Ana Sayfa / AİLE & SAĞLIK / Sağlık / Nedir Şu D Vitamininden Çektiğimiz? / Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Nedir Şu D Vitamininden Çektiğimiz? / Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

kasa fişiProf.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

NEDİR ŞU D VİTAMİNİNDEN ÇEKTİĞİMİZ?

Elbette D vitamini sağlıklı yaşamak için elzemdir ve buna da kimsenin itiraz ettiği yok ama nedir bu D vitamini meftunluğu nedir bu D vitaminine methiyeler düzmeler anlamakta güçlük çekiyorum.

Diğer vitaminlerin suçu ne, neden onların âbisi, hâmisi yok merak ediyorum.

Üstelik D vitamini aslında vitamin de değil, bir hormon.

Tıpkı östrojen, testosteron, kortizon gibi vücut tarafından üretilen bir “steroid hormon!”

Ayrıca da D vitamini tek bir molekül değil, D2 ve D3 diye isimlendirilen iki farklı formu var.

(Alman araştırmacı Adolf Windaus D1, D2 ve D3 olmak üzere 3 farklı D vitamini formu tanımlamış ancak daha sonra D1’ in gerçek bir molekül olmaktan ziyade bileşiklerin bir karışımı olduğu anlaşılmış ve D1 tabiri de terk edilmiştir).

Rakam belirtmeden D vitamini dendiğinde D2 ve D3 formları anlaşılması gerekir.

Üretim ihtiyaca göredir

Sağlıklı insanların vücudu D vitamini üretimini tıpkı diğer hormonlar gibi ihtiyacına göre düzenler.

Bu ihtiyaç kişiden kişiye farklı olduğu için de herkesin D vitamini seviyesi aynı değildir.

Güneş ışığında bulunan ultraviyole B ışınlarının tesiriyle deride bulunan ve kolesterol metabolizmasının bir ürünü olan “7- dehidrokolesterol”, D3 vitamini olarak da bilinen “koleskalsiferol” e dönüştürülür.

Bitkilerde bulunan D vitamini formu D2, diğer adıyla “ergosterol” veya “ergokalsiferol” dür.

D2 ve D3 besinlerle belirli bir miktarda alınabilir ama insanlar için en önemli D vitamini kaynağı deride oluşan koleskalsiferol’ dür.

Diyetle alınan veya deride sentez edilen D vitaminlerinin biyolojik olarak etkili hale gelebilmeleri ise bunların karaciğer ve böbrekte metabolize edilmeleriyle mümkün olur.

Böylece oluşan “1,25 dihidroksikolekalsiferol” D vitaminin biyolojik aktif formudur.

D vitamini sentezi genetik kontrol altındadır

D vitamini sentezi genler tarafından kontrol edilir; dolayısıyla da bu genlerdeki varyasyonlara bağlı olarak kan seviyeleri kişiden kişiye değişir.

Bu yüzden de aynı besinleri yeseler ve aynı derecede güneşlenseler bile herkesin D vitamini seviyesinin aynı olması mümkün olmaz.

Aynı gıdaları yiyenlerin kilolarının aynı olmaması gibi.

D vitamini normal seviyesi kaç olmalıdır?

Sağlıklı bir hayat için D vitamini kan seviyesinin genellikle 30-100 arası ng/mL olması isteniyor.

Alt ve üst sınırlar arasında yüzde 300’ den büyük fark olmasına dikkatinizi çekerim.

Zaten beslenme özellikleri birbirlerinden tamamen farklı olan Ekvator kuşağında yaşayan “çıplak kara derililer” ile “yünler tüyler içinde, derisi güneşin zerresini görmeyen” beyaz bir Eskimo’ nun aynı D vitamini metabolizmasına aynı kan değerlerine sahip olmaları nasıl beklenebilir?

Hiç endişeniz olmasın Allah dağına göre kar verir!

Yüksek D vitamini seviyeleri zararsız mı?

Son zamanlarda D vitamini kan seviyesi ille de 100’ den fazla olacak, D vitamini ne kadar yüksek olursa olsun zararı yoktur diye davullar çalınıyor.

D vitamini seviyesinin 300’ ün üzerinde olduğunu gösteren raporu iftihar belgesi gibi taşıyanlar, Bakın turp gibiyiz” diye gerim gerim gerinenler var.

Yüksek kan seviyelerinin şimdilik zararını hissetmemek bunun masum olduğunun delili değildir.

D hipervitaminozisinden bahsetmeyi gerekli bile görmüyorum.

Hormonlara dışarıdan müdahale etmenin doğru olup olmadığını düşünün ve ona göre karar verin, kâfi.

D vitamini seviyesine baktırmak yanlıştır

Sağlıklı insanların D vitamini seviyelerini ölçtürmelerini tıpkı kolesterol değerlerini ölçtürmeleri gibi gereksiz buluyorum.

Gebelikte şeker yükleme ne kadar doğru ise rutin olarak D vitamini ölçümü de o kadar doğrudur!

D vitamini seviyem yüksek” diye sevinmek de “düşük” diye üzülmek de mânasız şeyler.

D vitamini düşüklüğü haplarla iğnelerle yükseltmesi gereken bir hastalık olarak değil, “sağlıksız beslenmenin, sağlıksız hayat tarzının” bir işareti olarak değerlendirilmelidir.

Sağlıklı olmak bir bütündür.

Tek tek vitaminlere, hormonlara, minerallere, antioksidanlar, balık yağına odaklanmak akıl ve mantık dışıdır.

Gelelim neticeye

Kalp krizi ve felçleri sadece kolesterole bağlamak, kolesterol yüksek diye statin içmek ne kadar doğruysa, sağlıklı olmayı da sadece D vitaminiyle ilişkilendirmek, D vitamini seviyesi düşük diye haplara sarılmak da o kadar doğrudur.

Bütün mesele adam gibi beslenmek ve adam gibi yaşamaktır.

Ne diyorsunuz, haklı mıyım yoksa kanımda D vitamini seviyem düşük de ondan mıdır bu kalın kafalılığım, ben de mi hapa başlasam bilemiyorum.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Türkiye Neden Hedefte?

Türkiye Neden Hedefte? Türkiye; heyecanlı, yeniliklere açık, genç bir nüfusa sahip. Dünyanın hızla yaşlanan ve …

Önceki yazıyı okuyun:
‘Bana yazdırıldı’ ne demek? Vahiy ve ilhamın farkı nedir? / Şadi EREN

'Bana yazdırıldı' ne demek? Vahiy ve ilhamın farkı nedir? Bediüzzaman Said Nursi'nin 'bana yazdırıldı' sözü …

Kapat