Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Nurdan Hatıralar / “Milyarlarca insanın içinde görseniz, onun Bediüzzaman olduğunu tanırdınız” / Ömer ÖZCAN
Sene 1971 Çal Mahkemesinin salonu Ortada Osman Bozkurt iki taraftan kelepçeli, solunda Alâeddin Barış vefat etti, sağında Abdullah Dündar

“Milyarlarca insanın içinde görseniz, onun Bediüzzaman olduğunu tanırdınız” / Ömer ÖZCAN

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

1932 senesinde doğan Osman BOZKURT‘un mesleği seyyar halıcılık. Üstad’ı iki kere ziyaret etmiş. Risale-i Nur’u 1943 senesinde tanımış.

Hz. Üstad’ın tabiriyle “Kahramanlar Ocağı Denizli”nin Süller Nahiyesinden. Geçmişte Hasan Atıf, Homalı Sami Tüzün, Bayram Yüksel, Ahmed Feyzi Kul, Ali Uçar, Avukat Bekir Berk gibi ağabeyleri misafir ettiği evinde bizleri de kabul etti. Osman ağabey seyyar halıcılık mesleğini vesile ederek, senelerce Risale-i Nur’un gönüllü kargoculuğunu yapmıştır. Unutmamak lazım ki; bugünün insanına basit ve kolay gelebilen, Risale-i Nur’un bir kitabını bir yerden başka bir yere götürmek, o gün için zor ve riskli bir hizmetti.

Ömer ÖZCAN

Osman Ağabey Anltıyor

Üstad’ı ilk ziyaretim

Bizim buralarda üzümcülük meşhurdur. 1958’de beş-altı genç arkadaş birer kese çekirdeksiz kuru üzüm yaptık, trene bindik, Isparta’ya vardık. Isparta’da Üstadın evini sorduk, bulduk. Zübeyir, Ceylan, Bayram ağabeyler vardı. “Biz Üstad’ı ziyarete geldik” dedik. Girişteki büyük tahta kapıya asılmış “Beni görmek, ziyaret etmek yerine Risale-i Nur okumak…” şeklinde yazılan bir mektubu okudular bize. “Biz bunu biliyoruz, fakat Üstad’ı ziyaret etmek istiyoruz” dedik. Hediyeleri takdim ettik. “Üstad hediye kabul etmiyor, biz bu hediyeleri alalım, tekrar size hediye edelim, ancak bu şartla sizi alırız” dediler. Hediyeleri verdik, tekrar bize hediye olarak iade ettiler, geri aldık.

Üstad’ımız kır gezisine çıkmak üzere hazırlık yapılıyormuş. Kapının önünde bekledik. Üstad’ımı görür görmez içimden “Üstad’ım bu benim” dedim. Milyarlarca insanın içinde görseniz, siz de onun Bediüzzaman olduğunu tanırdınız hemen. Bu asrın insanına benzemiyor… Saçları kulak memesine kadar, başında sarık… O gözler… Elini öptük, ismimizi sordu. “Bana dua edin, bakın hastayım ” dedi. “Üstad’ım siz de bize dua edin” dedim. “Ben size dua edeceğim” dedi ve Üstad’ımız kır gezisine doğru arabasıyla yola çıktı, gitti.

İkinci ziyaretimde yüzümü okşadı

İkinci ziyaretim vefatından bir ay kadar evvel oldu. İzmir’e halı satmaya gitmiştim. Oradan Bursa’ya, Bursa’dan da Eskişehir’e geçtim. Eskişehir’e trenle gece saat 24.00’te girdim. Kardeşleri, Abdulvahid Tabakçı ağabeyleri göreyim, biraz muhabbet edeyim diye düşündüm, onların oteline gittim. (İstanbul Kıraathanesi)

Orada “Üstad’ımız burada ziyaret etmek ister misin?” dediler. “Aman! Ne demek, ziyaret etmez miyim hiç” dedim. O gün onların otelinde misafir kaldım. Üstad Abdulvahid ağabeyin evindeydi. Sabah oldu. Şubat ayıydı, sert bir soğuk vardı. Üstad evden çıkıyordu. Kadınlar, erkekler vardı arabanın etrafında. Üstad kadınlara “Sizi ahiret hemşirem olarak kabul ediyorum” dedi. Aynı şekilde erkeklere de söyledi. Üstadın kapaklı bir sepeti vardı. Zübeyir ağabey onu bana arabayı koymam için verdi. Üstad’ın taksisinin bagajına koydum. Yoganı ve ibriği vardı onları da verdi, bagaja yerleştirdim.

Sonra yanaştım Üstad’ın elini öptüm. Bir daha öpmek istiyorum ama ver elini Üstad’ım desem ayıp olacak. Sultanhisar’da Hasan Atıf ağabey vardı, akılma geldi; “Üstad’ım Atıf abiye selam göndermeyecek misiniz?” dedim. “Selam et kardaşım” dedi ve öpmem için elini uzatıverdi kendisi. Maksadım tekrar elini öpmekti zaten. Öptüm, yüzümü okşadı. O zaman benim yüzümde sık sık kan çıbanı çıkıyordu, gözümün altında. Üstadımın eli değdiği için mi artık bilmiyorum, o kan çıbanı bir daha hiç çıkmadı yüzümde. Üstadın elinin yumuşaklığının verdiği o lezzet hâlâ duruyor bende. Kış günü olduğu için arabanın eksozundan beyaz dumanlar atıyordu. Üstad böylece yola çıktı gitti.

Ömer ÖZCAN (Ağabeyler Anlatıyor’dan)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

“Bediüzzaman’a İlk Ziyaretimi Yeis İçinde Yaptım”

Merhum Prof. Dr. Zekeriya KİTAPÇI anlatıyor: BEDİÜZZAMAN’A İLK ZİYARETİMİ YEİS VE BİTKİNLİK İÇİNDE YAPTIM Bediüzzaman …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Giyinme âdâbı

Giyinme, Kılık-Kıyafet Âdâbı Örtünme (setr) Allah (c.c) ın nimetlerindendir. Sadece insanoğluna has kılınmıştır. İnsanı da …

Kapat