Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Makaleler / Muharrem ayı, aşure tatlısı ve orucu üzerine… / Ahmed Şahin

Muharrem ayı, aşure tatlısı ve orucu üzerine… / Ahmed Şahin

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Muharrem ayı, aşure tatlısı ve orucu üzerine…

İçinde bulunduğumuz Muharrem ayı, 1434. hicri yılımızın birinci ayı olmaya layık görülecek kadar özel ve güzel bir aydır.

Tarih boyunca peygamberlerle ilgili tüm kutsal kurtuluş mucizeleri bu ayda gerçekleşmiş, bu sebeple de tüm dinlerde de kutsal ay olarak saygı görmüştür Muharrem ayı.

Nitekim Hz. Adem’in tövbesinin kabulü, Hz. İbrahim’in Nemrud’un ateşinden kurtulması, Hz.Yakub’un gözleri açılıp oğlu Yusuf’a kavuşması, Hz. Eyyub’un hastalığından şifa bulması, Hz. Musa’nın Kızıldeniz’den geçerek Firavun’un zulmünden kurtulması.. gibi nice kutsal kurtuluş mucizeleri hep bu ayda ve özellikle de Aşure Günü’nde yaşanmıştır..

Aşurenin başlangıcı da, Hz. Nuh’un gemisinin tufan sularından kurtularak Cudi Dağı’nda karaya oturmasıyla gerçekleşmiştir. Kurtuluşun şükrü olsun için geminin ambarında kalan tahılları karaya çıkarıp özel bir tatlı yapan gemi sakinleri, böylece günümüze kadar gelen Aşure tatlısının da ilk örneğini vermişlerdir.

Bu tarihi olayı her yıl Muharrem’de bir daha hatırlamak niyetiyle benzeri tatlılar yapanlar, eş dost, konu komşu ile paylaşarak yeniden bir kaynaşma ve hediyeleşme vesilesi meydana getirmekteler. Böylece tarihte yaşanmış Tufan Hadisesi ve karaya çıkarak kurtuluş nimetinin şükrü, bir daha zihinlerde canlandırılarak şükretme mesajı da verilmektedir. Dini bir mecburiyeti olmadığı halde Aşure tatlısı bu sosyal faydasından dolayı asırlar boyu toplumların sıcak ilgisine mazhar olmuştur.

***

-Aşure orucuna gelince: Efendimiz (sas) Hazretleri Medine’yi teşriflerinde Yahudilerin neden Aşure günleri oruç tuttuklarını sorması üzerine:

– Allah Teala Aşure Günü’nde Hz. Musa ile İsrail oğullarını Firavun’un zulmünden kurtarmıştır. Onun için şükür orucu tutmaktayız, cevabını vermeleri üzerine Peygamberimiz, “Ben Musa’ya sizden daha yakınım.” buyurarak O’nun tuttuğu orucu tutmuştur. Ancak ertesi sene Ramazan orucu farz kılınınca, insanları muhayyer bırakan Efendimiz, “İsteyen tutsun, istemeyen de tutmasın, bizim Ramazan orucumuz başladı..” buyurmuştur.

Bu sebeple deniyor ki: Aşure Günü’nde oruç tutan sevap alır, tutmayan da günaha girmez. Ancak, Aşure Günü’nde tek oruç tutacak olanlar, önüne yahut da arkasına oruç ekleyerek tutsalar, öncekilerin tek orucunu taklit değil de, kendi nafile oruçlarını tatbik etmiş sayılarak daha sevaplısını yapmış olurlar, denmiştir.

***

Muharrem ayı tarih boyunca mübarek ay olarak bilindiğinden dolayı bu ayda yapılan tüm ibadetler, edilen tüm iyilikler benzeri aylardan kat kat fazla sevaba vesile olacağı konusunda Peygamberimiz’in müjdeli hadisleri de vardır. Bu sebeple Muharrem ayında dini hassasiyetlerde artmalar, ibadet ve iyiliklerde çoğalmalar söz konusu olur.

Ne var ki, tarih boyunca mübarek bilinen bu Muharrem ayı, hep böyle kutsal kurtuluş mucizelerine sahne olmakla kalmamış, daha sonraları (H.61) Aşure Günü’nde can yakıp gönül sızlatan olaylara da maruz kalmıştır.

Hazret-i Resulullah’ın aziz Ehl-i Beyti’nin yetmiş iki eşsiz mensubu da Aşure Günü’nde Kerbela’da şehit edilmiştir. Bu elim olay da mübarek Aşure Günü’nü, gönül yakıcı, vicdan sızlatıcı ıstırap günümüz haline dönüştürmüştür.

Biz matem tutmayız ama bu can yakıp ciğer sızlatan olayın acısını da vicdanımızın derinliklerinde olanca acılığıyla hep hissederiz.. İslam büyükleri, tarihte sahabeler arasında yaşanmış Cemel, Sıffin ve Kerbela gibi elem ve ızdırap verici olayları enine boyuna yeniden gündeme taşıyıp da zihinlerde bir kargaşa meydana getirmeyi uygun bulmamışlar, zalimlerin cezaya gittiğini, mazlumların da şehitlik makamına uçtuğunu ifade ile adaletin yerini bulmuş olduğunu hatırlatmışlar, bize, mazlumlar için dua edip şefaat dilemekten başka bir şey kalmamıştır demişlerdir ..

İlk müceddit Ömer bin Abdulaziz gibi büyük bir zat ise bu konuda hepimize ölçü olan sözünü şöyle söylemiştir:

-Allah bizim elimizi o kanlı olaylardan temiz tuttu, biz de dilimizi temiz tutar, ileri geri konuşarak zihinleri karıştırmaktan uzak kalırız.

Takdir, elbette düşünen insanlara aittir

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
İnsan Ayaktadır / Kemal Sayar

İnsan Ayaktadır İnsan ayaktadır. Ayakları üzerinde dimdik göğe yükselir. İnsan göğe yakın duran varlıktır. Toprak …

Kapat