Ana Sayfa / Yazarlar / Nasıl Ayakta Durur Varlık

Nasıl Ayakta Durur Varlık

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bediüzzaman Kayyum ismini anlatırken çok mufassal bir cümle kullanır. Anlatılan bahis “ism-i Kayyum’un cilve-i azamıdır” Demek bu bahiste birçokları cilve anlatırken o azam yani büyük en büyük cilveyi bahsi anlatmış oluyor. Bu mesele onun deyimi ile  “çok derin ve çok geniştir” Konuyu herkesin en iyi şekilde anlayamayacağını belirtir ama bir kural koyar “Bir şey bütün bütün elde edilmezse bütün bütün elden kaçırılmaz.” Bu konuda büyük uzmandır genel bir kural koyar” ism-i azama ait meselelerin ihata edlemeyecek derecede genişleri olduğu gibi  akıl görmeyecek derecede inceleri de vardır” Bütün ism-i azamlar için geçerli bir kaidedir.

Bir cümle kullanır “imanı kuvvetlendirmek” acaba imanı kuvvetlendiren şeyler nelerdir, keşke bunlardan da bahsetseydi. İbadet imanı kuvvetlendirir, peki bir imani bahsin derinliğine teemmülü imanı daha geliştirmez mi? Bediüzzaman imanı kuvvetlendiren ayetleri inceden inceye anlatmış izah etmiş. Mesela ihlas suresinde ehad samed, Bediüzzaman bu iki kelimeyi hem anlatmış, hemde ehadiyet ve samediyet diye genişletmiş. Ehad bir tecelli ise ehadiyet umumidir, istisnası yoktur, samed de öyle. Hayatım boyu en dikkati çeken şu cümleyi bir daha yazayım” Saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanın kuvvetleşmesi ehemmiyet çok azimdir. İmanın bir zerre kadar kuvveti ziyade olması bir hazinedir.” Ehemmiyeti çok azim yani çok çok büyük, ayrıca bir zerre ziyadeleşmesi bir hazinedir. Nasıl bir zerre artmak bir hazine, o hazine bizim neremizde  yekr alıyor. Bütün ihmallerimiz ve tembelliklerimiz imanın hazinesi olmayışındandır, herhalde. 

Ondan sonraki söz daha farklı İmam-ı Rabbani Ahmet-i Faruki  diyor ki “Bir küçük mesele-i imaniyetin inkişafı benimnazarımda yüzler ezvak ve kerametlere mürecccahdır.

Keramet göstermek dünyayı işgal etmiş, keramet gösterince kişi birden umumi bir teveccüh kazanmış. Bediüzzaman ise zaman tarikat zamanı değil derken, imanın ziyadeleşmesine çalışmanın önemini vurgulamış. Bediüzzaman zulüm zamanlarında büyük eserlerini vermiş. Bu üdeba arasında genel kaidedir. Boğazda yalıda zevk ü safa içinde verilen bir eser ne kadar verimli olur. 

Bediüzzaman iki olumsuz 

Biri Hapishane o hapishaneyi medrese olarak telakki eder. İkincisi Eskişehir hapishanesinin daha kat kat zulüm içinde olması. 

Iztırab ne kadar çok olursa karşılığı da o  kadar büyük olur. Sürgünler dünya edebiyatının büyük eserlerini ortaya çıkarmıştır. “Rahat döşeğindeki hayat hayr-ı mahz olan hayata değil şerr-i mahz olan ademe yakındır” rahat bir toplum birşey yapamaz, Osmanlı yükselme devrinde rahat etti, ama arkası duraklama ve onun arkası da inhitat devri oldu.

Risale-i Nur’un neredeyse tamamı mukaddes metindir. Çünkü çoğusu Allah ‘a ve efaline atittir. Salihi anlatır, bir arap Bediüzzaman”ın Hilye-i Şerif bahsini öperek kutsar. O peygambere aittir ism-i Azam bahsi de öpülüp başta kaldırılmaya ve daha ilerisi iyice özümsenmeye layıktır.Burada enteresan bir yorumu vardır. Kayyum ismi zilkade ayında “aklına görünür” büyük bir zulüm ve mukaddes ay, ancak görünüyor Kayyum isminin açıklaması. Hz İbrahim’in eşi Hacer validemiz, susuz bir çölde takdiri ilahi yalnız kalır, yedi kere koşar sonra bir melek kanadı ile yeri eşer ve su çıkarır. Orası bir hayat ve ubudiyet merkezi olur. Kayyum ismi‘nin izahı nur değil nur-ı azamdır.

Hz Adem as babamızdan beri insanlar en çok iki şeyi merak etmişler, bir kainatın yaratılışının nasıl olduğu ikincisi de nasıl bütün varlık insanla birlikte ayakta durduğunu. İnsanın yürümesi bile ilimlere aykırı bir et kütlesi nasıl oluyordu koşuyor yürüyor atlıyor, Hayret ne hayret, koca dünya ve gezeğenler direksiz duruyor ve devamlı dönüyor. İdraki maali bu küçük akla gerekmez, ama bu terazi o kadar sıkleti çekmez. Eserler kitap değil ilmi ilahi, mukaddes metinlerdir, herkes ismi azamı defalarca okumalı okutmalı, çünkü bu bir sınıfa tahsis değil Allah herkesin Allah’ı o halde onun en önemli altı ismini herkes okumalı, imanı artmalı. Paramız artsın diye günde sekiz saat koşuyoruz çalışıyoruz. Hergün bir saatda ahirete koşmalı….

Şu kainatın Halık-ı Zülcelal’i kayyumdur, yani bizatihi kayyumdur, daimidir, bakidir. Mesela yeni yürümeye başlayan çocuk bizatihi ayakta duramaz, ancak annesinin yardımı ile demek bizatihi olmayan şeyler ancak yardım ile ayakta durabilir. Bir ağaç ayakta durabilecek hale gelinceye kadar bir kuru ağaçla tutunur hayata. Demek içimizde bizi ayakta bir gizli demir dayanak var işte o ismi kayyum. Bizatihi kayyum anlaşılacak bir şey değil kelime anlaşılır ama, nasıl akıl kabul eder, onu tatmin eden bir izah olmalı, bir et külçesi nasıl ayakta durur, demek kemikler kayyum ismi ile direk oluyor vücuda. O etini yiyip attığımız kemikler ismi kayyumun tecellileri öyle değil mi.. Nasıl bir şeyse felç kayyum isminin tesirini öldürüyor, kemiz var ama kayyumiyet yok, demek dışarda bir güç kemik bahane ….

Bütün eşya Onunla kaimdir, devam eder ve vücutta kalır, beka bulur. Eğer kainattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyumiyet kesilse kainat mahvolur. Demek kayyum isminin tecellsi kayyumiyet ile nisbet kuruyor bu yüzden kemik görünüyor zahiren ama kayyumiyete nisbeti ile bağı ile ayakta duruyor.Anladık mı yani eh biraz işte..

Bu kayyumiyet günlük hayatımızda ayakta duran varlık ve canlılar ile anlaşılmaz, bu Yüzden Leyseke mislihi şeyin, diyor. Yani onun kayyumiyeti beşere amade kayyumiyetlerle alakalı değil.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Şefkatin ateşini söndürecek mârifetullahtan başka birşey var mıdır?”

“BİLHASSA,  ŞEFKATİN ATEŞİNİ SÖNDÜRECEK  MÂRİFETULLAHTAN BAŞKA BİRŞEY VAR MIDIR?..”  Vecizesinden ne anlamalıyız?.. Evvelâ  konuyu daha …

Kapat