mamur, Beyt-i İzzet ve Kâbe aynı hizadadır.
  • Arş-ı A’lâ’yı kıyamet öncesinde dört melaike taşır, kıyamet sonrası ise sekiz melaike taşıyacak. Arş-ı A’lâ her an melekler tarafından tavaf ediliyor.Bir an bile tavaftan hâli değildir.Melaike sırayla tavaf ediyorlar. Yaratılalıdan beri bir defa tavaf eden melaikeye bile daha sıra gelmemiştir. Aynı şekilde Beyt-i Mamur, Beytü’l İzzet ve Kâbe de her an tavaf ediliyorlar; bir an dahi tavaftan hâli değildirler.
  • Sema dâhil, bütün avâlimi Arş ihata etmiştir. Arş Cennetin tavanıdır. Cennet-i A’lâ fevka’s-semadır, tavanı Arş’tır. Cisim âlemi Arş’ta tamam olur.
  • Ruh, Âlem-i Emir’dendir. Ruh, vücuttan kısmen tedbirini keserse, uyku hâsıl olur. Tamamen tedbirini keserse ölüm vâki olur.
  • Sema kıbletü’d-duadır. Feyiz, Arş’tan tenezzül eder.
  • Kalbin hakikati; ruh, sır, hafî, ahfânın hakikatleri… Bunlara letâif-i kudsiye-i insaniye denir. Bu beş şey, Âlem-i Emir’dendir.
  • Kalbin hakikati; ruh, sır, hafî, ahfânın hakikatleri… Bunlara letâif-i kudsiye-i insaniye denir. Bu beş şey, Âlem-i Emir’dendir.
  • Zerre olsun küre olsun, her şeyin melekûtû vardır. Cenab-ı Hak, o melekûta bir tesir vermiştir. Hastalar ilaçlardaki melekût yoluyla tedavi edilir.
  • Her ruhun ahsen-i takvim üzere sureti vardır. Ervah, fevka’l Arş halk olundu. Âlem-i ervahta seciyeleri birbirine uygun olan ruhlar, birbiriyle tanıştılar. Âlem-i ervahta birbiriyle tanışan, bir araya gelen ruhlar, bu dünyada da çeşitli vesilerle bir araya gelirler, buluşurlar, tanışırlar, kaynaşırlar.

BİD’AT

  • Müslüman topluluğun yararına olan, onlarca istihsan edilen ve benimsenen şeyler, sonradan da ihdas edilse, bidat-ı hasene olur ve güzeldir. İlişilemez ve dil uzatılamaz.

CAMİLER

  • Mikroplar umumi yerlerde kümelenirler. Camilere mikrop girse de zikrullah nuru ile istihâle olur. Caminin havası nur-u zikir ve nur-u taat ile istihale olur. Mikroplar kümelenemez.

  • Esas sohbet Cennet’e olacak. Dünyada ne kadar samimi de olsa, insanın sağ gözü öbürünün sol gözüne, sol gözü sağ gözüne denk geliyor. Hâlbuki Cennet’te bütün azalar birbirine muvazi gelecek. Sağ gözü sağ gözüne, kalbi kalbine, ruhu ruhuna, sırrı sırrına karşı denk gelecek.

DUA

  • Üç defa gönülden “ Yâ Rab, yâ Rab, yâ Rab!” diyerek yapılan duanın kabul olacağını söylerlerdi.

  • Yağmur yağarken, horoz öterken yapılan duanın da kabul olunacağını ifade ederlerdi.

  • İslam büyüklerinin, “İlahî tübtü ileyke min külli şey’in lâ yurdike” (Allah’ım, Sen’in razı olmadığın her şeyden tövbe ettim) dedikleri gibi diyerek tövbe ederlerdi.

  • İlacı içmeden önce, “Bismillâhi lâ yezurru mea ismihi şey’ün fi’l-ardi velâ fi’s-semâ” (ismi sebebiyle yeryüzünde ve gökte hiç bir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla!) derlerdi.

Hazırlayan: A. Nevra SEZEN

Kaynak: Bediüzzaman’ın Sır Katibi Mehmed Feyzi Efendi; İhsan Atasoy

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Önceki yazıyı okuyun:
Hz. Ali Gelse Alnımızdan Öpüverse.. / Mona İSLAM

HZ. ALİ GELSE, ALNIMIZDAN ÖPÜVERSE… Büyükler “İçinde hazineler saklı viraneler vardır” diyorlar.Virane burda, peki hazine …

Kapat