Yani İslamiyeti hakkıyla yaşasak, çokları İslamiyete girecektir. Lakin biz bu hasleti göstermediğimizden bu zillete düştük ve devam ediyor. Ümitvarız. Lâkin âdetullaha uygun hâl kazanmak, yaşamak lâzım. Âlim olmak, çok şey bilmek, Risale-i Nur’u okumak, bilmek yetmiyor. Yaşamak lâzım.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz., M.FEYZI Efendi r.aleyh gibi Nurun ilk talebeleri nasıl yaşamışsa öyle yaşamak. Sevadi Azam, yani ümmetin çoğu gibi. Şimdi vakıf kardeşler son model telefon araba vs… Vakıf da az, hatta hiç yetişmiyor.
Bu Feto fitnesi de çıktı. Bu yüzden kasıtlı olarak Nur cemaatine hücümlar oluyor. Diyanet bir yılı aştı yeni Risale-i Nur basılmiyor. Hizmet Vakfı MEB Protokolu Değerler eğitimi tam verilmiyor. Bu müsbet hükümet bizi rehavete ve dünyevîlesmeye itti gibi.
Yedi düvel bize savaş açmış, hâlâ İslam âlemi ve cemaatler tam ittifak ve Ittihad edemiyor. Ne acı… Fedakârlık vefakârlik, diğergamlık, isar gibi İslami hasletlerimiz unutulmuş. M.FEYZI Efendi r.aleyh “Karşıda düşman varken simit kavgası yapılmaz” derdi. Şimdi yardan, serden, maldan, rahattan geçme zamanı. Reisicumhurun dediği gibi; 2. Kurtuluş Savaşı. Ve de 2.Abdülhamid devri yeniden yaşanıyor gibi.
“Müsbet düşünelim Müsbet hareket edelim. Fitne uyandıracak hareketlerden kaçınalım”
Fi emanillah.
Evet… anlamak, yaşamak ve yaymak.
Allah için.
Allah yardımcımız olsun.
Allah razı olsun kardeşim.