Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.
KARADENİZ’İN KUŞKUSUZ EN MÜTEVAZI SAKİNİ KASTAMONU, YEMEKLERİ VE MİSAFİRPERVER İNSANI KADAR MUHTEŞEM DOĞASI VE SAHİP OLDUĞU EKOLOJİK TURİZM İMKÂNLARIYLA DA ŞAŞIRTIYOR.
Kastamonu, tarihin her döneminde önemli üretim merkezlerinden biriydi. Yedi bin yıllık güçlü bir tarihî mirasa, el sanatlarına, bine yakın nefis yemek tarifine sahip bu bilge şehre adım atar atmaz insanın Türkiye’nin sayılı turizm cennetlerinden birine geldiğini fark etmesi uzun sürmez. Küre ile Ilgaz Dağları arasındaki Karaçomak dere yatağına kurulu bölgenin kendine has bir havası, insanı dinlendiren bir sakinliği var.
Tarihî cami ve türbelerle dolu bu şehrin sarımsağı, mantısı, çekme helvası ünlüdür. Ama pek bilinmeyenlere de bakmak lazım. Merkezdeki eski bakırcılar çarşısında antika kazanları, kap kacakları karıştırıp biraz alışverişten sonra 200 yıldır pastırmayla uğraşan Tabakoğlu’nun dükkânına geliyorum. Tam pastırma yazında yani eylül-ekim sıcaklarında pastırmaları ipe asıp doğal yolla kuruttuklarından, ürünlerinde bambaşka bir tat çıkıyor ortaya. Yan tarafındaki fırın, Tabakoğlu’nun ince dilim çemensiz pastırmasını soğanla karıştırıp odun fırınında pişiriyor ve ortaya pastırmalı ekmek adı verilen başka bir lezzet harikası çıkıyor. Ama dahası da var, Kastamonu’da pide ve gözlemeye “ekmek” dendiğinden çeşit de bol; etli ekmek, mantarlı ekmek, peynirli ekmek…
Eski çarşıdan çıkıp Darüşşifa ve XVI.yüzyıldan kalma Nasrullah Camii’ni geçince bir başka Kastamonu lezzeti, “Kastamonu simidi” çıkıyor karşıma. Hiç susam kullanılmadığı için adı “kel”e çıkan bu simit, çok sevilen tiridin malzemesi. Simitler ufak ufak bölünüp bir tabağa konuyor, üzerlerine bol bol kemik suyu gezdirildikten sonra sarımsaklı süzme yoğurt ve kıymayla servis ediliyor.
Buralarda biraz atıştırdıktan sonra Dereboyu’na doğru yürürken hem kaya mezarlarını hem de yukarıya doğru uzanan mahallelerdeki tarihî ahşap konakları görüyorum. Sonra da tarihî Münire Medresesi’nin avlusunda kurulu el sanatları çarşısına geçiyorum. Burada yerel ürünler de satılıyor; Kastamonu’nun selenyum zengini ünlü sarımsağı, siyez bulguru, pirinç ve fasulye çeşitleri tezgâhlarda… Sadece Kastamonu’da yetiştirilen siyez buğdayının geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Genetiği bozulmadan bugüne ulaşan ilk buğday türüyle yapılan ekşili pilav, bölgenin en sevilen lezzetlerinden. Eskiler tereyağı yaptıktan sonra yayıkta kalan ayrana bulgur katıp ekşili pilavı icat etmişler; ev sofralarında hâlâ yeri var.
Kastamonu merkezinden çıkarak İnebolu taraflarına ilerleyince Türkiye’nin en uzun sahillerinden birini dolaşıyorum. Doğa yürüyüşü rotaları, Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) “Avrupa ormanları arasında öncelikli koruma alanlarından biri” ilan ettiği Küre Dağları Millî Parkı, Valla Kanyonu, Çatak Kanyonu, Ilgarini Mağarası, Armutlu Çayırı gibi eşsiz bir tabiat, bakir sahil ve yaylalar sıralanıyor. Bisiklet, hiking, trekking, artık hangisini seçerseniz…
Kastamonu’nun hamarat köylerinden Daday işte böyle yeşil yamaçlara kurulu bir yer. Buradaki İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası doğanın ortasında, huzurlu bir tesis. At binmekten tutun, kuş gözlemciliğine, ahşap atölyelerine dek birçok etkinlik yapılabiliyor burada. Otelin restoranı Kastamonu ağırlıklı; yaş tarhana, ovmaç ve ecevit gibi yöreye özgü nefis çorbalar, üzerine hindi eti didilmiş hamur parçalarıyla yapılan meşhur banduma, erik ve kızılcık soslu et tabakları, kızılcık soslu kürek helva yani kiren gibi seçenekler var.
Kahvaltı ise efsane, bir tek kuş sütü eksik; tereyağlı katmer, pastırmalı, sucuklu ekmekler, Daday tereyağı; elmadan, kızılcıktan, ahlattan (yabani armut), kuşburnu ve bir tek Kastamonu’da yetişen üryani eriğinden nefis marmelat ve eğşiler…
Daday’a gelmişken hemen yakınındaki Kasaba köyünde UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınması beklenen 700 yıllık Mahmutbey Camii’ni ziyaret ediyorum. Ahşap çatısı bindirme tekniğiyle yapılmış, hiç metal çivi ve herhangi bir aksam kullanılmadan inşa edilmiş caminin muhteşem kapısı, Kastamonu Etnografya Müzesi’nde sergileniyor.
Şehre veda vakti geliyor. Meşhur çekme helvayı almak için …’na uğruyorum. Ağızda dağılan, pamuktan farksız bu helva, Kastamonu’nun en özel hediyeliklerinden. Giderseniz çantanıza bol bol doldurmayı ihmal etmeyin.