M. FEYZİ EFENDİ RAHMETULLAHİ ALEYH’i ANARKEN
4 Mart 1989 Cumartesi günü Mi’rac gecesine hazırlanırken ikindi vaktine yakın vefatıyla sevenlerini hüzne kendisi huzura vuslata erdi. Sünneti seniyesine ittiba ettiği Rasûlullah ASM efendimizin Mi’rac’a çıktığının yad edildiği günde…
“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz” düsturuna muvafık.
1979 da tanıdım. Yaklaşık 10 yıl sohbetlerinde bulundum. Vefatının 31. yılı. 40 yıl geçti. Sohbetleri hala kulağımda. Şekli şemali hayalimde.
28 Mart 1912 yılında(nüfus kaydına gore) Ramazan ayında dünyaya teşrif ederek mümtaz ve asude bir hayat sürdü.
Tevazuun zirvesinde. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin r.a. tam sadık talebesi hem ser hem sır katibi olarak.
Ve üstad r.a hz.lerinden”-O bir aslandı. Biz onun yanında kedi gibiyim. O’nun tırnağı da olamayız” diyerek tevazuun zirvesinde olduğunu gösterirdi.
Nurlu feyizli hayatı boyunca iman kuran hizmetinde benim gibi çok bîçarelere deva oldu. Risale-i Nur’u tanımama vesile oldular. Allah c.c ebeden razı olsun. Amin
Bir gün sitayişle “-Yalnız kaldım. Meramımı anlatamadım” dediler.
Hakikaten M.Feyzi ef.r.aleyh hayatında da mematında da tam anlaşılamadı. ..
Bediüzzaman r.a hz.leri Kızıl İ’cazı ders verip ilerde neşredeçek dediği halde edebinden “-O mantık. Risale-i Nur da mantık. İhtiyaç yok” derlerdi.
Asâ-yı Musa için yazdığı Lügatce de ne kadar ilmî olduğunu ve ilmini gösteriyor. (Maalesef o Lügatcenin kendi yazısı ile olan metne ulaşamadım )
Bir numunesi: Âyine-i Samedanî: Samediyet-i İlahîye’yi gösteren ayna ki insandır. Risale-i Nur’da ayine-i Samedanîden maksad insandır ki, Üstadımız Allame Said Nursi Hazretleri, insanın ism-i azam’a en cemiyetli bir ayna olduğunu ve insan denilen Samedanî aynada müşahede olunan hakaikin hiç bir aynada görülmediğini ve insan denilen nüsha-i suğradan okunan esrarı gaybiye hiç bir nüshadan bilinmediği beyanıdır. Üstadımız Otuzuncu Sözde ve hülâsatül-Hülâsa’nın bir haşiyesinde pek mükemmel izah buyurmuşlar. Oraya müracaat edilsin.
Ve bir haşiyesinde “-Bu asırda zındıka dalaletine karşı Asa’yı Musa vazifesini gören Risale-i Nur’un Asa-yı Musa mecmuasının bu asır ile ve gelecek asırlarla alâkadar ve vazifedar olduklarına latîf bir tevafuk hissettim. Fakat aczimden izah edemedim. İzâhı sevgili kudsî Üstadımıza ve muktedir kardeşlere havale ediyoruz. (Arabça ibare tahlili. 1945 1935 1995 1545 1537 1419 1444 1511 1330 1533 1379 1943)
Nice sırlar hikmetler var.
Benim kabım bu kadar.
Hakkında çok kitap yazıldı. Fakat çoğu Risale-i Nurla üstad r.a hz.lerinin ser ve sır katibi olarak nazara verilmedi.
Ben de 10 yıldır yazıyorum. Çok yerinde çok değişiklik yaptım. Basıma tam hazır bulmuyorum. Katkı bekliyorum maddi- manevi herkesden. Hayırlı olacaksa basılsın inşaallah.
Meslek ve meşrebini tahlil eden bir yakınının tesbitlerini bir dahaki yazımda bahsedeceğim inşaallah.
Vasiyeti gereği mübarek kabrin taşında:
Burada yatan adem
Bir zaman hubbi idi
Bir zaman cubbi idi
Şimdi de Turabi
Ruhuna fatiha
Allah c.c şefaatçi ve Cennet’de beraber eylesin. Amin
Selam ve dua ile saygılar.
Samsung cihazımdan gönderildi
- Her Şey Çıplak - 7 Eylül 2024
- Yangın Var… - 18 Ağustos 2024
- Neler Oluyor? - 14 Haziran 2024
- Zulüm - 13 Mayıs 2024
- Kadınlar - 24 Nisan 2024
- Seçim - 6 Nisan 2024
- Seçim; İsraf, Ses ve Görüntü Kirliliği - 9 Mart 2024
- Mi’rac ve Mehmed Feyzi Efendi (rha) - 6 Şubat 2024
- Emekliler Yılı mı? - 22 Ocak 2024
- Bir Yılın Muhasebesi - 2 Ocak 2024