Ana Sayfa / Yazarlar / Menemen Hadisesinin Aslı Nedir? / Vehbi KARA

Menemen Hadisesinin Aslı Nedir? / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Menemen Hadisesinin Aslı Nedir?

Yakın tarih yazı ve araştırmaları ile tarihin karanlıkta kalmış yönlerini anlatmak boynumuzun borcu olmuş zira o kadar yalan ve düzmece bir resmi tarihimiz var ki her yıldönümünde bu yazılara alışmanızı tavsiye ederim. Resmî tarihin akıl almaz yanlışlarını delilleri ile beraber ortaya çıkarmak gerekiyor…

Günümüzde birçok akademisyen ve tarihçi, yakın tarihimizle ilgili belgeleri incelemeye başlamış dergi ve gazetelerde bunları paylaşmaktadır. Sonuçta resmi tarihten çok farklı yüzlerce bilgi ve belge çıkmıştır.

Menemen’de yaşanan olaylar ile ilgili olarak 24 Aralık 2006 tarihinde önemli belgeler yayımlamıştır. O dönemde Büyük Erkân-ı Harbiye Riyaseti olarak adlandırılan Genelkurmay Başkanlığı’na ait 26 Aralık 1930 tarihli belgeler işin içyüzünü net bir şekilde ortaya koymuştur. Hükümet tarafından yapılan ihmallere dikkat çekilen bu belgelerde Genelkurmay Başkanlığı tarafından Menemen’e gönderilen üst düzey bir rütbelinin hadiseden üç gün sonra Ankara’ya ilettiği raporda Kubilay’ı öldüren Derviş Mehmet’in şüpheli hareketlerinin yetkili mercilerce bilindiği ifade edilmiştir.
Buna rağmen gerekli takibatın yapılmadığı; uzaktan seyirci kalınarak adeta “olay çıkmasına göz yumulduğu” resmen ortaya çıkmıştır. Dokuz maddeden oluşan bu dört sayfalık raporda kendini Derviş Mehmet olarak tanıtan kişinin Manisa’da bir esrarkeş kahvesini mekân edindiği tesbiti ile beraber Asteğmen Kubilay’ın haince bir provokasyon sonucunda şehit edildiği tespit edilmiştir.
Bu provaksiyonun önemli aktörlerinden biri olan İlçe Jandarma Komutanı olan Komutan Yüzbaşı Fahri, esrarkeş elebaşı Derviş Mehmed’le bir süre konuşmuş bu konuşma kayıtlara; “ikna edemedi” şeklinde geçmiştir. Yüzbaşı Fahri, sessiz ve uysal bir şekilde çekilir sadece Alaydan asker istemekle yetinir. Alay da askerliğini yapmakta olan öğretmen Kubilay’ı çok küçük bir müfreze ile gönderir. Gönderir lâkin Asteğmen Kubilay’da silâh, askerlerinde ise mermi yoktur. İşin kötüsü onları kurbanlık koyun gibi ileriye süren Yüzbaşı Fahri hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır.
Sonrasında gelişen olaylar bu kışkırtmanın ne derece vahim olduğunu gözler önüne seriyordu. Meselâ yargılama kısmı buna en güzel örnektir. Genelkurmay tarafından Menemen’e gönderilen 1. Kolordu Komutanı Vekili Mustafa Muğlalı Paşa idi. Hani şu Van’ın Özalp ilçesinde 33 kişiyi kurşuna dizdiren komutan
Muğlalı, Derviş Mehmed ve arkadaşlarının durumunun günler öncesinden rapor edilmesine rağmen, gerekenin yapılmadığını söylemiştir. Manisa’dan kaybolduktan sonra, Menemen’e gelene kadar geçtikleri köyler bilinmesine rağmen, durdurulmadıkları, bilâkis hadisenin gerçekleşmesinin beklendiği rapor edilmiştir. Muğlalı Paşa, olayla ilgili olarak kurulan Harp Divanı Mahkemesinin de başkanıdır aynı zamanda. Bizzat Cumhurbaşkanı tarafından Serbest Fırkanın başarısı nedeniyle altı kişinin yaşattığı trajedinin faturasını Menemen halkına kesmekle görevlendirilmiştir. Zira tek parti diktatörü tarafından “Menemen’i haritadan silin” talimatı verilmiştir.

Muğlalı Paşa üzerine düşeni yapmış, ilgili ilgisiz herkesi yargılamış 6’sı yaşı küçük olduğu için sonradan infazı durdurulacak olan 36 kişi hakkında kalem kırmıştır yani idam etmiştir. 41 kişiyi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırmıştır. Bu arada altı kişilik uyuştu müptelası gruba sigara ve ip gibi malzeme satan esnaf hatta bir tane de Yahudi vatandaş hüküm giymiştir.
Bu provokasyonun içyüzü artık iyice ortaya çıkmıştır ki CHP’ye alternatif olarak çıkan Serbest Fırkanın cezalandırılması gerektiğidir. Peki, neden böyle bir kanlı eyleme ihtiyaç duyulmuş ve provokasyon olduğundan şüphe edilmeyen bu olay meydana gelmişti.
Sorunun cevabı için dönemin siyasî şartlarını ve “taş üstünde taş başüstünde baş kalmaması” emirlerini hatırlamak gerekiyor. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasından sonra ikinci demokrasi denemesi olarak sayabileceğimiz Serbest Cumhuriyet Fırkası, Menemen’de karşılık bulmuş halkın büyük teveccühüne mazhar olmuştu. Devrin yöneticileri, Cumhuriyet Halk Fırkası için endişe ediyor, Serbest Cumhuriyet Fırkasının başarısından rahatsızlık duyuyordu.

 

Bu cahil halk ne çabuk başka bir partiye destek olmuştu. Derhal CHF kapatılmış yetmedi bir de bu nankör halka ders verilmesi gerekiyordu. Bilinen yöntemler yani takriri sükun yasaları yine uygulanmaya başlamıştı. Otoriter sistem, statükonun devamı için mesaj vermek üzere, SCF’nin desteklendiği küçük bir bölgeyi pilot yer olarak seçmiş ve askerlik vazifesini yapmakta olan Öğretmen Kubilay, feda edilmişti, vesselâm…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Risale-i Nur hareketi, bütün Ehl-i Sünnet Müslümanlarını ilgilendirir / Mehmed Şevket EYGİ

Mehmed Şevket EYGİ "Has ve Hâlis Nurcular İslam’ın ve Ümmetin Hizmetindedir" NURCULUK yahut Risale-i Nur …

Kapat