Ana Sayfa / Yazarlar / Nefislerini Satıp Cenneti Alanlar

Nefislerini Satıp Cenneti Alanlar

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

NEFİSLERİNİ SATIP, CENNETİ ALANLAR…

“Şübhesiz ki Allah,
mü’minlerden nefislerini ve mallarını,
karşılığında Cennet hakîkaten onların olmak üzere satın almıştır!
(Onlar) Allah yolunda savaşırlar,
öldürürler
ve öldürülürler;
(Allah tarafından onlara) Tevrât’ta, İncîl’de ve Kur’ân’da
(söz verilen bu Cennet, Allah’ın) kendi üzerine hak bir va‘ddir.
Ve Allah’dan daha çok sözünü yerine getiren kim olabilir?
Öyle ise
yaptığınız bu alış-verişinizden dolayı sevinin!
İşte büyük kurtuluş ise ancak budur!..” (tevbe,111)

“İkinci Akabe gecesi,
Ensardan yetmiş kişi Resûl-i Ekrem (ﷺ)’a bîat ettiklerinde,
Abdullah bin Revâha (ra):
“Yâ Resûlallah! Rabbin için de, kendin için de dilediğin şartı koş!”
demesi üzerine buyurdular ki:
“Rabbim için, sırf O’na ibâdet edip, aslâ ortak koşmamanızı,
kendi hakkımdaki ise,
kendinizi ve mallarınızı neye karşı nasıl müdâfaa ediyorsanız,
beni de öylece müdâfaa etmenizi şart koşuyorum.”
Ashâb tekrar sordular:
“Bunları yapsak bize ne vardır?”
Resûl-i Ekrem(ﷺ): “Cennet vardır!” buyurdular.
Ashâb-ı Kirâm (radıyallahü anhüm ecmaîn) de:
“Ne kârlı ticâret! Biz bundan ne döneriz, ne de dönülmesini isteriz!”
demeleri üzerine, bu âyet-i kerîme nâzil olmuştur.
(Kurtubî, c. 4/8, 267)
“Şimdi (nefis ve malımızı Allah’a) satmağa bakacağız.
Acabâ o kadar ağır bir şey midir ki, çokları satmaktan kaçıyorlar.
Yok, kat‘â ve aslâ! Hiç öyle ağırlığı yoktur.
Zîrâ helâl dâiresi geniştir, keyfe kâfî gelir. Harâma girmeye hiç lüzum yoktur.
Ferâiz-i İlâhiye (Allah’ın farz olan emirleri) ise hafiftir, azdır.
abd (kul) ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki, ta‘rîf edilmez.
Vazîfe ise, yalnız bir asker gibi, Allah nâmına işlemeli, başlamalı
ve Allah hesabıyla vermeli ve almalı ve izni ve kānûnu dâiresinde hareket etmeli,
sükûnet bulmalı…
Kusûr etse, istiğfâr (tevbe) etmeli.
‘Yâ Rab! Kusûrumuzu affet, bizi kendine kul kabûl et, emânetini
kabzetmek (almak) zamânına kadar bizi emânette emîn kıl! (Âmîn)’
demeli ve O’na yalvarmalı.” (Sözler, 6. Söz, 16)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İhsan Kasım Salihi: Risale-i Nurla Yolculuğum – 3

Risale-i Nurla Yolculuğum - 3 İhsan Kasım Salihi İhsan Kasım Salihi’nin kitabının bir durağı da …

Kapat