Ana Sayfa / Yazarlar / Niyet ve Nazar Günahı Nasıl Sevaba Çevirir? / Ahmet KATIN

Niyet ve Nazar Günahı Nasıl Sevaba Çevirir? / Ahmet KATIN

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Katrenin Mukaddimesinde:

Ve keza nazar ile niyet, mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder. Evet niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir. Ve gösteriş için yapılan bir ibadeti günaha kalbeder. Maddiyata esbab hesabıyla bakılırsa cehalettir. Allah hesabıyla olursa, marifet-i İlahiyedir.

Önce nazar ile niyeti yan yana söyledi. Yani bakış açısı ile niyet birbirine çok yakın ve benzeşiyorlar. Biri kalbe diğeri daha çok akla baksa da, neticesi çok yakın.Niyet adi yani âdetten, basit, günahı sevabı olmayan, mübah bir hareketi veya günahı, seyyiatı ibadet veya hasenata çevirdiğini anlatmış.

Mesela kibir kötü bir sıfattır. En büyük günahlardan biridir. Amma Din düşmanlarına karşı izzet-i İslamiyeyi göstermek niyetiyle olursa o kibir hasenat olur.

İnad fena bir haslettir. Amma nefis ve şeytanın kötü istek ve emirlerine muhalefette kullanılırsa, dininde, davasında, ibadete devamda, günahtan kaçmakta kullanılsa ibadet halini alır ve inad, hakta sebata inkılab eder.

Mecazi muhabbet ve aşkı veya dünyanın 3. yüzüne karşı olan muhabbetin 1. ve 2. yüzüne karşı çevrilmesi gibi misaller çoğaltılabilir.

Nazar için misal verilen: Fenni malumatın marifetullaha çevrilmesini de niyete ekleyebiliriz gibi geliyor bana… Bilim ile dalâlete ve inkâra giden bir insanın iman ile niyeti değişirse, yani mana-yı ismîden, mana-yı harfîye dönerse, yani sanattan, Sanatkâra, eserden müessire dönerse; Allah namına bilimlere yöneldiğinde, daha önce inkarını, isyanını arttıran bilgiler imanını arttırmaya başlayacak ve seyyiat hasenata dönecek.

Amma ayette geçen “Yübeddilullahi seyyiâtihim hasenat” ifadesi sarih manasıyla günahları sevaba çevireceğini ifade ediyor.

Mutlaka onun da şartları var.

Bir abimizden bir Hadis-i Şerif dinlemiştim.

Rasul-i Ekrem ASM. Efendimiz bir gün sahabeye bu ayetin Ahiretteki bir tecellisini şöyle anlatır. Allah bir meleğe der ki: Git filan mümin kuluma… Şu, şu, şu günahlarını ikrar ettir.

O melek gider, o mümine der ki: Filan tarihte, falan yerde şöyle şöyle bir günahı işledin mi? O mümin utanır, başını eğer ve: Evet işledim, der.

Melek tekrar: Peki filan tarihte, falan yerde şöyle şöyle bir günahı işledin mi? O mümin iyice utanır, mahcubiyetle: Evet işledim der.

Melek tekrar: Filan tarihte, falan yerde şöyle şöyle bir günahı işledin mi? Mümin artık bitkin ve ızdırablı vaziyette, günahlar adeta onu ezmiş bir halette, sesi zor duyulur bir halde: Evet işledim, der.

Melek der ki: Rabbin işlediğin bu günahları sevaba çevirdi, deyince O mümin birden dikilir, can havliyle ve bağırarak: Benim şu günahım da var, bu günahım da var, diye günahlarını saymaya başlar.

Rasul-i Ekrem ASM. Efendimiz gülmeye başlar. O gün Medine-i Münevvere’de bayram havası eser.

Elhasıl: Nefs-i emmâre, tahrip ve şer cihetinde nihayetsiz cinayet işleyebilir. Fakat icad ve hayırda iktidarı pek azdır ve cüz’îdir. Evet, bir haneyi bir günde harap eder, yüz günde yapamaz.

Lâkin, eğer enâniyeti bıraksa, hayrı ve vücudu tevfik-i İlâhiyeden istese, şer ve tahripten ve nefse itimattan vazgeçse, istiğfar ederek tam abd olsa, o vakit يُبَدِّلُ اللهُ سَيِّاٰتِهِمْ حَسَنَاتٍ sırrına mazhar olur.

Ondaki nihayetsiz kabiliyet-i şer, nihayetsiz kabiliyet-i hayra inkılâb eder. Ahsen-i takvim kıymetini alır, âlâ-yı illiyyîne çıkar. (Yirmi Üçüncü Söz ikinci Mebhas)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İslam Medeniyetinde Yönetim Anlayışının Esasları

İSLAM MEDENİYETİ’NDE YÖNETİM ANLAYIŞININ ESASLARI İdarecilik veya diğer adıyla yönetim, Hz. Âdem’den (as) beri var …

Kapat