Namaz ve Kerahet Vakitleri

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Namaz ve Kerahat Vakitleri

1. Yazı

A. Namaz Vakitleri

Namaz vakitleri, güneşin durumuna göre değişir. Eğer gün uzun olur ve güneş geç batarsa, namaz vakti güneşin durumuna bağlı olduğundan geç okunur. Başka bir değişle, yılın her zamanı aynı vakitte namaz vakti olmaz. Örneğin yazın ikindi namazı vakti ile kışın ikindi namazı vakti “aynı saat biriminde” olmaz. Her bölgede, her ülkede namaz vakti değişik olduğundan hepsini söyleyebilmemiz mümkün değil. Birde hergün namaz vakitleri güneşe göre değişmektedir. Bu yüzden, evinizdeki takvimlerden kendi yaşadığınız ülke/il’e göre namaz vaktinizi bilmelisiniz. Elinizin altında takvim bulunması çok faydalıdır.(önerilir)

Sabah namazı vakti:

İmsak vaktinden (30dk gibi) bir süre sonra, fecrin doğuşuyla(beyazlığın ortaya çıkmasıyla) başlayıp güneşin doğuşuna kadar olan vakittir.

BİLGİLENDİRME : Güneş doğarken namaz kılınmaz. Sabahın kerahat vakti çıktıntan sonra (güneş doğup 45dk geçtikten sonra) öğlen vaktinin kerahatine kadar (öğle namazı vaktinden 30dk (veya yaklaşık 45dk) öncesine kadar, yani kuşluk vaktinde) sabah namazı (sünnetiyle beraber) kaza olarak kılınır.

Öğle namazı vakti:

Güneş tam tepe noktasını az miktar batıya doğru yönelmesi sırasında öğle namazı vakti başlayıp İkindi vaktine kadar süren zamandır.

İkindi namazı vakti:

Dik bir cismin gölgesi, kendi boyunun iki katına ulaşınca ikindi vakti başlar ve akşam namazı vaktine 45dk. kalana dek sürer. Güneş batarken namaz kılınmaz. Eğer o günün ikindi namazını kaçırdıysanız ve güneş batmak üzere ise, sadece o günün ikindi namazının farzını kılabilirsiniz.

Akşam namazı vakti:

Güneş battıktan hemen sonra başlar ve yatsı namazı vaktine kadar devam eder.

Yatsı namazı vakti:

Güneş battıktan sonra hava hafif beyazlık içinde olur. Bu beyazlık tamamen kaybolunca yatsı namazı vakti başlar ve sabah namazı vaktine kadar devam eder.

Vitir namazı vakti:

Vitir namazı vakti yatsı namazı vaktidir. Ancak vitir namazı, yatsı namazından sonra kılınır.

Cuma namazı vakti:

Öğle namazı vaktidir. Her Cuma günü, müslümanların bayramıdır. Bu yüzden müslümanlar bugünde toplanarak cemaat ile birlikte namaz kılar.

Kuşluk vakti:

Güneş doğup sabah kerâheti çıktıktan (güneş doğduktan yaklaşık iki saat) sonra başlar, öğle kerâheti ile sona erer. Yani sabah ile öğle kerâhetinin arasındaki vakittir. Bu vakitte Duha (Kuşluk) Namazı kılmak menduptur.

Bayram namazı vakti:

Kuşluk namazı vaktidir.

Seher vakti:

Gecenin son altıda bir vaktidir. Bu vakit şöyle hesaplanır. Akşam namazı vakti (güneş battıktan sonra) ile imsak vakti arasındaki saat farkı 6 ya bölünür. Bu sonuç imsak vaktinden çıkarıldığında seher vakti başlamış olur. imsak vakti girince seher vakti çıkmış olur. Örnek : akşam 17:30 – imsak 05:30 akşam vakti ile imsak vakti arası (örneğe göre) 12 saat olduğuna göre 12/6=2 (geceyi 6 ya böldük 2 saat belirdi). Bu 2 saati imsak vaktinden çıkaralım 05:30 – 02:00 = 03:30 (yani saat 03:30 seher vakti başladı) bitişi ise (05:30 imsak vakti). Sonuç olarak : 03:30 – 05:30 arası (örneğe göre) seher vaktidir.

