Mehmed Kırkıncı Hocaefendinin Dilinden Ağabeyler

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

.. Bir hatıramı anlatmak isterim.

“Birlikte bulunduğumuz bütün meclislerde Üstad’ımız’ın hizmetinde bulunan Bayram Ağabey, Sungur Ağabey, Tahiri Ağabey gibi zatlara fevkalade hürmet göstermem, Orhan Beyin nazar-ı dikkatini çekmiş. Bir defasında benim hocalık sıfatımla beraber ağabeylere gösterdiğim aşırı hürmetten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ben de:

“Bu ağabeyler fevkalade hürmet ve muhabbete layık insanlardır’’ diyerek şöyle bir misal verdim:

“Üstadımız binler batman meyve veren bir ağaç gibi tasavvur edersek, bu bahtiyar zatlar o ağaca saksılık vazifesini hakkıyla îfâ etmişlerdir. Ayrıca Üstad’ımızın iman ve Kur’an hakikatlerini neşretmesinde büyük hisseleri vardır. Bu nokta-i nazardan bu ağabeylerin dereceleri çok yüksektir’’ dedim. Orhan Bey ağabeyler hakkındaki bu fikrimi tasvip etti. Ben de Bayram Ağabeyin Üstad’a bir su getirmesinin sevabıyla, bütün sevaplarımı değişebileceğimi ifade ettim. Bu izahımdan daha da memnun oldu.

Yıllar sonra bir grup Nur Talebesiyle aynı konuda yaptığımız bir sohbeti zikretmek isterim:

Gruptan birisi bana bir soru sordu:

“Hocam, derece bakımından Üstad’ımızın birinci talebesi Hulusi Ağabey midir?’’

Kendilerine şu cevabı verdim:

“Hulusi Ağabey, ilim ve irfan sahibi, büyük bir zattır. Kendisinin evliyadan olduğuna hiçbir şüphem yoktur. İhlâsı ve sadâkati harikulâdedir. Üstadımız birçok mektubun yazılmasında onu muhatap almıştır. Nitekim kendisine; “Bu çeşit mesailde en birinci muhatap’’ diyerek iltifatta bulunmuştur. Bununla beraber Üstad’ın bizzat yanında bulunanların hizmetleri Üstadın hayatıyla alâkadar olduğu için onların derecesine yetişilmez. Ben Hulusi Ağabey’i bir ziyaretimde bu ölçüyle kendisinden öğrendim. Bana:

“Hoca Efendi, sen bazı Nur Talebelerinin bana fazla teveccüh göstermelerine bakma. Çünkü Üstad’ımızın yanında bulunan Zübeyir, Bayram, Sungur gibi talabelerin dereceleri başkadır. Onlar Üstadımızın hayatını muhafaza bakımından canları pahasına, ömürleri boyunca fedakârlık etmişlerdir’’ dedi.

Bu suali soran kardeşlerin iyice tatmin olmaları için Üstad’ımızın Mehmet Feyzi Ağabeye yazmış olduğu mektubu okudum. Üstad Hazretleri bu mektubunda şöyle buyuruyordu:

“Feyzi Kardeşim,

Sen, Isparta Vilayetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın… Bu hakikate binaen, bu şehre bir kutup, Gavs-ı Azam gelse, seni on günde velayet derecesine çıkaracağım dese, sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.’’

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

“Ne Hürriyeti, Ne Hürriyeti!”

MUS­TA­FA CHİT TÜRK­ME­NOĞ­LU AĞABEY ANLATIYOR   ACİP BİR İS­TİH­DAM HA­Dİ­SE­Sİ: NE HÜRRİYETİ! (…)   “Mat­baa …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İslâm Terminolojisinde Takva Kavramı

İSLAM TERMİNOLOJİSİNDE TAKVA KAVRAMI Mehmet DERİ'nin makalesi Kur'an-ı Kerim’de üzerinde önemle durulan kavramların başında takva …

Kapat