Ana Sayfa / Yazarlar / Musibet: Aldığımız ve Alacağımız Dersler

Musibet: Aldığımız ve Alacağımız Dersler

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.
Gözle görülmez bir mikrop neler gösterdi bize.
Müslümana, kafire, münafığa…
Sanki 2. Nuh (a.s.) Tufanı gibi umumî bir bela musibet. 
Ne mal-mülk, ne güç -kuvvet beş para etmedi.
İnsan oğlu anladı.
Anlamayan da var elbette. Gaflet ve dalalete isyan ve küfre devam eden var tabi.
Günahların çoğu karantina vb sebeble işlenmesine mani olundu. 
Bu cihetiyle hayr oldu.
Lakin Kâbe tavafsız ve cemaatsiz (çok az bir cemaatle) Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa ve âlem-i İslâmın camileri cemaatsiz kapalı, Ramazan-ı Şerifde camiler  teravih ve cumalardan mahrum.
Ve ilk defa iftarsız, teravihsiz, bayramlaşmasız bayram… 
İslâm tarihinde böyle bir şey yok. 
Çok hüzünlü bir 3 aylar geçti. 
Ha, açıktan oruç yiyen de olmadı gibi bu sayede.
Çoğunlukla evde kalıp günahlardan uzak ferdi tefekkür ve ibadet ile meşgul olundu.
Bu durumda tebliğ, ikaz, ders alan veren oldu mu? TV’lerde oldu mu? Çok az.
Maalesef ve maattessüf..
Musibet-i âmme ekserin hatasından gelir. Bundan ders alıp tevbe edilmezse devam eder.
Musibetler mükâfatın mukaddemesidir. 
Son sözü yine asrın imamı Bediuzzaman Said Nursi (r.a) hazretlerine bırakalım.
“Ruh-u insanî gayr-ı mütenahî ihtiyaçlara giriftar, gayr-ı mütenahî elemlere mahaldir.
Gayr-ı mahsur lezzetlere iştihalıdır.
Gayr-ı mahdud âmâli beslemektedir.
Hattâ kalbin dalaletiyle beraber ruhtan fışkıran şefkat, gayr-ı mütenahî elemleri tazammun ediyor.
Binaenaleyh “Ben neyim?
Ne kıymetim var ki, benim için kıyamet kopsun, mizan vaz’edilsin, hesab görülsün?” demeye hakkın yoktur.
   Ey kemal-i gurur ile dalalet kürsüsünde oturan!
Hayatına mağrur olma.
Zira o hayat, bir mugalata ile kaimdir.
Şöyle ki: O kürsüde oturan dâll, zeval ve fenanın dehşetini düşünüp korktuğu zaman saadet-i ebediye ihtimaline kaçar, tekâlif-i diniyenin terkinde de âhiretin olmayacağı ihtimaline kaçar.
(Mesnevi-i Nuriye – 147) 
Ve keza “Musibet taammüm ettiğinde, elem hafif olur.
Ben de emsalim gibiyim.” diye yine yük altından kaçar.
Fakat musibet âmm olduğundan, elemi muzaaf olur, kat kat ziyade olur.
Çünki kendisi gibi akrabası, ahbabı da o musibete dâhildir.
Çünki insanın ruhu, ebna-yı cinsiyle alâkadardır.
Ne kadar umumî olursa, o kadar da elemi fazla olur.
   Ey şek cephesinde, gaflet gölgesinde istirahata çekilen bîçare!
Gaflet serinliğinde, şek içinde zevkettiğin lezzeti lezzet sanma!
O zehirli baldır.
Az bir zaman sonra cehennemî bir azaba inkılab edecektir.
Eğer âlâmın lezaize, nârın nura inkılab etmesi emelinde isen, evkat-ı hamsede rüku ve sücud kancasıyla gururun hortumunu bük, sık, başını kır, imanı doldur.
Sonra âyâta tefekkür ile taate devam eyle ki, şek ve gaflet perdeleri yırtılsın.
Bu dalalat acılığından, necatın halâveti tavazzuh ile münacat lezzeti ortaya çıksın.”
(Mesnevi-i Nuriye – 148) 
Hayırlı neticeler olacak inşaallah. 
Selam ve dua ile saygılar. 

Yazar : Hasan ERDOĞAN

1957 Kastamonu doğumlu. İlk orta lise öğrenimini Kastamonu'da, yüksek öğrenimini Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Bl.1975-1981'de tamamladı. 1979'da sıkıyönetim ve Ecevit zamanında tutuklandı. 12 gün Kastamonu Cezaevinde, 60 gün Mamak Askeri Cezaevinde zahiren suçsuz yattı. Ve siyaseti bırakıp bir tarikata bağlanma kararı aldı. 1979 sonbaharında M.FEYZI Efendi r.aleyh'i ve dolayısıyla Risale-i Nur'u ve dershaneleri tanıdı. 12 eylül darbesinde sonra NURCU'LUKTAN tutuklandı. İnayet-i İlahi ile 4.gün tahliye edildi, 6.6.1981'de o dönemdeki ilk beraat ve eserlerin iade kararını aldı. Askerlik görevini Kıbrıs'ta sakıncalı Asteğmen olarak tamamladı. Yongapan. A.Ş muhasebede işe başladı. Askerde evlendi 3 kızı 1 oğlu oldu.1989-1990 arası 3 donem Kastamonu Meslek Yüksek Okulu'nda işletme finansmanı ve borçlar hukuku dersi verdi. 1991'de gazeteciliğe başladı, sarı basın kartı aldı. 1994-1996 yıllarında İstanbul'da Samanyolu Tv'de çalıştı. Uyuşamayıp ayrıldı. Ve cep telefonu bayiliği yaptı. Biricik oğlu M.FEYZI'nin 13.5 yaşında vefatıyla 2003'te ticareti bırakıp bir nevi inzivaya çekildi. Kısa süreli bazı gazetelerde çalıştı. Çeşitli makaleleri yayınlandı. "Hür adam" filminde fahri danışmanlık yaptı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Sinema dalinda Yüksek lisans yapıyor. M.FEYZI Efendi r.aleyh'den duyduklarını kitap ve belgesel, Bediüzzaman Said Nursi hazretleri r.a film ve dizi yapma gayretinde.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kütüb-i Sitte Muhtasarı / Hazreti Muhammed’in Sözleri ve Halleri – IV

“Kütüb-i Sitte Muhtasarı / Hazreti Muhammed’in Sözleri ve Halleri” Kitabı – 4 Yazar: Ömer SEVİNÇGÜL …

Kapat