Terâvih namazı vakti:

Yatsı namazı vaktidir. Yatsı namazından sonra “Terâvih” namazı, sonrasında da “Vitri Vacib” namazı kılınır.

Kerâhet Vakitleri:

1. Sabah Kerâheti : Güneş doğarken başlar, 45 dak. sonra sona erer.

2. Öğle Kerâheti : Güneş tepedeyken: Öğle namazı vaktinden 30 dak. (veya yaklaşık 45 dak.) önce başlar, öğle ezanı okununca sona erer.

3. Akşam Kerâheti : Güneş batarken, yani akşam namazından 45 dak. önce başlar, akşam ezanı okununca sona erer. Kısaca güneş doğarken,tepedeyken ve batarken namaz kılınmaz. Kılınması tahrîmen (harama yakın) mekruhtur. Kerâhet vaktinde kılınan farz namaz sahih değildir. Nâfileler sahih olsa da, usûlen mekruh olur. Bu üç vakitte başlanan nâfileleri bozmalı, ancak başka bir zamanda kazâ etmelidir. (Akşam kerâhat vaktinde ikindi namazının farzı hariç) bir farz namaz kılınsa dahi sahih (doğru) olmaz. Bu yüzden kerâhat vaktinde kılınan farz namazın, kerâhat vakti çıktıktan sonra o namazın tekrar kılınması daha doğru olur. Tilâvet secdesi vaciptir ve kerahat vakti kılınmaz. Kılınsa dahi sahih değildir.

Kısacası kerâhat vakti hiçbir şekilde namaz ve secde yapılmaz. Yalnızca (o günün ikindi namazının farzına) izin vardır. Sahabiden Ukbe b. Amir r.a. şöyle anlatmıştır:

Rasulullah (s.a.v.) üç vakitte namaz kılmamızı ve cenazemizi defnetmemizi yasakladı. Bu vakitler:

* Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar. * Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, batıya meyledinceye kadar. * Güneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar. (Müslim, Müsâfirîn 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 55; Tirmizî, Cenâiz 41, Nesâî, Mevâkît 31.) Konuyla ilgili diğer hadisler ve açıklamalar için bk. İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, c.7, s. 427-446.

Hadiste zikredilen üç vakit, gündüzün uzunluk ve kısalığına göre değişmekle birlikte, yaklaşık olarak kırk beşer dakikalık sürelerdir. Bu vakitlerde namaz kılınması, yukarıdaki hadis ve aynı anlamda olan daha başka hadisler dolayısıyla mekruh görülmüştür.

Şuna da dikkat çekmek lazımdır: Bir kimsenin ikindi namazını kerahet vaktine bırakmaması esastır. Fakat her nasılsa kerahet vaktine kalmışsa, güneş batıncaya kadar ikindi namazını yine de mutlaka kılmalıdır. Çünkü namazı kerahet vaktine bırakmak mekruh, kazaya bırakmak ise haramdır.

Bu üç vaktin dışında iki vakit daha vardır ki, o vakitlerde nafile namaz kılınması mekruh görülmüştür.

1. Sabah namazının vakti girdikten sonra güneş doğuncaya kadar sadece sabah namazının iki rek’at sünneti kılınabilir. Bunun dışında nafile bir namaz kılınması mekruh görülmüştür.

2. İkindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınması mekruhtur. Rasulullah s.a.v. Efendimiz, bu vakitlerde vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır.

***

2. Yazı

Beş vakit vardır ki, onlara “Mekrûh Vakitler” denir. 

Birincisi: Güneşin doğmasından bir mızrak boyu (beş derece) ki, memleketimize göre kırk ile elli dakika arasında bir zamanla yükselişine kadar olan zamandır.

İkincisi: Güneşin yükselip de tam tepeye geldiği zeval anının bulunduğu vakittir.

Üçüncüsü: Güneşin sararmasından ve gözleri kamaştırmaz bir hâle gelmesinden itibaren batışı zamanına kadar olan vakittir.

Dördüncüsü: Fecr-i Sadık’ın doğmasından güneşin doğacağı zamana kadar olan vakittir.

Beşincisi: İkindi namazı kılındıktan sonra güneşin batmasına kadar olan vakittir.

Evvelki üç kerahet vaktinde ne kazaya kalmış farz namazlar, ne vitir gibi vacib olan namazlar, ne de önceden hazırlanmış bir cenaze namazı kılınabilir; ne de evvelce okunmuş bir secde âyeti için tilâvet secdesi yapılabilir. Bunlar yapılırsa, iadeleri gerekir.

