Ana Sayfa / Yazarlar / O “uymaz özellikler”

O “uymaz özellikler”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

O “uymaz özellikler”

Hayat kimi zaman hayli yorucu olabiliyor hakikaten. Yorucu, üzücü, kimi zaman da epey kahredici..

Bu durumun oluşmasında -diğer sebepleri bir yana- sanırım en önemli bir etken de çevremizdeki bazı insanlar ve onların yanlış hal ve tutumları oluyor çoğu zaman. Fakat bu onların kötü olmalarından da kaynaklanmıyor aslında. Aksine bu insanlar kötü biri olmamalarına, hatta çoğu hal ve tutumları da güzel olmasına rağmen sebep oluyorlar buna…

 Öyle ki, kendilerini iyi biri olarak tanımanıza rağmen son tahlilde “çok iyi bir insan” da diyemeyeceğiniz böylesi kimseler; sahip oldukları onlarca güzel huya rağmen yine de çekilmez türden bir-birkaç fena özelliği ile hayatınızın yorucu birer parçası olmayı başarıyorlar. Örneğin ahlaklı, dost canlısı, hatır gönül bilen bir dostunuz, egosuna dokunulduğunda neredeyse hiçbir hatır gönül tanı(ya)mayacak hale de girebilmektedir. Veya günahlardan kaçınan, iyilik peşinde emek harcayan bir tanıdık için “ah bir de şu diline biraz hakim olabilse ah..” diye iç geçirmektesinizdir her görüştüğünüzde. Dürüst ama çıkarcı, yardımsever ama kolay yalan söyler, vicdanlı ama rahatını bozmaz, merhametli ama küçümseyici, tatlı dilli ama içten pazarlıklı, samimi ama laf taşır, yumuşak huylu ama cömert olamayan diye uzayıp giden nice “uymaz özellikler”, zihninizde hayli tanıdık özellikler olarak sıralanabilmektedirler maalesef. 

 Kısacası, hayli tanıdık, yaygın ve yorucu bir tipoloji olarak bu iyi insanlar, hayatın hemen her alanında karşılaştığınız bir imtihan türü, ama en çok da acı ve hüzün veren birer imtihanıdır hayatınızın.

Acı vermektedir, zira siz iyi bir insan olmasanız da böylelerinin belki “çok iyi bir insan” olmaya bir adım kala bunu o uyumsuz özellikleri yüzünden başaramıyor olmaları her defasında bir başka üzer sizi. Üzülmemek elde değildir, boş vermeyi başaramazsınız; insan noksandır, hata işler deyip geçmeniz nafiledir bu duruma.. Dahası insanın bu hayat yolunu çoğu zaman hatalarıyla, daha doğrusu hatalarına rağmen, daha doğrusu hatalarını düzeltme çabasıyla yürümesi gerektiğini kendinize tekrarla hatırlatırsınız ama, aynı yolun o hataları kabul ediyormuşçasına yürünebileceği zannına da dayanak o iyi insanlar ümidinize kasvet verir her defasında.

 O uymaz özellikler, iyi bir insanı belki çok iyi bir insan olmaktan alıkoyan kökleşmiş kötü huylara sizi şahit kılmakla, bir gül bahçesini boğabilen birkaç kötü kokunun gücünü de göstermiş olurlar. Öyle ki, o kişi tamamen kötü olsa, yazık ettiği güzel bir özelliği veya bir bahçeyi hatıra getirecek gülü pek olmasa; belki o vakit insanı o kadar yoramayacak, öyle üzemeyecek, haliyle kimseler de güzel yönleri veya yakınlığı hatırına bu fena yanlarına katlanmak zorunda kalmayacaktır.

O yüzden, böylesi şahitliklerde “insan olma değerine yazık eden yönler” gibi tabirler gayrı ihtiyari geliverirler aklınıza. Kimi iyi insanlarda bir karakter özelliği haline gelmiş o (iyilikle) uyumsuz-uymaz hal ve tavırları, gül kokusunu bastıran kötü kokuları ve en önemlisi de iyinin iyiliğine yazık edebilecek süreğen huyları düşünüp durursunuz bir kez daha… 

 Ve sonra, ardından, nihayet, kim bilir, belki, bir umut; ta baştan beri sormayı ertelediğiniz o soru artık iyice sarsar olur yakanızı: Peki ya, aslında tamamen kötü bulmadığımız kendimiz ne durumdayız; çevremizi, dostlarımızı, sevdiklerimizi hangi “yazık yönlerimizi” çekmeye mecbur bırakıyoruz, salıverdiğimiz “uymaz” fena huylarımızla insanlık bahçemizin varsa açabilmiş hangi güllerine yazık ediyoruz acaba?… 

 Mustafa H. Kurt, 10.2022

Yazar : Mustafa H. KURT

Mustafa H. Kurt: 1974 yılında Gaziantep'te doğdu. Cumhuriyet Lisesi (1992) ve Gaziantep Üniversitesi Tarih bölümünden mezun oldu (2000). Türkiye’de ve Almanya’da eğitimcilik yanında farklı iş kollarında çalıştı. Yazarımız, kastamonur.com yanında hâlihazırda çeşitli dergi ve haber sitelerinde yazıyor.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Ayetleri Arapça Okumak

Ayetleri Arapça Okumak Ayetleri Arapça okumanın faydaları: Rıza, bereket, ciddiyet, aşina olmak, tekrar, manayı korumak …

Kapat