Namaz Tesbihatının Mahiyeti ve Fazileti
VESİLE DUASI
Ezandan ve kametten sonra vesile duası okunur:
“Allahumme Rabbe hâzihî’d-da’veti’t-tâmmeh
ve’s-salâti’l kâimeh,
âti seyyidina Muhammeden’il vesîlete ve’l-fadîlete
ve derecet’il âlîye…
İlâhi!. ve’b’ashu mekamen Mahmûden ellezi veadteh.
İnneke la tuhliful mîâd…”
Ezandan sonra,
Hz. Peygambere(ﷺ) salâvat getirmek sünnet;
vesile duasını yapmak menduptur. (18. Neylu’l-Evtar, 2/577.)
Buhârî’de yer alan rivayete göre her kim ezanı işittiğinde
ardından bu duayı okursa,
Peygamberimiz (ﷺ) şefaatinin ona vâcib olacağını bildirmiştir. (Buhârî, Ezan)
Şâfiî mezhebinin bir fıkıh kitabı olan “İânetü’t-Tâlibin” müezzinin,
kamet getirenin,
ezan ve kameti dinleyenin
ellerini kaldırıp açarak
vesile duâsını okumalarının sünnet olduğu yazmaktadır. (İânetü’t-Tâlibîn, 1:232-23.)
Şafii mezhebinden olan Bediüzzaman Hazretleri de
sünnet olarak ezandan sonra da kametten sonra da “Vesile Duâsı” okumuştur!.
“Bu kadar tekrar ile
kat’î verilecek olan bir şeyin vermesini istemesinin
sırr-ı hikmeti şudur:
İstenilen şey, meselâ, Makam-ı Mahmud, bir uçtur.
Pek büyük ve binler Makam-ı Mahmud gibi
mühim hakikatleri ihtiva eden bir hakikat-ı âzamın bir dalıdır.
Ve hilkat-i kâinatın en büyük neticesinin bir meyvesidir.
Ve ucu ve dalı ve o meyveyi dua ile istemek ise, dolayısıyla
o hakikat-i umumiye-i uzmânın tahakkukunu ve vücut bulmasını
ve o şecere-i hilkatin en büyük dalı olan âlem-i bâkinin gelmesini
ve tahakkukunu ve kâinatın en büyük neticesi olan haşir
ve kıyametin tahakkukunu ve dâr-ı saadetin açılmasını istemektir!..
Ve o istemekle,
dâr-i saadetin ve Cennetin
en mühim bir sebeb-i vücudu olan ubudiyet-i beşeriyeye
ve daavât-ı insaniyeye kendisi dahi iştirak etmektir!..
Ve bu kadar hadsiz derecede azîm bir maksat için, bu hadsiz dualar dahi azdır…
Hem Hazret-i Muhammed (ﷺ)’a Makam-ı Mahmud verilmesi,
umum ümmete şefaat-i kübrasına işarettir!..
Hem o, bütün ümmetinin saadetiyle alâkadardır.
Onun için hadsiz salâvat ve rahmet dualarını bütün ümmetten istemesi ayn-ı hikmettir!..” (6. Şua)
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024