Ana Sayfa / Yazarlar / Nimet-i Vücud’un Âlem-i Gayb ve Şehadet Kadar Genişlemesi

Nimet-i Vücud’un Âlem-i Gayb ve Şehadet Kadar Genişlemesi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

“NİMET-İ VÜCUD(un) ÂLEM-İ GAYB VE ŞEHADET KADAR GENİŞLEMESİ”
-İfadesini nasıl anlamalıyız?..

“Hem insaniyeti verdi. O insaniyetle o nimet-i vücut
mânevî ve maddî âlemlerde inkişaf ederek insana mahsus duygularla
o geniş sofralardan istifade yolunu açtı.” (4. Şua)
İnsaniyet nimeti; İnsanlık kabiliyetiyle,
konuşan, gören, duyan, idrâk eden, hisseden, düşünen reşit bir yaşı temsil eder.
Yani; insandaki harika sanat,
eşsiz icad,
mükemmel tasvir,
hikmetli cihazlar
ve latif nakışlar birer cilve-i samediyettir!…

“Hem İslâmiyeti bana ihsan etti.
O İslâmiyetle o nimet-i vücut âlem-i gayb ve şehadet kadar genişlendi.” (4. Şua)
Demekle,
insanlık kabiliyetlerinin inkişaf ve donanımı,
bilgi ve iletişim için, bir bilgisayar sahibi olduğumuzu farzedelim,
artık hem iç âlemimizi,
hem de görmediğimiz,
bilmediğimiz âlemlerin bütün kıymet
ve değerlerini bize açacak kapıların anahtarları elimiz de demektir!..
İşte onu kullanmayı bilmek en iyi istifadenin yoludur!..

Aynen bunun gibi;
“Nev-i beşere câmiiyet-i istidat cihetiyle tâlim olunan hadsiz ulûm
ve kâinatın envâına muhit pek çok fünun ve Hâlıkın şuûnat
ve evsâfına şâmil kesretli maarifin tâlimidir ki,
nev-i beşere,
değil yalnız melâikelere,
belki semâvat ve arz ve dağlara karşı emanet-i kübrâyı haml dâvâsında bir rüçhaniyet vermiş;
ve heyet-i mecmuasıyla arzın bir halife-i mânevîsi olduğunu Kur’ân ifham ettiği misilli..” (20. Söz)
ifadeleri insan için İsimlere mazhariyete namzet olmak liyakatına kapı açmaktır!..

“Hem iman-ı tahkikîyi in’âm etti.
O imanla o nimet-i vücud, dünya ve âhireti içine aldı” (4. Şua)
Derken de;
-İman ile- “…birden, o cüz’î ve fâni ve âciz adam,
bütün kâinatın Hâlık ve Sultanı olan Mâbudunun muhatap bir abdi olmak
ve o iman vasıtasıyla bir saadet-i ebediyeyi
ve şahane
ve çok geniş ve şâşaalı bir mülk-ü bâki ve bâki bir dünyayı ihsan… –etmek- ”(2. Şua)
demektir ki;

“Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun?..
Dünyanın bin sene mesudâne hayatı,
bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının;
ve o Cennet hayatının dahi bin senesi,
bir saat rüyet-i cemâline mukabil gelmeyen bir Cemîl-i Zülcelâlin daire-i rahmetine
ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun.
Müptelâ ve meftun ve müştak olduğunuz mecazî mahbuplarda
ve bütün mevcudat-ı dünyevîyedeki hüsün ve cemal,
O’nun cilve-i cemâlinin ve hüsn-ü esmâsının bir nevi gölgesi;
ve bütün Cennet, bütün letâfetiyle,
bir cilve-i rahmeti;
ve bütün iştiyaklar
ve muhabbetler
ve incizaplar
ve câzibeler,
bir lem’a-i muhabbeti olan bir Mâbud-u Lemyezelin,
bir Mahbub-u Lâyezâlin daire-i huzuruna gidiyorsunuz!..”(20. Mektup)
hakikatini bize fehmettirir!..

Nimet-i islâm ile İman-i tahkiki arasındaki fark şuna benzer ki;
İslâm nimetine kavuşmak, âlem-i gayb ve şehadet kadar azametli, her daim bahar iklimine sahip sınırsız ve sonsuz, hayallerin bile ulamadığı muhteşem bir bahçeye ve o bahçenin sahibini tanımak için yapılan davete icabettir!..
Tahkiki imana kavuşmak ise; O’(ﷻ) bahçe sahibinin, yakınlığına, dostluğuna, rûyet’ine ve o azim bahçe kadar ikram ve ihsanlarına ebeden sahip olmaktır!..
Nitekim Celâl’i-ZülCemâl’in kadim kelâm’ı olan Kur’an-ı Azimüşşan’da
bu hakikat şöyle ferman edilmiştir;

“Allah vaadetmiştir ki; Hakkıyle iman edip,
salih amel işleyenlere büyük bir mağfiret
ve azim bir mükafat vardır!..” (Fetih-29)

“Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları,
altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması,
onların günahlarını örtmesi içindir.
İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.” (Fetih-5)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Oryantalist Anlayış

Prof. Dr. Mehmet Maksutoğlu ORYANTALİST ANLAYIŞ - 1 Birçokları zanneder ki oryantalistler, kendi alanlarında otoritedirler, …

Kapat