İyilik yapan kişi:
Kendini daha iyi, mutlu, huzurlu hisseder
Genç ve güzel görünür
Kaliteli yaşlılık yaşar
Daha az kavga eder, tartışır.
Kan basıncı, kolesterolü, şekeri ayarlanır; romatizma, hafıza kaybı, duyma ve görme problemlerinden uzak yaşar.
Telaş yapmaz, sakindir ve rahattır.
Canı sıkılmaz. Dost ve arkadaşı çoktur.
Maneviyatı güçlüdür, imanı kuvvetlidir
Esnektir. En çirkinde bile güzel ve olumlu bir şey görür.
En mühimi: Hem halkın hem Hakk’ın rızasını kazanır.
ZİYARET
Ali Havvas şöyle buyurur: “Ziyaret eden, ziyaret ettiği kimsede gördüğü ayıp ve kusurların kimseye söylemeyip saklayabilecekse ziyarete gitmesi edeptendir. Gördükleri ayıp ve kusurları muhafaza edemeyip başkalarına söyleyecekse, ziyareti terk etmesi daha iyidir. Ziyaretçinin bu ziyareti Allah’la meşguliyetine, İslâm’a hizmetine mâni olacak, şevk kıracaksa, gitmemesi yine edeptendir.
EN ZOR ŞEY
Eski Çin’de bilmece meraklısı bir Seyyah diyar diyar dolaşıp karşılaştığı bilgelere sorular sorarak hayatın özünü ve gerçeklerini kavramaya çalışmaktadır. Bir gün yüksek tepelerde oturan bir bilgeden bahsedildiğini duyar. Derhal yola çıkar, bilgeden izin alarak iki soru soracağını söyler. Seyyah, “Dünyada başarılması en zor şey nedir?” diye sorar. Bilge der ki; “İnsan olmayı başarmaktır.” İkinci soruyu sorar: “Dünyada çok ve az bulunan iki şey nedir?” Bilge der ki: “İnsanoğlu çok, insan azdır.”
ZULÜM
Hz. Ali (ra) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse birine zulmettiği veya kötülük yaptığı zaman hakikatte kendisine zulmetmiş olur. Çünkü Allah, Kur’ân-ı Kerim’inde “Kim iyilik yaparsa kendisinin lehine, kim de kötülük yaparsa kendisinin aleyhinedir” (Fussilet, 46) buyurmuştur.”
HAYATTA MUTLU OLMAK İÇİN
Kişinin adı ölümünden sonra anılmıyorsa: Hayattayken ekmeği yenmemiş demektir.
Eşinizle iyi geçinemiyorsanız: Ona karşı yeterince nazik değilsiniz demektir.
Büyük adam olamıyorsanız, iyi adam olamamışsınız demektir.
Başkalarıyla ilişkilerinizde huzursuzsanız: Kendi içinizde huzurlu değilsiniz demektir.
Değişmeyi gerçekten istemiyorsanız: Değişemeyeceksiniz demektir.
Olumlu şeylere yoğunlaşamıyorsanız: Ne istediğinizi bilmiyorsunuz demektir.
Hiç istemediğiniz halde birçok üzücü olaya sebebiyet veriyorsanız: Bastırılmış duygularla yaşıyorsunuz demektir.
MESCİDİNİZİN KAPISINA BU SÖZÜ ASABİLİRSİNİZ:
“Hakla iletişim halindeyken, halkla iletişiminizi kesiniz!”
İletişim bir ihtiyaçtır, hastalık değil! Cep telefonlarımızı hayatımızı ve ibadetlerimizi mahvetmek için lütfen kullanmayalım!!!
Prof. Dr. İbrahim Pirahmedoğlu (irfanmektebi)
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024