Ana Sayfa / Yazarlar / Okçular Tepesi Neresi? / Orhan SALCI

Okçular Tepesi Neresi? / Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Okçular Tepesi Neresi..?

Kur’an, hikaye ve masal kitabı değil elbet. Ancak pek çok hikaye anlatır.

Biz bu hikayelerden hakikat dersleri çıkartalım diye.

Ve hakeza Peygamber Efendimizin (s.a.v) hayatı da bir hikaye konusu değil ama pek çok ibretlik hikayelerle dolu. Bu ibretlik hikayelerden ve beni en çok etkileyenlerden biri; Uhud Savaşı’ndaki “Okçular Tepesi” hadisesidir.

Son mukaddes dinin ve inananlarının varlık-yokluk savaşlarından biri olan Uhud Savaşı öncesi Allah’ın Rasulü (s.a.v.), Okçular Tepesi diye tarihe geçmiş küçücük tepeciğe yerleştirdiği okçu sahabe efendilerimize, “ne olursa olsun burayı terk etmeyin” emrini vererek ve onların orada bekleyişlerine itimad ederek savaşa girişmişti.

Hikayeyi hepimiz biliyoruz. Savaş İslam ordusunun lehine geliştiği bir anda zafer kazanıldı zannıyla o sahabe efendilerimiz, mevzilerini terk etmişler, tepenin arkasında pusuya yatmış ve henüz Müslüman olmamış olan Halid bin Velid kumandasındaki atlılar durumu fırsat bilip saldırmış, zafer kazanmak üzere olan islam orusu, iki ateş arasında sıkıştırılarak neredeyse bir helaketle yüz yüze gelmek durumunda kalmışlardı..

Okçular Tepesi mühim idi.

Ve Okçular Tepesi halen mühim, çok mühim..

Okçular Tepesi neresi?

Hikayeden hakikat dersleri çıkartma yolculuğumuza bağlı bu sorunun cevabı..

Okçular Tepesi her yerde..

Hayatta bize sunulan her konum, verilen her görev, her statü, olduğumuz her hal, Okçular Tepesi’nin ta kendisidir bana göre.

Adama biçilen görev, hanıma biçilen her görev, Okçular Tepesi’ndeki okçulara biçilen görev gibidir, hassastır, hayatîdir.

Amire, memura, öğrenciye, öğretmene, hakime, doktora, esnafa, tüccara, siyasetçiye, stk lara, cemaatlere, köylüye, çiftçiye, sanatkara, zanaatkara, alime, cemaatlere biçilen her görev, Okçular Tepesi’nde düşmana yol vermemek üzere konuşlandırılan askerin görevi gibidir, belki o kadar önemlidir..

Bugün bizi Okçular Tepesini terk etmeye, ganimete koşmaya çağıranlar çok.

Hanımlara; “ne duruyorsunuz, savaş kazanıldı, ganimete koşun” diyenlerin fısıltılarıyla seslenenler çok. Kariyer yapın, para kazanın, özgürlük kazanın diyenler, tepenin ardındaki atlı askerler gibi saldırmaya hazır bekleyenlerden başkası değil.

Ailede Okçular Tepesi boş kalınca, evdeki çocuğa,çocuğun iman ve ahlakına, kadın ve kocadaki iffet ve itimada, aile huzuruna, saldırıp bi çılpıda yutmaya azmetmiş olan düşmanı görememek, sezememek ne büyük zavallılık..

Hatta başörtüsünü bile kazanılmış zafer ve ganimet gibi gösterip, bakın savaşı kazandınız, ganimetinizi toplayın diye başörtüsüyle sokağa savrulmayı, iş hayatına atılmayı teşvik eden ama evdeki çocuğu, aile hayatının kudsiyetini, huzurunu, güvenini sahipsiz bırakıp arkadan gelen atlılara yol açıp talan ettirmeyi zafer gibi gösteren zavallılarımız ne kadar çok.

Köyde çiftçiye, dünya değişti, ülke zenginleşti, herkes şehre indi, şehre inen köşeyi döndü deyip köylüye ziraati terk ettirip, şehirde asgari ücret köleliğine teşvik edenler, Okçular Tepesindeki okçuyu, mevzisini ve görevini terk etmeye teşvik edenle aynı..

Sanatkara sanatını, zanaatkara zanaatını bıraktıran, dükkanını, tezgahını kapattırıp devlet kapılarında iş ve ekmek aramaya teşvik eden de Okçular Tepesi’ni terk ettirenle aynı..

Askere siyaseti, amire, memura koltuk sevdasını, makam hırsını, alime dünyalığı ve şöhretincazibesini hak edilmiş ganimet gibi takdim eden, Okçular Tepesinin dolu olmasından korkan düşmandan faklı olamaz elbet..

Zekat, sadaka, borç verme yani karzı hasen, Okcular Tepemizdi bizim.. Küçücük bahanelerle terk ettirdiler. Ve  bankalar, Uhud’un arkasına saklanmış atlılar gibi saldırıp, ümmetin tüm malını, servetini, emeğini, geleceğini ve hatta kanını şehvetle emdiler. Güven, itimad, ahde vefa, merhamet, hürmet Okçular Tepemizdi bizim, terk ettik ve helak olmak üzere ümmet.

Komşu hukuku, sılayı rahim Okçular Tepemizdi.. Tutacak elimiz, tutunacak dalımızdı bizim, kırdık. Terk ettikten sonra ne kadar parçalandık. tepenin ardındaki düşman süvarileri, televizyonları, gazeteleri, internet sitelerini atları gibi kullanıp, onlara binerek saldırdı, talan etti yurdumuzu, yuvamızı, örfümüzü, an’anemizi..

İslam kardeşliği de bizim Okçular Tepemizdi.

Terk edeli ne hallere düştük. Irkçılığı, kavmiyetçiliği, milliyetçiliği bize ganimet olarak gösterdiler, inandık, kandık, peşine düştük, helaki yaşıyoruz on yıllardır, yüz yıllardır.

Hasılı; din ve dinimizin bize miras bıraktığı her bir değer, bizim terk etmememiz gereken birer mevzimizdir, Okçular Tepemizdir. Her birimiz, Okçular Tepesinde düşmana yol vermemek üzere yerine yerleştirilmiş birer okçuyuz.. 

Biz mevzimizde, yerimizde sağlam durdukça toplum, millet, devlet ve ümmet ayakta durur, dik durur. Biz terk edersek, yıkılır kaleleler.. Âlemi İslamda dün yaşanan, bugün yaşanan ve gelecekte yaşanacak olan her başarısızlığın, her zulmün, yıkılışın, yok oluşun ardında Okçular Tepesini terk eden her birimizin vebali var..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
AB’nin Ekonomik Bunalımı ve Paris Ziyareti / Vehbi KARA

AB'nin Ekonomik Bunalımı ve Paris Ziyareti Şubat ayının ilk haftasında 9. Avrupa Sosyal ve Davranış …

Kapat