Ana Sayfa / Yazarlar / Mehmet Soslu, Cemil Meriç / Prof. Dr. Himmet UÇ

Mehmet Soslu, Cemil Meriç / Prof. Dr. Himmet UÇ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Mehmet Soslu, Erzurum’un Sos köyünden, İstanbul’da yıllar önce gittiğimde yer yer sohbet ederdik, galiba kimya öğretmeni. Bediüzzaman sayesinde yolunu bulmuş, ona inadına bağlı, saf telakki ettiğim, bakınca yüreğinin kapısı herkese açık bir muhterem mübarek adam. Yazılarımı okuyor, bana bir gün bir hatırasını anlattı. Üniversiteden bir hocası profesör, ona Cemil Meriç’in sohbetlerine gitmesini söyler. Cemil Meriç İstanbul Kadıköy’de oturur. Ben de Nabizade Nazım’ı doktora olarak çalıştığımda kendisine uğramıştım, Cemil Meriç Bediüzzaman’a “Hoca Efendi hazretleri” derdi. Fransız edebiyatını düz bir cadde gibi değil, bir şehir gibi karmaşık okumuş, resmi eğitimin kasaba mantığından uzak, kendi yolunu açmış, kimsenin ne arkasından ne de önünden gitmeye yetmeyeceği bir harikulade adam. Gözleri yoktu, ama düşünce ve entelektüel dünyadan kopmamıştı. Kitap okuya okuya gözlerini kaybetmiş. Konuşmam sırasında Türkçe bir kelimeyi onun telakkisine göre yanlış kullanmışım veya benim doktora hocamı beğenmediğinden bana kızdı ve “Hoca Efendinin o harika Türkçesini okumuş bir adam bu kelimeyi kullanamaz” dedi. Zannedersem kelime ayrıyeten kelimesi idi. Ben sustum.

Soslu, Cemil Meriç rahmetliyi ziyaret eder. Birkaç ziyaretten sonra Cemil Meriç bir itirafta bulunur, hürriyetin kaynağını okuduğu kitaplardan öğrenemediğini belirtir. Filozofları okumuş, mütefekkirleri taramış yok yok. Soslu ona demiş ki “Bediüzzaman Kader risalesi diye bir eser yazmış, ulemanın çok ağır bir dille anlattığı bu muşikaf meseleyi Bediüzzaman avama da izah etmiş. Efendim bir de onu okusanız” Bediüzzaman’ı okumamış olan Cemil Meriç merhum, mağfur. Bunun üzerine Kader risalesini başkalarının okumasından dinlemiş. Paksu, Cemal Uşak, İhsan Atasoy Cemil Meriç’e risale okumuşlar. Cemil Meriç muhit okumaların adamı, bir bahsin neredeyse insanlık tarihindeki tarihini bilecek kadar etrafa bakarak okuyan birisi. “Ben bu Bediüzzaman’a şaştım hem batıyı hem doğuyu hem ilim tarihi hem felsefe tarihini hem de bilim tarihini biliyor.” Bu sözü herkes söyleyemez çok tabii olarak. Sadece Bediüzzaman’ın caddesinde yürüyüp etrafa bakmamayı –tabi özel adamlar için-marifet telakki edenden mütefennin ve entelektüel çıkmaz. Ama bu herkes için bir gerekçe değildir. Ehassül havasa hastır. Şu Bediüzzaman’ı eleştirenler onun kaotik ülkesine girmediler ki tanısınlar. Uzaktan koca güneş de bir portakal kadar görünür.

Cemil Meriç Bediüzzaman’ı okur, sonra Şerif Mardin’e okumasını söyler. Tabii Şerif Mardin, Cemil Meriç gibi bahribikeran bir adamdan bunu duyunca okur. O da okyanusa düşer. Sonra Bediüzzaman üzerine sosyolojik kitap yazar, bizim kâselis sosyologlar, Comte, Gökalp gibi kişileri aşamamışlar. Şerif Mardin’i aforoz ettiler, aslında semadaki ehli hakikatın nazarında aforoz edildiler.

Daha sonra soslu profesör hocasına Bediüzzaman’ı anlatır, hoca okur ve ona bir gün “imanımı kurtardın delikanlı” der, namaza başlar. Sonra evinin üst katını cami yapar. Soslu ona Bediüzzaman’ın kimyasal maddeler arasındaki çekim gücü denen şeyin Bediüzzaman’ın kimya felsefesi dilinde “aşk-ı kimyevi” olduğunu söyler. Adam buna hayran olur Risaleleri okur. Bediüzzaman birçok bilime tevhid felsefesi doğrultusanda izahlar getirir. Ve der ki “siz bunları geliştirin” ama ben fen fakültesinde matematik, kimya, fizik ve biyoloji hocaları ile konuştum, hiçbiri mensubu olduğu ilmin felsefesinden haberi yok. Hele matematik felsefesi Galile’nin izah ettiği gibi, hele bitkilerdeki geometrinin felsefesi daha neler neler. Bu üniversiteliler gururlarından başlarını gökyüzüne değil gurur heykellerine tapan adamlar, böyle gidecekler.

Ve soslu bu hatırasını bana anlatmıştı, geç oldu ama, onunla dostluğumuzun gereği bu yazıyı yazdım. Eksikleri vardır, muhakkak…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Tam bir Abdurrahman” Selahaddin Çelebi’yi rahmetle anıyoruz

9 Ocak 1977'de vefat eden Selahaddin Çelebi Ağabey'i, vefatının sene-i devriyesinde rahmetle anıyoruz. Selahaddin Çelebi …

Kapat