Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Kelimeler & Kavramlar / İnsan, Kelimesi Üzerine / Mehmed Kırkıncı

İnsan, Kelimesi Üzerine / Mehmed Kırkıncı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.
Mehmed KIRKINCI

İnsan, Kelimesi Üzerine

İnsan nisyan’dan alındığı için nisyan’a müptelâdır.” İnsan kelimesi lâfzan fi’lân vezninde olup beşer mânasına gelmektedir. Bu kelimenin neden alındığında, yani aralarında mânâca münasebet bulunan hangi kelimeden müştak olduğunda ihtilâf vardır.

Hemen şunu ilâve edelim ki her lâfzın mutlaka başka bir kelimeden müştak olması gerekmez. Zira bu halde teselsül lâzım gelir, bu da bâtıldır. Buna göre insan kelimesi için bir iştikak aramaya hacet yoktur. Ama lisan âlimleri, yine de bazı letafetlere binaen bu kelimeye bir iştikak aramışlardır. Şöyle ki:

1- Mezkûr âlimlerden bazıları, insan kelimesinin insden alınmış olduğunu ve sonundaki an ekinin de zâit bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Bunlardan ehl-i tahkik olanlar ise, an ekinin zait olmadığını ve insan kelimesinin İns lâfzının tesniyesi olduğunu söylemişlerdir. Zira, insanların, biri Hakla, diğeri halkla olmak üzere iki ünsiyet cihetleri vardır. Çünkü, insan ruh cihetinden Hak ile, cisim cihetinden de halkla ünsiyet halindedir.

Basra uleması da, fi’lân vezninde olan insan kelimesinin ins’den müştak olduğunu beyan etmişlerdir.

2- Bazıları da insan kelimesinin ibsâr ve ihsâs mânâlarına gelen înâsdan müştak olduğunu ifade etmişlerdir. Zira insanlar eşyaya, ilim yoluyla vâkıf, görme vasıtasıyla vâsıl ve hisleri vesilesiyle de müdrik olurlar.

3- Kûfe uleması ise, insan kelimesinin nisyandan müştak, başındaki hemze’nin zâit, vezninin if’an şeklinde nâkıs ve aslının if’ilân vezninde insiyan olduğunu beyan etmişlerdir. Ancak, istimali çok olduğu için hafiflik maksadıyla harfi hazfedilmiş ve insan şeklini almıştır.

4- İnsan kelimesinin cem’inin enâsîn şeklinde olması gerekirken bu tarz bir cem’isi kullanılmamış ve nas, ünas ve ünüs şeklindeki cemileri istimal edilmiştir. Aynı zamanda insan kelimesinin cem’i olarak zikredilen nâsın, aslında ünas lâfzının muhaffefi olduğu ve lisana hafiflik olsun diye başındaki Hemzenin hazfedildiği de ileri sürülmüştür.

Öte taraftan bu nâs kelimesi hakkında da muhtelif görüşler serdedilmiştir. Şöyle ki:

1. Kendi lâfzından müfredi olmayan Nas kelimesi, insan lâfzının cem’idir ve ünas kelimesinin de müradifidir.

2. Nas kelimesi, taharrük (canlanmak) mânâsına gelen neves lâfzından alınmıştır. Bu kelimedeki vav herekeli ve mâkabli de meftuh olduğundan elife kalbedilmiş ve nas şeklini almıştır.

3. Bazıları da nas kelimesinin unutmak mânasına gelen nesy kelimesinden alındığını ifade etmişlerdir. Bu kelimenin nas şekline gelmesi de şöyle olmuştur.

Nesy kelimesinin Aynü’l-Fi’li Lâmü’l-Fi’li, yani Sin ile harfleri yer değiştirmiş, Kalb-i mekân bi’l mekân yapılmış ve neys şeklini almıştır. Daha sonra da harfi Elife kalbedilmiş ve nas haline gelmiştir.

Zaten nesy veya nisyan masdarlarından gelen İsm-i Fâil sıgası da nas şeklindedir. Bu da lâfzan nas kelimesinin mutabıkıdır.

İnsanlar verdikleri ahidleri unuttukları için insan veya nas kelimeleri ile isimlendirilmişlerdir. Nitekim, İbn-i Abbas (R.A.)’dan gelen bir rivayet şöyledir:

“İnsan verdiği ahdi unuttuğu için İNSAN ismini almıştır.”

Yine İbn-i Abbas (R.A.)’dan gelen diğer bir rivayet de şöyledir:

“Âdem (A.S.) Allah (C.C.)’a olan ahdini unuttuğu için İNSAN ismini almıştır.”

Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’den; “Âdem (A.S.) unuttu, evlâdı da unutur” buyurduğu rivayet edilmektedir. Cenab-ı Hak da Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur:

“Andolsun ki daha önce Âdem’e ahid vermiştik, fakat unuttu” (Tâhâ: 115).

O halde İnsan ile nas kelimelerinin nesy veya nisyan lâfızlarından alınmış olmaları daha kuvvetlidir denilebilir

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kur’ân ve Sünnet Perspektifinde Nur Talebelerinin Namaz Tesbihatı

KUR’AN VE SÜNNET PERSPEKTİFİNDE NUR TALEBELERİNİN NAMAZ TESBİHATI   Tesbihat, Allah ile kul arasındaki irtibatı …

Önceki yazıyı okuyun:
Üç aylarda neler yapalım? / Süleyman Kösmene

Süleyman Kösmene Üç aylarda neler yapalım? Bugün şuhur-u selase’ye, yani üç aylara girdik elhamdülillah. Ümmet …

Kapat