Ana Sayfa / Yazarlar / Namaz Tesbihatın Mahiyeti ve Fazileti 4. Ders (Ecirnâ)

Namaz Tesbihatın Mahiyeti ve Fazileti 4. Ders (Ecirnâ)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Namaz Tesbihatın Mahiyeti ve Fazileti 4. Ders – ECİRNÂ

Efendimiz ()’ın;

“Biriniz namazı kıldıktan sonra,

Allah’a hamdu sena etsin,

sonra Peygamber’e salâvat getirsin, ondan sonra dilediği duaları yapsın.” (Nesaî, Tirmizi) 

ferman-ı celilesi mucibince;

“Allâhumme innâ nukâddimu ileyke beyne yedey

külli nefesin ve lemhatin ve lahzatin

ve zerrâtin, ve tarfatin

yatrifu bihâ ehlü’s-semâvâti ve ehlü’l-aradîyn, şehâdeten eşhedü en…”

(Allah’ım!

Her nefeste, her bakışta, her anda,

semâlar ve yerler ehlinin her göz açıp kapamasında

sana şehadetimizi takdim ederiz ki:) dedikten sonra on defa:

“Lâ ilâhe illallâhu vahdehu

lâ şerike leh,

lehü’l-mülkü

ve lehü’l-hâmdü

yuhyi ve yumit

ve hüve hayyun lâ yemût

biyedihi’l-hayr

ve hüve alâ külli şey’in kadir.” denir.

Onuncusunda sonuna “ve ileyhi’l-masîyr.” eklenir.

 

Ebû Zerr (r.a) gelen bir rivâyete göre

Rasûlullah Efendimiz () buyurdu ki:

“Her kim, sabah namazından sonra diz çökmüş olarak,

konuşmadan önce on defa 

‘Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke lehü; Lehü’l-mülkü

ve lehû’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.’ derse,

kendisine onlarca sevap yazılır,

on günahı silinir,

on derece yükseltilir,

o günün tamamında her şerden emin ve emniyette olur,

şeytandan korunur ve o gün hiçbir günah ona ulaşarak amelini iptal etmez!” (9. Tirmizî, Daavât, 64.9)

 

Peygamber Efendimiz(), 

“Allah’tan bir şeyin olmasını istediği zaman

ellerinin içini yukarıya çevirirdi.

Ancak bir şeyden sakınacağı zaman ise ellerinin içini aşağıya çevirirdi.” (Müsned, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 56; Cemu’l-Fevaid, c. 5, s. 237, h. 9242-43. el-Fethu’l-Kebir, II/357.)

Allâhümme ecirnâ min’en-nâr  (3-5 veyâ 7 defâ söylenir)

Namaz sonrası tesbihâtın bu kısmı

Peygamber Efendimiz() tarafından özellikle,

sabah ve akşam namazlarından sonra okunması tavsiye edilmiştir.

Müslim b. Hâris et-Temimî babasından şunu rivâyet etmiştir:

“Peygamber Efendimiz () (asm) bana şöyle buyurmuştur:

“Akşam namazını kıldığın vakit,

namazdan sonra hiç konuşmadan yedi kez 

‘Allahümme ecirnî min’en-nar’ / Allah’ım, beni cehennem ateşinden koru.’ der

ve şayet o gece ölürsen cehennem ateşinden beraat olunursun

ve eğer sabah namazından sonra aynı şekilde dersen

ve gün akşama kadar olan zamanda ölürsen

yine cehennem ateşinden beraat olunursun!..” (Sünenü Ebî Dâvûd,)

Duadaki metin farklılığı olarak hadis-i şerifte geçen ecirnî “ben” ifadesine karşılık,

tesbihatta geçen ecirnâ “biz” demektir ki cemaatle yapıldığında söylenir.

“Allâhümme ecirnâ min fitneti’d-dîniyyeti ve dünyeviyyeh
Allâhümme ecirnâ min fitneti ahiri’z-zamân
Allâhümme ecirnâ min fitneti’l-mesihi’d-deccâli ve’s-sufyân
Allâhümme ecirnâ mine’d-dalâlâti ve’l-bıd’ıyyâti ve’l-beliyyât
Allâhümme ecirnâ min şerri’n-nefsi’l-emmâreh
Allâhümme ecirnâ min şurûri’n-nüfûsi’l-emmârati’l-firâvniyyeh
Allâhümme ecirnâ min şerri’n-nisâ
Allâhümme ecirnâ min belâ’in-nisâ
Allâhümme ecirnâ min fitneti’n-nisâ
Allâhümme ecirnâ min azâbi’l-kâbr
Allâhümme ecirnâ min azâbi’l-yevmi’l-kıyâmeh
Allâhümme ecirnâ min azâbi cehennem
Allâhümme ecirnâ min âzâbi kahrik
Allâhümme ecirnâ min nâri kahrik
Allâhümme ecirnâ min azâbi’l-kabri ve’n-nîrân
Allâhümme ecirnâ mine’r-riyâi ve’s-sum’âti ve’l-ucubi ve’l-fâhr
Allâhümme ecirnâ min tecâvuzi’l-mülhidîyn
Allâhümme ecirnâ min şerri’l-munâfıkîyn
Allâhümme ecirnâ min fitneti’l-fâsıkîyn.”