Bu üç vakitte nafile namaz da kılınmaz. Ancak kılınacak olsa, kerahetle caiz olur ve iadesi gerekmez. Çünkü bu kerahet, nafile namazların sağlıklı olmasına engel değildir. Bununla beraber bu vakitlerden birine rastlayan bir nafile namazı bozup kerahet vaktinden sonra onu kaza etmek daha faziletlidir.

Bu üç vakit, ateşe tapanların ibadet zamanlarıdır. Onlara benzemekten kaçınmak, hak dine saygının gereğidir. 

Diğer iki kerahet vaktinde ise, yalnız nafile namaz kılmak mekruhtur. Farz ve vacib namaz mekruh değildir. Cenaze namazı, tilâvet secdesi de mekruh değildir. Bu iki vakitten birinde başlanmış olan bir nafile namazı, kerahetten kurtulması için bozulmuş olursa, sonradan onu kaza etmek gerekir.

Güneşin batışı halinde yalnız o günün ikindi namazı kılınabilir. Fakat diğer bir günün kazaya kalmış olan ikindi namazı kılınmaz. Çünkü kamil bir vakitte vacip olan bir ibadet, nakıs olan ( keraheti bulunan) bir vakitte kaza edilemez. Kerahet vakti ise ibadetlerin noksanlığına sebebdir. 

Güneşin doğuşuna rastlayan her hangi bir namaz ise bozulmuş olur. Bunun için bir kimse daha ikindi namazını kılmakta iken güneş batsa namazı bozulmaz. Fakat sabah namazını kılmakta iken güneş doğsa, namazı bozulur. Çünkü birinci halde, yeni bir namaz vakti girmiş olur. İkinci halde ise, namaz vakti çıkmış; fakat yeni bir namaz vakti girmemiş olur. 

Tam zeval anına rastlayan bir namaz farz veya vacip ise bozulur. Eğer nafile ise mekruh olmuş olur. Yalnız İmam Ebu Yusuf’a göre cuma günü zeval vaktinde nafile namaz kılınması caizdir ve keraheti yoktur. Zeval vakti son bulup da güneş batıya doğru yönelmeye başlayınca artık ittifakla kerahet vakti çıkmış olur.

Kerahet vaktinde okunan bir secde ayetinden dolayı secde yapılabilir. Ancak kerahet vaktinden sonraya bırakmak daha faziletlidir. Yine kerahet vakitlerinden birinde hazırlanmış olan bir cenazenin namazı o vakitte kılınabilir. Öyleki faziletli olan bu namazı geciktirmeyip hemen kılmaktır. Çünkü cenazelerde acele etmek menduptur.

Güneşin batışından sonra daha akşam namazının farzını kılmadan nafile namaz kılmak mekruhtur. Çünkü akşam namazı geciktirilmiş olur. Oysa ki, akşam namazında acele etmekte fazilet vardır. 

Cuma günü, imam hutbeye çıktıktan sonra veya ikamet getirildikten sonra namaza başlamak mekruhtur. 

İki bayram namazından önce ve bayram hutbeleri arasdında ve bu hutbelerden sonra, bayram namazı kılınan yerde nafile namaz kılmak mekruh olduğu gibi, güneş tutulması, yağmur duası ve hac hutbeleri arasında da mekruhtur. Bu hutbeleri dinlemek lazımdır.

Mekruh olmayan bir vakitte başlanmış olan nafile bir namaz bozulmuş olsa, (bunu kaza etmek vacip olduğundan) ikindi namazından sonra güneşin batışına kadar ve fecrin doğuşundan sonra güneşin bir mızrak boyu yükselmesine kadar kaza edilmez, mekruhtur. Bununla beraber kaza edilse sahih olur. Diğer kerahet vakitleri de böyledir. Ancak başta sıralanan ilk üç kerahet vakti böyle değildir. Onların birinde kaza edilmesi sahih olmaz. Yeniden kaza edilmesi gerekir.

(bk. Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
50 Milyon Said! ve Taziye

50 MİLYON SAİD! Ve Tâziye: Bediüzzaman Hz. 1925-1950 arasındaki mutlak ceberut ve diktatör hükümetlere karşı …

Kapat