İnsanlar, hilkatinde ekseriyetle eşit olarak yaratılarak dünyaya gelir. Bazıları ibret için farklı gelebilir. Allah (cc)’nün kainatta koyduğu bu kanunlara âdetullah/tekvini kanunlar/şeriat-ı fıtriye gibi isimler verilmektedir.
Biz âdetullah olarak ele alalım. Âdetullah herkese dünyada aynı işler. Mesela bıçak herkesin elini keser, yüksek bir yerden düşmek veya atlamak ölüm veya sakat kalma riskini beraberinde getirir. Bir işi yapmayı planlayan birisi adetullah kanunlarına uygun hareket ederse genellikle başarılı olur.
Her insan aynı istidatlarda dünyaya gelmişken, fıtrat programına yerleştirilen istidatlarını gerekli eğitimlerin alınmasıyla ve o istidadların kabiliyete inkılab etmesiyle insan terakki eder. Mesela herkeste doktor, mühendis.. olma istidadı var. İnsan bu istidatlarını geliştirirse doktor, mühendis.. olabilir. Ama üzerine düşmez ve gerekli eğitimleri almazsa o istidatlar körelir ve kabiliyete inkılab etmez.
İnsandaki latifeleri ve bunun içerisinde olan duyu organlarının da yanlış kullanılması genelde adetullah çerçevesinde peşinen karşılığını almaktadır.
Ümit de bu latifelerden birisidir. İnsan bu ümit latifesini doğru kullanırsa daima bir terakki tablosu gösterirken ümidini, şevkini kaybedenler terakki yerine tedenni baş gösterir ve insanın terakkisi yavaş yavaş tedenni eğilimi gösterir. Yeis ve ümit her şeyde insanın karşısındabir yol ayrımıdır.
“Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı لَا تَقْنَطُوا kılıncını istimal ediniz.”
“O yol ise, hayat yoludur ki; âlem-i ervahtan gelip kabirden geçer, âhirete gider.”
İnsan da hayat yolculuğunda ebedi alemlere giderken o alemin rengini, şeklini dünya sahnesindeki faaliyetleri teşkil ettirecektir. Bu sebeple insan ahrette karşısına ne çıkmasını istiyorsa burada onu hazırlamalıdır. Unutulmamalıdır ki, istikbal, mazinin aynasıdır.
Hayat faaliyeti ve hareketi içinde insan adetullaha muvafık hareketini ifa ve icra ederken şevkini yani ümidini de kaybetmemesi lazım. Yoksa hayatta başarısızlıktan başka bir şey elde edemeyecektir. İnsanın en tehlikeli engeli ise yeistir. Yeise duçar olan insan manevi destekten mahrum kalmasıyla istidatlarını inkişaf ettiremeyecektir. Yeise karşı ümit ile mukabele edilmelidir.
Rabbim yeisten emin, pürşevk ile ümitvar olanlardan eylesin. Amin
Selam ve dua ile
[1] Münazarat (54)
[2] Sözler (18)
- Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri - 14 Eylül 2024
- Hedefimiz ve Amelimizin Kıblesi - 31 Ağustos 2024
- Yangın Nasıl Söner? - 25 Ağustos 2024
- Amellerimizde Neyi Esas Almalıyız? - 16 Ağustos 2024
- Kur’ân’ın İlk Emri de “Oku”dur - 8 Ağustos 2024
- Doğru Bilgi Çerçevesinde Bediüzzaman - 24 Temmuz 2024
- Anksiyete ve Risale-i Nur - 23 Temmuz 2024
- İman, Marifet ve Muhabbet - 29 Haziran 2024
- İnkişaf Etmek için Ne Lazım - 17 Haziran 2024
- Zamanın Âhirinde Saadet-i Ebediye Sesi - 13 Haziran 2024