Yukarıdaki istiaze dualarına baktığımızda

şerrinden Allah’a sığınılanların dini ve dünyevi fitneler,

ahir zaman fitnesi, deccal ve süfyan fitnesi, dalalet ve belalar, nefsi emmare,

firavunlaşmış nefisler, bazı kadınların içindeki şerli-belalı-fitneler

 (Bu duayı kadınlar da yapar.

Çünkü ahir zamanın en büyük fitne ve belası,

bazı ahlâk yoksunu ve fitneci kadınlardan gelmektedir.), 

kıyamet gününün azabı, cehennem azabı,

Allah’ın kahr azabı ve ateşi,

yalancı şöhret, kibir, övünmek, inkârcıların tecavüzü, münafıkların şerri,

fasıkların fitnesi gibi kişileri ve toplumları helakete sürükleyen başlıca unsurlar

olduğu görülecektir.

Benzer anlamların hadis-i şeriflerde de olduğuna dair birkaç örnek verelim:

Ebû Hüreyre  (r.a)’ dan rivayet edildiğine göre

Resûlullah() şöyle buyurdu:

“Biriniz namazda

tahiyyâtı bitirdiği zaman, dört şeyden Allah’a sığınarak şöyle desin:

‘Allâhümme innî eûzü bike min azâbi cehennem

ve min azâbi’l-kabr

ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât

ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl’

‘Allah’ım, cehennem azâbından

ve kabir azâbından, hayat ve ölüm fitnesinden,

deccâlin fitnesine uğramaktan sana sığınırım.’” ( Müslim, Mesâcid 128-134;)

Başka bir rivayet ise şöyledir:

Aişe (r.anha)’nın haber verdiğine göre,

Rasûlullah () namazda şöyle dua ediyordu:

“Allah’ım! Kabir azabından sana sığınırım,

Mesih deccalin fitnesinden sana sığınırım.

Hayatın ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım.

Allah’ım, günah işlemekten ve borçtan sana sığınırım.”

 

Resulullah()’in bir başka duası da şöyledir:

“Allah’ım, şikak ve nifaktan ve kötü ahlaktan sana sığınırım.” (Ebu Davud, Salat 367, (1546); Nesai, İstiaze 21, (8, 264).)

Tesbihatta,

Allah’a sığınılan tehlikelerden biri de şerli-belalı-fitne kadınlardır.

Nitekim Peygamber Efendimiz() bir hadis-i şeriflerinde 

“Ben, benden sonra erkekler için kadınlardan daha tehlikeli bir fitne (imtihan sebebi)

bırakmadım.” demiştir. (Buhârî Nikâh 17)

“Allâhümme ecirnâ

ve ecir vâlideynâ

ve talebete rasâili’n-nûru’s-sâdıkîyne fi hizmeti’l-kur’âni ve’l-imân,

ve ahbâbene’l-mü’minîne’l-muhlisîyne

ve akrıbâenâ ve ecdâdenâ mine’n-nâr.”

(Allah’ım! Bizi, anne-babamızı,

Kur’ân ve iman hizmetinde çalışan

sâdık Risale-i Nur Talebelerini,

ihlâslı, imanlı dostlarımızı,

akrabalarımızı

ve ecdadımızı cehennem ateşînden kurtar.)

“Bi afvike yâ mücir bi fadlike yâ gâffâr.

Âllâhümme edhılne’l-cennete mea’l-ebrâr.

Âllâhumme edhılne’l-cennete meâ’l-ebrâr.

Allâhumme edhılnâ ve edhı’l-üstâdenâ Said-i Nursî radıyallahu anh

ve vâlideynâ ve talebete rasâili’n-nûru

ve ıhvânenâ ve ehâvatenâ ve akribâenâ ve ecdâdenâ

ve ahbâbene’l-mü’minîne’l-muhlisîyne fi hizmeti’l-imâni ve’l-Kur’ân,

 el cennete meâ’l-ebrâr, salli alâ nebiyyike’l-muhtar

ve âlihi’l-athâr ve ashâbihi’l-ahyâr ve sellim mâdâme’l-leylü ve’n-nehâr.

Âmin, velhamdü lillâhi rabbil âlemin.”

Anlamı;

(Affınla kabul buyur ey halas eden, kurtaran Mücîr!

Fazlınla kabul buyur ey günahları bağışlayan Gaffâr!

Allah’ım!

Bizleri Ebrar olan iyilerle Cennet’e idhal eyle.

Allah’ım!

Bizi, Üstadımız Said Nursi’yi (Allah ondan razı olsun)

ana-babamızı,

sâdık Risale-i Nur Talebelerini,

erkek ve kadın kardeşlerimizi, akrabalarımızı, ecdadımızı,

iman ve Kur’ân hizmetinde çalışan ihlâslı, imanlı dostlarımızı,

Seçkin Peygamberinin() şefaatî,

O()nun pak, âli ve hayırlı Sahabilerinin hürmetine!..)

Bâbışefkat Nur

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Dinî Vakıf” Genci Neye Hazırlar?

"DİNİ VAKIF" GENCİ NEYE HAZIRLAR? Tek parti devrinde her türlü dinî inkişafa, “Tekke ve Zaviyeler …

Kapat