Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Nasûhî Üsküdârî

Nasûhî Üsküdârî

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

ŞEYH MEHMED NASÛHÎ ÜSKÜDÂRÎ

17.-18 yüzyıl büyük Halvetî velilerinden olan Nasûhî Üsküdârî hz. Sipahi Seyyid Nasûh Bey’in oğludur ve Pir Şaban-ı Velî hazretlerinin neslindendir. Dolayısıyla Kastamonu evliyasından olan bu zat, Karabaş-ı Veli’nin de halifesidir. Üsküdar’da doğmuş olduğu tahmin edilmektedir ve dergâhı da buradadır. Buraya nispetle “Üsküdarî”, babasına nispetle de “Nasûhî” olarak tanınmıştır.

Asıl adı Muhammed (Mehmed) olan Nasuhî Efendi, babasının büyük desteği ile zamanın hemen bütün ilimlerini (edebiyat ve fen ilimleri de dâhil) tahsil ederek büyük âlimler arasında anılır oldu.

Karabaş-ı Velî gibi muazzam bir zatın terbiyesine girerek de tasavvuf yolunda ilerledi ve kâmil bir velî oldu.

Üsküdar Doğancılar’da kendi adıyla anılacak olan dergâhta ve Kastamonu dâhil birçok yerde irşad vazifesine devam etti. Kendisiyle ilgili çok sayıda menkıbe mevcut olup, şahitlerce kerametleri anlatılageldi. Zâhir ilimlerinde de ders verir, Eyyub Sultan Camiinde vaazları olurdu.

Nasûhî Muhammed Efendi, 1714 senesinde Kastamonu’ya nefyedildi. Burada da irşad hizmetlerine, nasihatlerine devam etti. Kastamonu’da hayatta olan büyük velilerle tanıştı, Halvetî büyükleriyle görüştü. Ceddi Şaban-ı Velî’nin ve Benli Sultan Hazretlerinin kabirlerini ziyaret etti. Oğlu Şeyh Alâeddin Efendi’nin anlattığına göre, Benli Sultan’ın kabrini ziyaretlerinde, bir kerameti daha zahir oldu. Alaeddin Efendi, babası ile Sandukası üzerine oturmuş vaziyetteki Benli Sultan’ın sohbetine şahit olduğunu anlatır.

Nasûhî Efendi’nin Mudurnu’ya da uğradığı, burada da bir süre kalıp hizmet ettiği bilinmektedir. Oğulları da büyük âlim ve velî olarak tanınan Nasuhî Efendi’nin nesli ilmî hizmetlere devam etmişlerdir.( Nasûhîzâdeler)

 

1718 (H.1130) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri Üsküdar-Doğancılar’da Nasûhî Dergâhı bahçesindedir.

Önemli eserler vardır. Başlıcaları şunlardır:

1) Tefsîr-i Şerîf (On ciltlik)

2) Risâletü’l-Fahriyye,

3) Risâletü’r-Rüşdiyye,

4) Risâletü’l-Velediyye,

5) Şuabü’l-Îmân,

6) Şerh-i Gazel-i Niyâzî-i Mısrî.

Yazdığı şiirlerden biri sitemizde, “Dinî Şiirler” bölümünde mevcuttur.

Türbesinin üzerinde Şair Zekâî’nin şu beyit yazılıdır:

“Makâm-ı evliyâdır, menbâ-ı feyz-i fütûhîdir,
Edeple dâhil ol sofî, bu dergâh-ı Nasûhî’dir.”

Rabbimiz makamlarını yüceltsin ve bizi de şefaatlerine nâil eylesin. Âmin!

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Seyyid Hasan Efendi

Müftü es-Seyyid Hasan Efendi 1083/1673 yılında Kastamonu Müftüsü olarak görev yapan es-Seyyid Hasan Efendi, aynı …

Önceki yazıyı okuyun:
Risale-i Nur Mesleğinde İstiğna Düsturu

Risale-i Nur Mesleğinde İSTİĞNA DÜSTURU Dinî hizmetlerde maddî ve manevî menfaatleri is­te­memek olan istiğna düsturu, …

Kapat