Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Feyizli Sözler & Kıssalar & Dualar / Mehmed Feyzi Efendi’den Feyizli Sözler – VII

Mehmed Feyzi Efendi’den Feyizli Sözler – VII

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

MEHMED FEYZİ EFENDİ’DEN FEYİZLİ SÖZLER – VI

 

ÜSTADI BEDİÜZZAMAN HZ. VE RİSALE-İ NUR

  • Üstad Hazretleri bir arslandı, biz ise onun ayakları dibindeki kedi yavrularıydık.

  • Üstad Hazretleri’ne kesbi ilimlerden başka, Üveysî olarak vehbi ilimler de ihsan olunmuştu. İlmi, Üyeysi olarak İmam-ı Gazali’den, o da Üveysi olarak Hz. Ali (r.a.) Efendimiz’den, Hz Ali Efendimiz de Resul-i Ekrem Efendimiz’den (a.s.m.) aldılar.

  • Üstad Hazretleri, Risale-i Nur’u, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akidesi üzere, kavaid-i ehl-i sünneti esas tutarak kaleme almış, ondan kıl kadar inhiraf etmemiştir. Üstad, “Fıkıhta Şafii fıkhı, usulde ise Hanefi usulü mazbuttur (sağlamdır) derdi.

  • Risale-i Nur’u tekrar tekrar okumak lazım. Sathî değil, bütün duygular ve lâtifelerle teveccüh ederk okumalı ki her duygu, her lâtife hissesini alsın.

  • Ayetü’l Kübrâ, Münâcât, Ayet-i Hasbiye Risaleleri Kastamonu’da telif edildi.

  • Bir şeyle iftihar ediyorum: Risale-i Nur’u baştan sona iki kez Üstad Hazretleri’ne okudum.

  • Ulemamız Hurufiliği ve Batıniliği reddetti. Zamanında Risale-i Nur talebelerine söyledim, Risale-i Nur’un müteşabihat ve cifre ait kısımları saklansın, muhkemat kısmıyla meşgul olunsun. Fakat sözümü tutmadılar.

  • Şimdiki gibi gözümün önünde… Anarşi mevzuunda Denizli Mahkemesi’nde Üstad şöyle demişti:

Siz, bu milletin dinle olan rabıtalarını ve bağlarını çözmeyiniz. Şayet bu milletin dinle olan bağları çözülürse, o zaman anarşi olur!”

O zaman, “Anarşi de neymiş?” diyenler, şimdi baksınlar da bu hâli görsünler!

  • Denizli Hapishanesi’nden çıkınca Üstad, Selahattin Çelebi, Çaycı Emin ve ben, Hafız Ali Efendi merhumu ziyarete gittik. Üstad, eline bir kalem alarak Hafız Ali Efendi’nin kabri başındaki tahtaya şöyle yazdı:

Mahkeme-i Kübra-yı Haşir’de Risale-i Nur Talebeleri’nin bayraktarı şehid-i merhum Hafız Ali rahmetullahi aleyhi ebeden daimen”

  • Üstad Hazretleri Barla’da bir mübarek gecede dua ederken Hafız Ali Efendi’nin “amin” dediğini işitiyorlar. Üstad, yanındakilere:

    Benim duyduğumu siz de duyuyor musunuz?” diye soruyor.

Onlar da bu sesi işittiklerini söylüyorlar. Hafız Ali Efendi şehittir. Hem gurbette, hem mahpus, hem hasta, hem hastalığı ölümle neticeleniyor.

  • Üstad, günah-ı kebairi terk edeni ve feraizi işleyeni ahiret kardeşliğine kabul etti.

  • Risale-i Nur, iman ve Kur’an davasıdr. Bu dava bütün maceraların fevkinde kalsın.

  • Bir gün mü’minler arasındaki ihtilaflardan bahsederek Üstad’a:

Efendim beş parmak gibi olduk” demişler. O da:

İyi ya, aynı kola bağlıyız” diye cevap vermiş.

  • Kuvve-i maneviyeniz kırılmasın, tefrika ilk olarak Resulullah’ın irtilalinden sonra Sahabe arasında başladı, kıyamete kadar da devam edecek.

  • Mehmet Feyzi Efendi’nin yakın talebelerinden İbrahim Küçük anlatıyor:

Efendi Hazretleri bizlere Risale-i Nur’u hiçbir zaman terk ettirmedi. O kadar ağır derslerle meşgul olduğumuz zaman bile senede iki kere külliyatı hatmederdik. 130 parça eseri baştan sona yılda iki kere okurdum. Durmadan okurdum. Açlığıma tokluğuma üst başıma dikkat etmeden devamlı okurdum.”

  • İlmi ikmal edemeden vefat eden talebe-i ulûma, Allah muallim bir melek tayin ederek, haşre kadar ilmini ikmal ettirir. İlim yoluyla gelen velilerin tasarrufu kıyamete kadar devam eder. Hayatlarındayken daha fazla olarak dünya ile alakadar olurlar.

Yeşil sarık ve cübbesiyle vefat etmiş bir veliyi rüyamda gördüm ve nereye gittiğini sordum.

Risale-i Nur diye bir eser çıkmış, onu tedkike gidiyorum” demişti.

  • Bizim vazifemiz Allah’ın Vacibu’l Vücüd olduğunu ve vahdaniyetini bilmektir. Esma-i Hüsnâ’nın mevcudat üzeindeki tecellilerini anlamaya çalışmaktır. Allah’ın mâhiyetini anlamak için bize âlet ve ilim verilmedi. Bu durumdan kurtulmak için Risale-i Nur’u dikkatli ve anlayarak okumalıdır.

  • Yeni risaleleri tanımış olan bir Nur Talebesi:

Ne tavsiye edersiniz?” dediğinde:

Risaleleri dikkatlice, defalarca ve bütün kuvvetlerinizle okuyun!” tavsiyesinde bulunmuştur.

VATAN

Vatanı korumak, ırzını, namusunu ve dinini muhafaza etmektir. Çünkü bunlar vatanla muhafaza olunur. Vatana hürmet, şühedaya, ecdada hürmettir. Her günah, her suç bağışlanabilir. Ama vatana ihanet suçu başka! Vatana ihanet, nesilden nesile, batından batına intikal eder.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Önceki yazıyı okuyun:
Bayramların Dili / İsmail AKSOY

İsmail AKSOY Bayramların Dili Bir aylık arınma, pâklanma, tezkiye ve nefis terbiyesiyle huzura, mutluluğa ve …

Kapat